Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2

Ali Bademci

En Eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 Gönderileri

En Eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 kitaplarını, en eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 sözleri ve alıntılarını, en eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 yazarlarını, en eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa, Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır; Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır. Tevfik Fikret
Dünya'da hiçbir imparatorluğun akibeti Osmanlı İmparatorluğu'nunki kadar feci olmamıştır. Dört yıllık bir harp neticesi, 618 yıllık bir imparatorluğun, devlet teşkilatını, ordusunu, müesseselerini, hepsinin üzerinde şeref ve gururunu yok etmiştir. Mondros ve onu takiben Sevr muahedeleri, 900 yıllı bir vatanın her tarafının işgaliyle sonuçlanmıştır. İstikbalde görünen istiklal hareketi için de, bir tek müttefikin bulunmadığı bir dünya politikası teşekkül etmiştir.
Reklam
Türkistan Türkleri'nin varolma-yokolma mücadelesinin, bu en kritik ve nazik döneminde, sadece bir güleryüze ihtiyaç duyacak kadar yalnız olduğu bir zamanda; henüz kendi istiklalini bile tam anlamıyla garanti etmemiş, genç, anayurt Buhara Cumhuriyeti 100.000.000 Ruble'yi, altın olarak, Anadolu'ya sevki için Sovyet makamlarına teslim etmiş, fakat ne yazıkki, kendi başını da kısa bir süre sonra yiyen Sovyetler, Anadolu Kurtuluş Hareketi'ne ancak 5.000.000 Ruble göndermişlerdir. Mes'elenin mütalaası bir yaba, ileriki bahislerde anlatılacağı üzere Buhara Türk Cumhuriyeti bu büyük meblağdaki parayı, Anadolu kurtuluş mücadelesine yardım olarak gönderirken, henüz kendisi istiklal mücadelesi veriyordu ve bu paraya Anadolu Türklüğünden belki de daha fazla ihtiyacı vardı.
Korbaşılar'ın feslerinde bulunan ay-yıldız, İbrahim Hilmi Beğ mektebinin armasıydı. Bugün, hala Türkistanlılar'ın dilinde türkü olarak kalan, Anadolu Türklüğü'nün zafer marşları, "Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar" ve "Anam beni yetiştirdi, bu vatana yolladı", İbrahim Hilmi Beğ mektebinin Türkistan'a bıraktığı aziz hatıralardandır.
Macar tarihçisi Rasonyi'ye göre "Rusya'da hukuk, vergi sistemi, askeri teşkilat, posta, hepsi Türk tesiri altında inkişaf etmiştir."
18. ve 19. asırda Orta Asya'ya Rus akınları eski ve köklü Türk-İslam medeniyetini temelinden söküp attığı gibi, asırlardır devam eden bir uykuya da yatırmıştır. Öyle ki, Orta Asya'nın en küçük merkezlerine kadar yayılmış imaretler Rus istilacıları tarafından yıkılmış, cildlerle kitap dolu kütüphaneler yakılmış, medreseler kapatılmış, rasathaneler dağıtılmış, hülasa bir meden,yet berhava edilmek suretiyle mensupları gibi idam sehpasına çekilmiştir.
Reklam
Sadrettin Ayni 1920 yılında yazmış olduğu aşağıdaki şiirinde, halkı cehaletle savaşa şöyle davet ediyor; Mektepsizlik bizni kıldı yap yalangaç, Mektepsizlik bizni etti talan taraç, Mektepsizlik Turan El'in öldürdü aç, Gözünü aç bu horluktan mektebge kaç. Bilim kaçtı elimizden beşyüz yıldır, Unutmağıl Uluğ Bek'ler bizim eldir, Turan Eli, Özbek tili biznin tildir, Turan oğlu bolganını çalış bildir.
Moskof kuvvetleri ile Ermeni ve Macarlar, görgü şahidlerinin ifadelerinden de sabit olduğu üzere, daha ilk gün, tulumbalarla petrol sıkmak suretiyle, Hokand'ı baştan aşağıya ateşe verdiler. Kızıl diktanın bu ilk günlerinde, Hokand'ın gaddarca zaptı ile yatağında hürriyetin ninnisiyle uyuyan Türk yavruları, kızıl emperyalizmin cennetinde (!) yandılar, kül oldular... Hem de petrolde kavrulmak suretiyle... Üç gün içerisinde tarihi Moskof asaletsizliği öyle korkunç bir manzara meydana getirmişti ki, şehir harabeye çevrildiği gibi, 10.000'i aşkın masum, mağdur, müdafaasız Türk helak edilmişti.
Fergana, yerleri altun, Dağları kan, Balaları kahraman, Türklük yolunda veririz can.
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.