Sayfa Sayısına Göre 100 Objede Dünya Tarihi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre 100 Objede Dünya Tarihi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre 100 Objede Dünya Tarihi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elimizdeki bilgiler bize Doğu Afrika'da bir yerlerden geldiğimizi söylüyor. Etnik ve ırksal çizgilerle bölünmeye fazlasıyla alışkın olduğumuz ve her daim birbirimizden farklı olmaya dair sebepler aradığımız için bizi birbirimizden ayıranın genellikle cildimizin ya da gözlerimizin rengi veya saçımızın dokusu gibi oldukça yüzeysel şeyler olduğunu ama esas olarak hepimizin aynı kökten, aynı soydan geldiğimizi fark etmek bazılarımız açısından şaşırtıcı olsa gerek. Bu yüzden kendimizi ve birbirimizi anlamaya devam ettikçe, özellikle de hepimizin aynı kökten geldiğimizi anlayabildiğimiz zaman, geçmişte barındırdığımız pek çok önyargıdan sıyrılabiliceğimizi düşünüyorum.
Eğer bütün dünyanın tarihini, yani insanlığın yalnızca bir kısmına gereğinden fazla ayrıcalık tanımayan bir tarihi anlatmak istiyorsanız bunu yalnızca metinler aracılığıyla yapamazsınız.
Yakın zamanda bilim insanları taş bir alet yapılırken nörolojik olarak neler olduğunu araştırdı. Ustalar taşları üzerinde çalışırken beyinlerinin hangi kısımlarının aktif olduğunu görmek için modern hastanelerin tarayıcılarını kullandılar. Şaşırtıcı şekilde, modern beynin bir el baltası yaparken kullandığınız alanları, konuşurken kullandıklarınızla büyük ölçüde örtüşüyor. Öyle görünüyor ki bir taşı şekillendirebiliyorsanız büyük ihtimalle cümle de kurabiliyorsunuz.
Yahudi tanrı, Adem'i topraktan yarattı ve Maya tanrıları da insanlarını yapmak için mısırı kullandı. Bu efsanevi öykü, bütün Amerika'daki en meşhur destan Popol Vuh'ta anlatılıyor. Destan, nihayet on yedinci yüzyılda kaleme alınmadan önce sözlü geleneklerle nesilden nesile aktarılmıştı:
"Ve insanın yaratılışı ve insan bedeninin bileşenlerine dair arayışı burada başlar... Demişlerdi ki: Taşıyıcı, müsebbip, yapıcı, modelleyici -ve kuş tüylü yılan tanrı- insan eti için gerekli olan şeyi arayıp buldular. Güneş, ay ve yıldızların yapıcı ve modelleyicinin üzerinde belirmesinden hemen önceydi. Yer yarıldı, içine su doldu; sarı mısır, beyaz mısırın adı ondan geldi. Bu, tahılın bulunduğu zaman oldu ve ardından sarı mısır ve beyaz mısır öğütüldü."