Çocuk kime güvenlice bağlanıyorsa, çocuğun üzerinde, bağlandığı kişinin tesiri oluşur. Böylesi bir bağ, çocuğun yetişkinle uyumunu arttırır; birlikte yaşamaktan keyif alır çocuk.
Ebeveyni ile yaşamak, onun sözünü dinlemek, onun anlattıklarını hayata geçirmek çocuğa zor gelmez.
Çocuk anne babayı kendisini engelleyen biri olarak görüyorsa, bu baskıdan kurtulmak için söz dinlememeye ve normal eylemlere bile tepki göstermeye başlar.
Okul öncesi çağda çocuğun sergilediği tepkisellik, onun anne babasını sevmediğinden değil, güvenli bağlanamamış olmasından kaynaklanan, "tesirsizlikten" dolayıdır.
Çocuğu ceza ve mükâfat ile eğitme çabası, onu edilgenleştirmekten başka bir şey değildir.
(Edilgenlik: kendi gibi olmak yerine, başkalarının istediği gibi olmak)
Baskı uygulanmış, zorlanmış ve cezalandırılmış çocukların yaşadıkları kaygı ve güvensizlik hali, çocuğun kişilik inşasına zarar verir. Çocuk kendi gibi olmak yerine, zarara uğramamak için istendiği gibi olmaya alışır. Bu, bir çocuğun başına gelebilecek en trajik haldir.