Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1890'larda İstanbul

Francis Marion Crawford

1890'larda İstanbul Sözleri ve Alıntıları

1890'larda İstanbul sözleri ve alıntılarını, 1890'larda İstanbul kitap alıntılarını, 1890'larda İstanbul en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkler Hristiyan kiliselerini bir ibadethane modeli olarak gördüğü için, pek çok Türk camisi Ayasofya'nın az çok benzeridir.
Türkiye'den "hasta adam" diye söz etmek ve dünyada hayatın en doludizgin sürdüğü kentlerden biri olan bu şehri yıkım ve çürüme ile bağdaştırmak âdet olmuştur. Ancak Haliç'in herhangi bir yakasında yirmi dört saat geçiren biri, ne İstanbul sokaklarında, ne Galata Köprüsü'nde, ne hareketli Galata semtinde, ne de Pera tepelerinde ataletle uzaktan yakından ilgili bir şey düşünebilir. Avrupa'dan, İtalya veya Avusturya'dan gelen biri başkentin cihanşümul hayatı, canlılığı ve faaliyeti karşısında gerçekten şaşırır. Dünyada bu kadar farklı insanın bir araya toplandığı, birbirleriyle ve yabancılarla omuz omuza yaşadığı başka hiçbir şehir yoktur.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Geldim dünya bahçesine, hiç iyilik göremedim."
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Köprüye ve Galata'ya en yakın köşede bir yere oturun, şekerli veya sade kahvenizi ısmarlayın ve sigaranızı yakıp izlemeye başlayın. Manzaradaki süratli hareketlilik ve renk çeşitliliği göz kamaştıran bir görüntü cümbüşü gibi.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yeri gelmişken şimdilerde birden fazla eşi olan Türk sayısının pek az olduğunu belirtmek isterim. Kur'an her erkeğe aynı anda dört eşi izin verir ve boşanmayı kolaylaştırarak eşlerin sürekli değişimine de teşvik eder. Sayısız kadına sahip geleneksel Türk, çok ender istisnalar hariç artık yok.
Ancak gördüğüm manzaraların en karakteristiği, hatta belki de en süreklisi, yaz aylarında güçlü ve sürekli ışığın güneş doğduktan batana kadar, sıcaklığın rutubeti emdiği gibi gölgeleri emerek her sokağı, her aralığı ve her köşeyi aydınlattığı İstanbul manzarasıdır. Böyle zamanlarda o güzel Sultanahmet Çeşmesi'nin yaldızlı parmaklıkları arkasında sucular bu serin hazneden küçük metal kupalarını hiç durmadan doldurup susamış müminlere ve kâfirlere, fark gözetmeksizin dağıtırlar.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“…sokak köpekleri, dilleri dışarıda yatar ve gelip geçenlerin, yolunu bir milim değiştirmemek için onları tekmeleyerek yolun ortasına savuran bir Rum veya Ermeni yerine, yolunu değiştirecek merhametli bir Türk olmasını umar.”
Saraya ait köşke yaklaştıkça ağaçlar daha da sıklaşır ve kalabalık artar. Mısırlı kemancılar ve kavalcılar akşam atmosferini çoğu kez kulak tırmalayan, bazen melodik ama genelde melankolik Arap melodileri ile doldurur. İnsanlar aralarında pek konuşmazlar ve her yerde dondurmacının "Dondurma kaymak!" diye bağıran sesi diğer seslerin arasından yükselir. Kurulmuş çadırlar, barakalar ve çardaklarda yoğurtlu kuzu budu veya dondurma yiyebilir, şerbet veya kahve içebilirsiniz.
Fes, "Islahatçı" olarak tanınan II. Mahmut tarafından ülkenin resmi başlığı kabul edilmiş. Kendisi Yunanlılardan aldığı bu başlığı ordu mensupları ile bütün hükümet görevlilerinin daha önce giydiği hantal ve ağır sarıklar ile değiştirmişti. Fes canlı rengi dışında çirkin ama derli toplu, bir örnek ve temiz, üstelik uzun siyah püskülü subay ve askerlerin bronzlaşmış yüzlerine fiyakalı bir hava veriyor. Ancak sarık ortadan kalkmamış, hem de bol miktarda mevcut, beyaz veya yeşil olarak.
Bir kadın mezar taşından bir parça. Kadına ait olduğu üzerindeki ayçiçeği motifinden belliydi, çünkü o devirde erkeklerin mezar taşında sarık yahut fes bulunurdu. Çiçeğin altındaki kitabenin bir kısmı hala okunabiliyordu. "Her yerde var olan Allah" yazısının altında "Geldim dünya bahçesine, hiç iyilik görmedim" yazılıydı.
329 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.