Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları

Necdet Hayta

1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları Gönderileri

1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları kitaplarını, 1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları sözleri ve alıntılarını, 1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları yazarlarını, 1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
276 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Adalar Denizi'nde Yunanistan ile 200 yıllık sorunların temelini teşkil eden gelişmeleri kronolojik ve belgelere dayanarak ayrıntılı bir şekilde sıralayan yazar; karasuları, kıta sahanlığı gibi mevzulara da değiniyor. Günümüzde sıkça konuşulan MEB meselesi Doğu Akdeniz'de sıkça tartışıldığı için burada es geçilmiş. Türkiye ve Yunanistan'ın tezleri, hukuki durumlarıyla birlikte açıklanıyor. Eser, görsellerle de desteklenmiş. Akademik çalışmalarda iyi bir kaynak, ilgilileri için de iyi bir okuma seçeneği olduğunu düşünüyorum.
1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları
1911’den Günümüze Ege Adaları SorunlarıNecdet Hayta · Atatürk Araştırma Merkezi · 20158 okunma
276 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ege Adaları Sorunu
Necdet Hayta'nın, "1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunu" adını taşıyan kitabı, adından da anlaşılacağı gibi günümüzde de hala devam eden Ege Adaları sorunun tarihi geçmişi hakkında bilgiler vermektedir. Kitapta hamasi nutuklar, havada kalan sözler yok. Bunun yerine sebepler ve sonuçlar üzerinden hareket edilerek bir durum ortaya
1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları
1911’den Günümüze Ege Adaları SorunlarıNecdet Hayta · Atatürk Araştırma Merkezi · 20158 okunma
Reklam
Hitler'in Türkiye planı
Ayrıca Türk ordusu yenilse bile halkın milis örgütlenmesi ile direnişe geçeceği tahmin ediliyordu. Bütün bu etkenler Sovyetler Birliği üzerine yürüyüşü geciktirebilir, hatta imkânsız hale getirebilirdi.
Sayfa 160 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Hitler'in Türkiye planı
Aslında Türkiye’nin işgali için de planlar hazırlanmış ve 1941 yılı başlarında Alman generalleri arasında yoğun bir şekilde tartışılmıştı. Buna rağmen Hitler, Türkiye’ye saldırmayı göze alamadı. Türkiye’nin dağlık coğrafyası ve yollarının azlığı, Alman motorize birliklerinin ilerleyişinde büyük güçlükler çıkaracaktı.
Sayfa 160 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Meis Adası’nın Türkiye’ye iadesi
İtalya Başbakanı Mussolini, “Meis Adası’nın Türkiye’ye iadesinin mümkün olmadığını”söylerken, İtalyanlar Ada’nın İtalya’ya ilhakı için Konferansa gönderilmek üzere ada halkından mahzar tertip ettirmekteydi.
Sayfa 148 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Rıza Nur'un anılarında Rodos ve 12 Ada
"Fakat Türkiye’de onları ne almak, ne de sonra muhafaza etmek kuvveti var. Denizaşırı. Muhafazaları büyük masraf ister. Yalnız Çanakkale Boğazının ağzını tıkayan bir iki adayı almalıyız ve alabilirsek kâr. Öbür tarafı uğraşmaya değmez. Yunan veya İtalyan kimin elinde olursa olsun bizde olmayınca kimde olursa olsun... Bize, Meis Adası sahilimize pek yakın olduğundan verilmesini Rauf hükümet namına ısrar ile yazdı. Fakat bir ufak kayalık yermiş neye yarayacak?.. "
Sayfa 146 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Reklam
Lozan'da Ege Adaları konusunda Yunan tezi
Yunan Heyeti Başkanı Venizelos ise; Türkiye’nin egemenliğini elinde tutmak istediği adalardan pek çoğunda, hiçbir yabancı unsur bulunmaksızın salt bir Rum nüfusun yaşadığını belirtmişti. Ona göre; İmroz’da 9.207 Rum’a karşılık hiç Müslüman yoktur. Bozcaada’da 5.420 Rum’a karşılık 1.200 Müslüman, Istanköy’de 14.550 Rum’a karşılık 2.020 Müslüman, Rodos’ta 37.777 Rum’a karşılık 4.854 Müslüman bulunmaktadır. Öteki adalarda ise yalnız Rumlar yaşamaktadır.
