Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1917 Öncesi ve Sonrası

Edward Hallett Carr

1917 Öncesi ve Sonrası Gönderileri

1917 Öncesi ve Sonrası kitaplarını, 1917 Öncesi ve Sonrası sözleri ve alıntılarını, 1917 Öncesi ve Sonrası yazarlarını, 1917 Öncesi ve Sonrası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Teknolojideki ve iktisadi örgütlenmedeki gelişmeden ötürü doğruluğu tekrar kabul edilen siyasi eylemin iktisadı yönetip idare etme gerekliliği Marksist öretideki bir vurgu değişikliginde yansımasını bulmuştu. Marx'ın iktisadın siyasete üstün geldiğine dair 19. yüzyıldan kalma inancı, ölümünden sonra Engels'in alt yapı ve üstyapı arasındaki karşılıklı etkileşimle ilgili söylediği ünlü sözlerle ihtiyatlı bir biçimde kısıtlanmıştı. Bu değişim Rusya'nın koşullarına tam olarak uyuyordu. Yüzyılın başında ortodoks Rus Sosyal-Demokratlar ile işçilerin iktisadi taleplerine öncelik vermek isteyen iktisatçılar arasındaki anlaşmazlık erken dönem Bolşevik düşüncesini şekillendirip etkiledi ve Lenin'i Ne Yapmalı?'da ve diğer eserlerinde siyasi eylemin öncelikli gerekliliğinin altını çizmeye teşvik etti.
Leninizm de erken dönem Marx'a bir dönüş olarak nitelendirilebilir .
Reklam
Rus devrimi tarihte bilinçli olarak hazırlanıp gerçekleştirilen ilk büyük devrimdi. İngiliz devrimi ismini, kendisini gerçekleştiren İngiliz siyasetçilerden değil, ex post Jacto (olaydan sonra) hakkında teoriler kuran aydınlardan aldı. Fransız devrimini gerçekleştirenler bir devrim yapmak amacında değildi; Aydınlanma da kasıtlı bir devrim hareketi değildi. Kendilerini devrimci ilan edenler ancak devrim başladıktan sonra ortaya çıkıyorlardı.
Rus devriminin yüzü hem geriye hem de ileriye dönüktü. Rusya'nın, kendine özgü tarihi durumu yüzünden, hem Batı'nın 19. yüzyıldaki başarılarına yetişmeye ihtiyacı vardı, hem de onları geçebilme kapasitesine sahipti. Rusya hiçbir zaman tam olarak 19. yüzyıla ait olmadı; 19. yüzyılın büyük Rus edebiyatı yalnızca Çarlığa degil, Batı
öyle ki Rus devriminin tarihî önemini gözönünde bulunduracak olursak Marksist ya da Marksizm öncesi devrimci bir gelenek ile neo-Marksist ya da Marksizm sonrası devrimci bir ortamın karşılıklı etkileşimini görürüz.
Marx 1840lı yıllarda sistemini daha ayrıntılı bir biçimde açıklamaya başlarken, bütün bu devrimci geleneklerin mirasından faydalanıyordu. Hegel'in kullandığı anlamda hürriyet, zorunluluğun bağımsızlığa, kör iktisadi güçlerin de insan aklının bilinçli kullanımına boyun eğmesi gerektiği anlamına geliyordu; birey, mevcut toplumsal düzenin kendisini tâbi tuttuğu öz-yabancılaşmadan kurtulup "sosyal varlık" kimliğini yeniden edinebilmeliydi.
Reklam
Fransız devrimi hürriyet ve eşitliği bireyin temel hakları ve siyasi eylemin kabul gören hedefleri haline getirdi. Yurttaşın bireysel hakları düşüncesi, 1688 ingiliz devriminden ödünç alınmıştı. İngiliz siyasi teori ve pratiği 18. yüzyılın Fransız aydınları üzerinde büyük bir itibar sağlamıştı. Fakat Fransız devrimi, 1688 yılında nispeten basit bir biçimde ortaya konmuş olan siyasal ve sivil özgürlük fikirlerini daha da ileri götürdü.
Devrim kavramı, çağdaş tarihteki yerini 17. yüzyıldaki İngiliz devrimiyle alır. Karşı koyma, hoşnutsuzluk, siyasi ve toplumsal değişim, kendilerini bin yıl boyunca dini açıdan ifade etmişlerdi. 17. yüzyıldaki İngiliz devriminin üstü kapalı dini temaları vardı; Fransız devrimi ise ilk pür laik devrim olmuştu.
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.