Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uzun zamandır merak ettiğim bir konu var. O da şu: sitemizde okur arkadaşlarımız bir çok ileti paylaşıyor. Yine çoğu iletilerin altında "alıntı" ibaresi var. İyi güzel, alıntı peki, ama kimden, nereden alıntıdır? Neden kimden, nereden alındığı belirtilmez de "alıntı" yazılır ve yine anlamakta zorlandığım gibi beğenilebilir? Bu tür iletilerle zaten ilgilenmiyorum. Ancak belki bununla ilgili bir açıklama var da ben kaçırmışımdır düşüncesine kapılıyorum ya da böyle yapmanın bir mantığı mı var? Lütfen konu hakkında bilgisi olan arkadaşım bir açıklama yapsın ya da bu tür ileti paylaşımları "alıntı" yazılarak geçiştirilmeyip kaynağı yazılsın.
Filmin Özeti
Ünlü bir aktör olan eski öğrencisinin, Oscar ödül töreni sırasında kendisinin cinsel eğilimini açıklamasıyla zor duruma düşen bir öğretmenin eğlenceli hikayesi. Öğretmen Howard'ın güzel bir nişanlısı, iyi bir işi ve kendisine saygı duyan bir çevresi vardır. Cameron Drake adlı eski bir öğrencisi, Hollywood'da ünlü bir oyuncu olmuş, homoseksüel bir adamı canlandırdığı rolüyle Oscar ödülüne layık görülmüştür. Ödül töreninde kendisine bu rolü canlandırırken kimden esinlendiği sorulduğunda, lise öğretmeninden esinlendiğini söyler. Medyanın yeni ilgi odağı, kendi halinde yaşayan öğretmen Howard'dır artık. Böylece Howard'ın güzel yaşamı bir anda tepetaklak olur.
Reklam
AKLIN YERİ Ferruh Boybeyli Alaca Siyaset (Siyasi Hikayeler) kitabında anlatır; "-Haydi çocuklar! Ya sokağa, ya odanıza… Yaramazlık yok, dedim. Bir sessizlik oldu. Yozgatlı park bekçisi: - Efendi, dedi. Şimdi bu çocukların akılları tabanlarının altındadır. Zamanla dizine, beline, midesine çıkar. Sonra da başlarına varır. Bazen hızlı çıkar, başlarının bir karış üstünde kalır. Bazen başlarına yetişemez, midelerinde kalır. Ana-babanın vazifesi bu çocukların tabanlarının altındaki akılları başlarına gelinceye kadar, onlara yardım etmektir. Bayramdır, çocuklara dokunma… Bir sessizlik oldu… biri - Ne güzel şeyler söylüyorsun. Kimden öğrendin bunları? Dedi. -Babam rahmetli söylerdi. Ama biz aklımızı başımıza alıp da okuyamadık. Öğüdü tutmak, öğüdü vermekten daha zor oluyormuş. (Aklı başında adam olmak… Yetişmişlik, işte budur. Aklı midesinde kalmış olan insan, okusa da okumasa da aynıdır. Aklı midesinde kalan veya başından bir karış yukarda duran insanlarla birlikte politika yapmak, milletin derdine, ızdırabına çare aramak, havanda su dövmek gibi bir şey.. öyle ya, aklın yeri, baştadır.) Ferruh Bozbeyli, Alaca Siyaset (Siyasî Hikâyeler), 173 sayfa, II. Baskı, 2000, İstanbul, Babıali Kültür Yayıncılığı
Patlıyoruz, hergün, her dakika, her yerde patlıyoruz... Hiçbiriniz, hiçbirimiz güvende değiliz... Daha da kötüsü alışıyoruz. Kimden ölmüş, hangi taraftan gitmiş gidenler onun hesabını tutuyor birileri... Sanki bir bilgisayar oyununda skor yapılıyor! Ölen kim olursa olsun umurumda değil, umurumda olan tek şey zamansız, pisipisine, zamansız insanların ölmesi! İnsan hayatından değerli tek şey yok bu hayatta!
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.