Sayfa 137 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Lozan öncesi Rodos, 12 Ada ve Meis'in durumu
Bir süre sonra Lozan Barış Görüşmeleri başlamadan önce, İtalya’da iktidara gelmiş olan Mussolini; 19 Kasım 1922’de İsviçre’de Lord Curson ve R.Poincare ile yaptığı görüşmede, 26 Nisan 1915 tarihli Londra ve 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşmalarıyla İtalya’ya verilen Rodos, 12 Ada ve Meis’i kaybetmemek için zemin hazırlamaya çalışmış bu müzakereler sonunda konuyu müttefikler ve Yunanistan’la görüşmekte serbest bırakılmıştı.*
Sayfa 133 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
“Bonin-Venizelos Anlaşması”
Sevr’in imzalandığı gün (10 Ağustos 1920), İtalya’nın Paris Büyükelçisi Kont Lelio Bonin ile Venizelos arasında, Rodos ve Meis dışında, 12 Ada’nın ve onlara bağlı adacıkların hükümranlığını Yunanistan’a devreden yeni anlaşmaya varıldı.
Sayfa 132 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Sevr 122. maddeye göre ilhakı kabul ediyoruz
Aynı antlaşmanın 122. maddesi de doğrudan doğruya Rodos ve 12 Ada’ya ait olup; “Türkiye, şu anda İtalya’nın işgalinde bulunan bu adalar yani; Stampalya, Rodos, Harki, Kaşot, Piskopis, İncirli, Kalimnos, Leros, Patmos, Lipsoso, Sömbeki, Istanköy ve bu adalara bağlı küçük adalar ile Meis Adası üzerindeki bütün haklarından İtalya lehine feragat eder, "demekteydi.
Sayfa 131 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Reklam
Sevr'e göre Gökçeada ve Bozcaada da Yunanistan’a veriliyordu.
İtilaf devletlerinin kendi aralarında hazırlayıp Osmanlı delegelerine kabul ettirdikleri 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması’nın 84. maddesiyle, daha önce büyük devletler kararıyla Yunanistan’a bırakılan adalar dışında Osmanlı Devleti’ne bırakılan Gökçeada ve Bozcaada da Yunanistan’a veriliyordu.
Sayfa 131 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
1.Dünya Savaşı ve Rodos ve 12 Ada
İngiltere ve Fransa’nın hem İtalya’yı hem de Yunanistan’ı memnun etmek için iki taraflı bir siyaset takip etmeleri, her iki devlete bol bol vaadlerde bulunmaları, 1. Dünya Savaşı süresince Rodos ve 12 Ada meselesinde İtalya ve Yunanistan arasında daimi bir çekişmeye sebep oldu.
Sayfa 127 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
İtalya işgal ettiği Rodos'u ilhak ettiğini bildirir
İtalya, 22 Ağustos 1915’te de Uşi Antlaşması’nın kendisine yüklediği mecburiyetleri feshettiğini, yani Rodos ve 12 Ada’dan çekilmeyeceğini ilan etti. Bu suretle söz konusu adalardaki İtalyan işgalinin “rehine olarak elde tutma" diye tarif edilen ikinci devresi de sona ermiş oluyordu.
Sayfa 126 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
1914'te Osmanlı yönetimi Yunanlardan Takas istiyor
Bâb-ı Âlî; Limni, Midilli, Sakız ve Sisam adalarının Osmanlı egemenliğine geri verilmesini istiyor, buna karşılık bu adalara özerklik verileceğini, başlarına da bir Hristiyan vali atanacağını söylüyordu.
Sayfa 123 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
Bizimkiler Yunanlardan takas istiyor
Osmanlı Elçisi de, 1 Mart 1914’te İstanbul’a durumu bildirmişti. Üç gün sonra gelen cevapta Sait Halim Paşa; Sakız ve Midilli’ye karşılık, Psara, Karyot, Levitba, Astrapalya, Kerpe, Kasoc adalarının verilebileceğini, Sisam Adası’nın da Osmanlı hâkimiyetinde kalması gerektiğini belirtmişti.
Sayfa 122 - 2015 - Atatürk Araştırma MerkeziKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.