Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi

Kolektif

100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi Gönderileri

100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi kitaplarını, 100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi sözleri ve alıntılarını, 100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi yazarlarını, 100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
265 syf.
9/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Gerçekten de mükemmel bir eser. Kişiler ve bu kişilerin hayatlarında olan önemli noktaları çok iyi seçmiş ve çok iyi şekilde yazıya dökmüşler. Başarılı bir çalışma. Mutlaka herkesin okuması gerekir.
100 Türk Büyüğü Ansiklopedisi
100 Türk Büyüğü AnsiklopedisiKolektif · Hürriyet Ofset Matbaacılık ve Gazetecilik · 19906 okunma
Reklam
Mehmetçik
Necmettin Halil Onan, "Bir Yolcuya" adlı şiirinde, Anadolu topraklarında vatanı ve ulusu uğrunda şehit düşen Mehmetçik'i şöyle anlatır: "Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, Bu toprak bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bir tümsek, Anadolu'da İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmet'in yattığı yerdir. Bu tümsek koparken büyük zelzele Son vatan parçası geçerken ele Mehmet'in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, haşrolan kan, kemik etin Yaptığı bu tümsek amansız, çetin, Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir."
Sayfa 264Kitabı okudu
Orhan Kemal
1956 yılında yayınlanan Arka Sokak adlı kitabı "konularını hep yoksullardan ve işçilerden aldığı için" mahkemeye verildi. Orhan Kemal, "Ben gerçekçi yazarım. En iyi bildiğim konuları alırım. Varlıklı yurttaşların yaşayışlarını bilmiyorum" yolundaki savunmasıyla beraat etti.
Sayfa 257Kitabı okudu
Orhan Veli Kanık
" Şiiri şiir yapan, sadece edasındaki hususiyettir: O da mânaya aittir... Şiir bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır. "
Sayfa 255Kitabı okudu
Nazım Hikmet
"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim."
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
Cemal Nadir Güler
Sanat anlayışını şöyle anlatır: "Her zaman ülke ve toplum sorunlarını kendime konu seçtiğime göre, mizah gerçekleri, kahkaha gürültüleri ile örtbas eden bir palyaço değil, gülümseme ve düşünce ışığı ile ortaya çıkartan bir felsefe sanatı olarak gördüğüm anlaşılır."
Sayfa 236Kitabı okudu
Peyami Safa
" 9'uncu Hariciye Koğuşu otobiyografik, yalnız kendi hayatımdır (...) otobiyografik romanlar, yaratma hürriyetimizi keserler. Orada biz sayısız imkan ve ihtimallerden bazılarını tercih hürriyetini kaybeder, bir tanesi üzerinde billurlaşmaya mecbur kalırız. Bence bunun için, 9'uncu Hariciye Koğuşu'nun güzel bazı yerleri varsa bunlar herhalde yaşanmamış hayat parçalarıdır. Size garip gelecek, fakat bana öyle geliyor ki, romanda yaşanmamış kısımlar yaşanmışlardan daha gerçektir. Çünkü roman olağanı olmuş göstermek sanatıdır. Yoksa hatırattan farkı olmazdı. Biri yaratma, öteki hatırlatmadır."
Sayfa 227Kitabı okudu
Faruk Nafiz Çamlıbel
"Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar, Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar! Ey garip çizgilerle dolu han duvarları, Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları."
Sayfa 222Kitabı okudu
Aşık Veysel Şatıroğlu
Özgün sesi, geleneksel ve özgün saz çalma ustalığıyla, geleneksel kalıplar içinde fakat yer yer özgün imajlarla oluşturduğu yalın şiirlerindeki kişisel dünyası ve deyiş ustalıklarıyla haklı bir ün kazanan Veysel, nüktedanlığı, bilgeliği, görmeyen gözlerine karşın, aydınlık, iyimser iç dünyasıyla da tanınıp sevildi, izler bıraktı. Şiirleri bugün de her kültür düzeyindeki okurca beğeniyle okunmakta, türküleri, halk kültürümüzün duru, naif, bozulmamış örnekleri olarak güzellik, tazelik ve değerlerini korumaktadır.
