Farkındaydı. Bunun için hiç zorlamadı kendini.
Ama yeri geldiğinde, kendini yüksekte görenleri hiç ezmekten yerin dibine sokup çıkarmaktanda çekinmedi. Belki de, bu olanlar onun kendini biran için rahatlatan bir motivasyon anlayışıydı. Veya bunları cezalandırma yöntemiydi. Kimse doğuştan ezik doğmaz. Bunu o duruma indirgeyen toplumun parçalarıydı sonuçta. Birey, aile ve toplum. İç çevre, dış çevre ve geniş çevre. Sosyo politik durumlar baskın olan zümrenin yada zümrelerin, kişiliklerini büyük oramda oluşturmaz mıydı ki? Ezilmişlik, hor görülmüşlük bir yerden sonra savunma ve de karşı atağa geçirmez miydi ki? İnsan nereye kadar ezile bilirdi ki? Peki ya kendi benliğin deki ezilmişlik duygusu? İlaki dış etkenler ile oluşan bir olguydu. Beceriksizlik, yeteri kadar iyi olamamak. Yada berbat olmak. İşte o manyakları yaratan kişiler sizlersiniz! Eli kanlı katilleri, sosyo kopatları sizler o insanları hor gördünüz. Sonrada beyinlerinin onları savunma mekanizmalarının var oluşlarını sürdürme dürtülerini tetiklediniz. Sizler yaptınız. Hor görüp aşaladınız. Hep yukardan baktınız. Bir garibe geçerken nazikçe hoş görü göstermediniz. Ağşalayıp tiksindiniz, hor gördünüz. İşte manyaklar böyle türedi. Hiç biriniz aziz değilsiniz! Üç maymunu oynadınız.
Sonuçlarına da hepimiz katlanacaz.
...