Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2

Ali Bademci

En Eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 Gönderileri

En Eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 kitaplarını, en eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 sözleri ve alıntılarını, en eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 yazarlarını, en eski 1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Enver Paşa 1-2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fergana'nın Türkleri o derece kahraman ve kanına bağlıdır ki, 1864'de, Rus'a karşı ölüm-kalım mücadelesi verilirken bile, Doğu Türkistan'da başlatılan milli ayaklanmanın başına geçmek üzere, milli kahramanlardan Akmescid beyi Yakup Bek'i yardıma göndermekte tereddüt etmemişlerdir. Yakup Bek ise, doğu ata yurdunda isyanın başdarlığını hakkiyle yürütmesini başardı ve bir vatan giderken bir vatan kazanılırcasına Atalık Gazi adiyle milli müstakil bir devlet kurarak, Doğu Türkistan'da Çin hakimiyetine son verdikten başka, yeni müstakil Türk devletini, büyük bir cesaretle Osmanlı İmparatorluğu'na tabi kıldığını da ilan etti ve hatta Sultan Abdülaziz adına para bile bastırdı.
Mirza Pirnefes: Biz Basmacı kelimesine Türkiye'de alıştık. Vatanda seyrek duyardık, ancak Rus çevrelerinde... Biz kendimize Korbaşı diyorduk. Ancak Enver Paşa, bunun da değiştirilmesini istedi ve Mücahid diye adlandırılmamızı emretti.
Reklam
Türkistan'da, 100 yılı aşkın bir zamandan beri devam eden Türk-Rus mücadeleleri neticesinde, canlı-cansız herşey, sanki Moskoflara derin bir kin duyuyordu. Fergana'da, Korbaşılar'ın amansız mücadelesinin devam ettiği 1918 yazı ortasında, işte böyle; insanların dışındaki canlıların da isyanında ibaret, ibret verici ve insanı Türk tarihinin efsanevi
Korbaşılar yarım saatte 6km kuzeyde bulunan Oraçek kasabası çevresine sığındılar. Kızıllar hala hiçbirşeyin farkına varmamıştı. Gece karanlığında, adamdan pek fark edilmeyen "höyük"lere muazzam Bolşevik saldırısı başladı. Bolşeviklerin, önden ve arkadan gelen kuvvetleri bir anda karşı karşıya geldiler ve "Korbaşılar" diye birbirini kırmağa başladılar. Korbaşılar ise, Oraçek'ten sabaha kadar düşmanın kendi kendini kırmasını seyrettiler. Kızıllar sabaha karşı durumun farkına vardılar ki, 600-700 asker kaybetmişlerdi...
Ermeni Taşnaklar ise, Fergana halkına çok eziyet etmişlerdi. Ruslar'dan da beter. Özbek köylülerine yapmadıklarını bırakmamışlardı. Özellikle Hokan köylerinde, çocukların ve kaçamayan yaşlıların başlarını iple çekmek suretiyle şehid etmişler, gözlerini oymuşlar, hayvani bir vahşetin en ala örneğini vermişlerdi. Hatta "Biz size ne yaptık?" diye soran zavallı Özbek kadınlarına "Oradakiler de (Türkiye) Türk, siz de... Biz onlardan çok çektik, şimdi intikamını alıyoruz." diye vevap veriyorlardı. İşte şimdi, bu derece gaddar Türk düşmanlarından hesap sorma zamanı gelmiş, fırsat ele geçmişti. Elbet onlar da intikam olacaklardı. Sırderya'nın 100 yıldan beri tamamen kan haline gelmiş sularında can vereceklerdi. Sonra, Sırderya'nın kalbi yoktu... Acımazdı... Öyle yapıldı. Bazıları boğularak, bazılarıda elleri bağlanarak nehre atıldı.. Çoğu da herhalde Tanrı'ya hesap verdiler...
"Vatan, iki millete ait olduktan sonra vatan olmaktan çıkar, kutsallığını da kaybederdi..." Böyle diyordu Şirmed Bek...
Reklam
Ey güzel Fergana kanlı gömleğinin etrafında döneyim Perişan olmuş, kara, vahşi saçına bağlanayım Vahşi bir orman gibi bağrını basmıştır kamış Hiç görünmez gözlerinde bir alev, bir od yanış Geniş, açık yaylaların, düşmanlara açmış göğsünü Bir kara perde basmıştır toprağının üstünü Gözlerin solmuş, ölü gibi ruhunla baktın bana Kurtuluşun yıldızı asla görünmez mi sana? Bu bülend, zor dağların niye men edemez düşmanların yolunu Yok mudur keskin kılınç, düşmanların kolunu kesmek için Biz hepimiz aciz, zebun, bağrı ezilmiş senin için Bu kadar kanlar döküldü ol dahidir senin için Ağlama yurdum eğer ki bu gününde yok bahar Gelecek günlerde bahtın yıldızı parıldar. Çolpan
Emelim Türkistan'da ölmektir. Biz Osmanlı zabitleri olarak, Turan için doğduk, Turan'la birlikte ölebiliriz. Hasan Bey
1928 Nisan'ında, Bolşevikler, Hotan'da bulunan, Canıbek Kadı'ya bir elçi göndererek barış teklifinde bulundular ve Özkend'e dönmesini istediler. Döndüğü takdirde de, annesi ve ailesinin bırakılacağını, kendisinin ise dilediği yerde yaşayabileceğini vadettiler. Bu teklif ve vaadler karşısında Kadı: "Ben, vatanım ve kimsesiz kalan milletim için sizinle mücadele ettim. Ölünceye kadar mücadele etmek isterdim. Dostunuz olamam, dilediğinizi yapın." dedi
1954 istatiklerine göre, S.S.C.B.'de elde edilen pamuğun %92'sinin Türkistan'dan temin edildiği düşünülürse, bunun Fergana ile beraber tamamının Buhara, Semerkand, Hıyve ovalarından elde edildiği kolayca görülür. Çünkü, buralar Rusya'yı besleyen gerçek pamuk ambarlarıdır. Pamuktan başka, pirinç, buğday, tütün, mısır, ipek böceği, hayvancılık da ekonomik hayatın can damarıdır, pancar, meyve, sakız, jüt diğer zirai ürünler olup madenlerden kömür, bakır, petrol, manganez, altın, simop, kükürt, kalay, kurşun, nikel, krom her üç ülkede de zengin rezervlere sahiptir. Sovyetler Birliği'nin simop ve kükürdün %90'ını, kalay ve nikelin %80'ini, çinkonun %70'ini, kromun %62'sini, kalayın %70'ini Türkistan'dan elde ettikleri düşünülürse, Türkistan'ın büyük kısmını ifade eden üç ülkenin, Rusya iktisadiyatındaki önemi daha iyi kavranır.
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.