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Edebiyat-ı Cedide şair ve romancılarını okuyarak edebiyatla yakından ilgilenmeye başlayan Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun edebiyat merakı okumuş bir insan olan annesinin kitap sevgisiyle başladı. Çocukluğuyla ilgili anılarında özellikle Monte Kristo romanının etkisinden söz eder ve şöyle der: " Belki bugünkü mevcudiyetimde Monte Kristo kahramanlarının bazıları hâlâ yaşamaktadır. İhtimal on bir, on iki yaşımda iken bu kitap elime geçmemiş olsaydı, ben şimdi büsbütün başka bir adam olacaktım. "
Sayfa 207Kitabı okudu
Halide Edip Adıvar
Yurt ve İstanbul özlemiyle ilgili konuşmalarına tanık olan yakın akrabası, İlhan Akant, Halide Edip Adıvar'ın duygularını şöyle anlatır: "Bir gün İstanbul'a dönersem, bir taraftan denizi gören, bir taraftan da, minareleri seyredebileceğim bir yerde oturmak isterim. Herhalde Beyoğlu'nda değil, hatta Boğaz'da da değil. Mutlaka eski İstanbul'u yaşayan bir yerde olsun, sokaktan geçen satıcıların seslerini bile duymak isterim. İstanbul denilince, ben bunu anlarım."
Sayfa 196Kitabı okudu
Ömer Seyfettin
Sanata ilgisi tiyatroyla Baytar Rüştiyesi'nde başlayan Ömer Seyfettin için okul arkadaşı Aka Gündüz: "O devrin edebi modası tiyatro idi, Ömer Seyfettin kendisini gayet hırçın, afacan, çabuk konuşur, bir yerde duramaz sanırdı. Aklına geleni söylerdi fakat sert çocuk değildi, herkese kendini sevdirirdi. İçimizde en iyi yazarlardan biriydi, piyes yazardı, beni de bu yola teşvik ederdi, Manukyan'dan örnek alırdı. Fakat sahneye çıkmazdı" diyor.
Sayfa 190Kitabı okudu
Cemil Cem
Cemil Cem'in karikatürleri gerçekçi çizgilere yaslanır. Özellikle portre karikatürlerinde başarı kazanmıştır. Karikatürü başlı başına bir sanat olarak niteler: "Karikatürü çarpık çizgi sanatı sanıyorlar! Ne kadar yanlış bir görüş. Karikatürü bir benzetmeyle şöyle yorumlamak mümkün. Maksim Gorki'ye göre her insanda çift hüviyet vardır. Biri gerçekleri görür, ötekisi komiklik ruhunun gizlendiği karakteri yapma eğilimidir. Birbirine zıt olan bu çifte şahsiyet içinde insan, bazen ruhundaki gizli olan kaba ve gülünç tarafları, ciddi bir görünüşle saklamak ister. Fakat bir gün herhangi bir unsur veya hadisenin tesiriyle komik ruh, dış hatlarda belirgin hale gelir. Çehrede tavır, hareket ve jestler adeta resimleşir. İşte karikatür bu ruhu yakalamak, olaylar içerisindeki anlamını kavramak, bir kelime ile bu ruhu çizmek sanatıdır."
Sayfa 179Kitabı okudu
Cemil Cem
Cemil Cem'in karikatürleri gerçekçi çizgilere yaslanır. Özellikle portre karikatürlerinde başarı kazanmıştır. Karikatürü başlı başına bir sanat olarak niteler: "Karikatürü çarpık çizgi sanatı sanıyorlar! Ne kadar yanlış bir görüş. Karikatürü bir benzetmeyle şöyle yorumlamak mümkün. Maksim Gorki'ye göre her insanda çift hüviyet vardır. Biri gerçekleri görür, ötekisi komiklik ruhunun gizlendiği karakteri yapma eğilimidir. Birbirine zıt olan bu çifte şahsiyet içinde insan, bazen ruhundaki gizli olan kaba ve gülünç tarafları, ciddi bir görünüşle saklamak ister. Fakat bir gün herhangi bir unsur veya hadisenin tesiriyle komik ruh, dış hatlarda belirgin hale gelir. Çehrede tavır, hareket ve jestler adeta resimleşir. İşte karikatür bu ruhu yakalamak, olaylar içerisindeki anlamını kavramak, bir kelime ile bu ruhu çizmek sanatıdır."
Sayfa 179Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.