Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

12 Eylül Saat: 04.00

Mehmet Ali Birand

12 Eylül Saat: 04.00 Gönderileri

12 Eylül Saat: 04.00 kitaplarını, 12 Eylül Saat: 04.00 sözleri ve alıntılarını, 12 Eylül Saat: 04.00 yazarlarını, 12 Eylül Saat: 04.00 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Siz hiçbiriniz vatanı sevmiyorsunuz. Daha çok kendinizi seviyorsunuz. Düşüncelerinizin altında da " bundan sonra ben ne olurum" var..."
Reklam
Toplum tribünde seyirci, partiler de sahada oyuncu durumunda olursa, yalnızca partilerle politikacılar soyunup sahaya çıkar, halk da tribünlerde seyirci gibi kalırsa, demokrasi gerçeklik kazanmaz. Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle uygulandığı bir ülkede siyaset giderek çirkin ve anlamsız bir oyuna dönüşür. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi...
" Köşeye sıkıştırmayın duvarları aşarız."
Dayağı cennetten çıkma gören, "Çocuğunu dövmeyen dizini döver" gibi atasözleriyle yetişmiş, önce evde, son okulda korkutmayla, şiddetle çocuk eğitimini normal gören bir milletiz. Büyük çoğunluğumuz kaba kuvvet içinde büyür, sonra da ilerideki davranışlarımızın ölçüsü olarak, bu yetişme dönemimizde gördüklerimizi alırız.
Sos­yal demokratlar, Sovyetler'in gözünde batının Truva atı gibi icat ettiği bir şeydir. Ne tam Sosyalist, ne tam kapitalist. ikisi arasında, adeta oportünist bir akımdır.
Reklam
11 Eylül 1980 tarihini düştü ve şunları yazdı: " ... Ata, ite, puta yuh diye Atatürk heykeli önünde slogan attılar. 12 Eylül tarihini seçmekle ne kadar isabet ettiğimiz ortada..." Aşağıdan liderleri toplayacak ekiplerin geldiği haberi verildi. Komutan derin bir uykuya daldı. Yarın Türkiye için yeni bir GÜN başlayacaktı.
Sayfa 281Kitabı okudu
700 bin tirajlı Günaydın gazetesinin erken baskısında, 06 ANKARA FIKRALARI başlıklı, birinci sayfasındaki fıkra herkesi güldürüyordu: "Adama sormuşlar; Bil bakalım, bir sandal içinde Ecevit, Demirel, Türkeş ve Erbakan bulunuyor. Birden deniz kabarıyor ve fırtına başlıyor. Sandal batsa kim kurtulur? Adam hiç düşünmeden cevabı yapıştırmış: — Millet kurtulur." İşte bu da basının o günkü genel yaklaşımıydı.
Sayfa 279Kitabı okudu
Toplum tribünde seyirci, partiler de sahada oyuncu durumunda olursa, yalnızca partilerle politikacılar soyunup sahaya çıkar, halk da tribünlerde seyirci gibi kalırsa, demokrasi gerçeklik kazanmaz. Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle uygulandığı bir ülkede siyaset giderek çirkin ve anlamsız bir oyuna dönüşür. Tıpkı Türkiye' de olduğu gibi...
Sayfa 262Kitabı okudu
Ecevit'in Petrol-İş Genel Kurulunda konuşması
"Türkiye'de sanki bir maç oynanıyor. Bu maçta sahada siyasal partiler ve siyaset adamları var. Toplumun büyük kesimi ise tribünlerde seyirci durumundadır. Sahada oynanan kavgalı dövüşlü, tatsız tuzsuz, sıkıcı ve sabır taşırıcı bir maçtır. Bu maçı izlemekten usananlar, artık, zaman zaman kendi takımlarına dahi kızar olmuşlardır. İşçiler de genellikle tribünlerdeki seyirciler arasında yer alıyorlar. Orada tutulmalarına özellikle çalışılıyor. Ortada bir yanlışlık var. Nerede bu yanlışlık? Yanlışlık sahada aranıyor, takımlarda aranıyor, kaptanlarda aranıyor, kurallarda aranıyor. Tabii, kendine göre hepsinin, hepimizin kusurları var. Ama bence asıl yanlışlık, demokratik siyasal mücadelenin bir tür seyirlik maç sanılmasıdır. Öyle bir maç ki, seyirciler ayrı, tribünlerde pasif durumda, sahada oynayan takımlar ayrı... Oysa demokrasi ancak bu tür ayrımlar ortadan kalktığı oranda gerçeklik kazanır... Toplum tribünde seyirci, partiler de sahada oyuncu durumunda olursa, yalnızca partilerle politikacılar soyunup sahaya çıkar, halk da tribünlerde seyirci gibi kalırsa, demokrasi gerçeklik kazanmaz. Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle uygulandığı bir ülkede siyaset giderek çirkin ve anlamsız bir oyuna dönüşür. Tıpkı Türkiye' de olduğu gibi... Sonuç vermeyen kavgalı gürültülü bir çekiş- meye dönüşür, toplumun sabrını tüketen bir kavgaya dönüşür. Yine tipkı bizde olduğu gibi... Sonunda korkarım ki, biri çıkar, düdüğü çalar, 'oyun bitti, herkes evine' der ve bir anlamsız oyuna dönüşen demokrasi de böylece sona erer..."
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Türkiye gibi eksikleri olan, demokrasi gelenekleri tam yerleşmemiş bir ülkede doğrudan seçimle gelmiş bir cumhurbaşkanı Anayasa'da zaten esnek biçimde belirtilmiş yetkileri çok başka biçimde kullanabilir.
Sayfa 182Kitabı okudu
Atatürkçü bir Türkiye olmalı. Unutulan Atatürk idealleri yeniden canlandırılmalı.
Sayfa 169Kitabı okudu
başarılı olmaya mecbursunuz zira memleket elden gidiyor.
Sayfa 157Kitabı okudu
akaryakıtsızlıktan kamyonlar işleyemez, beş kuruşsuzluktan, dövizsizlikten petrol alınamazken darbe yapılmaz.
Sayfa 148Kitabı okudu
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.