1919 Başlangıç kitaplarını, 1919 Başlangıç sözleri ve alıntılarını, 1919 Başlangıç yazarlarını, 1919 Başlangıç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabın adı:İmparoturluk'tan Cumhuriyet'e 2: 1919
Yazarın adı:Orhan Çekiç
Sayfa sayısı:256
Kitabınız serinin ikinci kitabı. Kitabımızda Atatürk'ün Samsun'a gitmek için çalışmaları ve çıkışı daha sonra Havza ,Amasya ,Erzurum ,Sivas Kongreleriçalışmaları yazışmalar arkadaşlarıyla konuşmaları var.
Tarihe ışık tutan
İzmir'in işgali ve arkasından gelen katliam üzerine Türkiye'nin dört bir yanında öylesine protesto eylemlerine girişildİ ki, İtilaf Devletleri daha önce reddettikleri Osmanlı Hükümeti'nin bir talebini kabul etmek zorunda kaldılar: Bir Osmanlı heyeti, Barış Konferansı'nda dinlenecekti. Bu davet 1 Haziran'da Fransızlar
6 Temmuz 1919 günü Samsun'daki bir İngiliz piyade bölüğü bir Gurkha taburuyla değiştirilir. Bunun üzerine, merkezi Sivas'ta bulunan 3. Kolordu Komutanı Miralay (Albay) Refet Bey, İngiliz denetim subayına bir yazı gönderir ve bu gelen birlik Merkezi Hükümet'in haberi ve onayı olmadan gönderildiğine göre, artık kendisinin o bölgenin kamu düzeninden sorumlu olmadığını, kaldı ki bu askerlerin asayiş durumu bahanesiyle içerilere gönderilmelerini kabul etmediğini ve Merkezi Hükümet'in izni olmadan gönderilecek olurlarsa buna karşı koyacağını ve Samsun'u mülki makamlara bırakarak askeriyle birlikte içeriere çekileceğini bildirir. Amiral Calthorpe bu durumu 8 Temmuz'da General Milne'den öğrenir ve hemen Deedes eliyle Sadrazam vekiline bir nota göndererek Refet Bey'in derhal geri alınmasını ve bu işte de mutlaka Mustafa Kemal Paşa'nın parmağı olduğuna göre, onun da İstanbul'a dönmesini (dördüncü kez), aksi takdirde hakkında acilen gereken tedbirlerin alınmasını ister. İşte gereken tedbir derhal alınmış ve Mustafa Kemal Paşa aynı gece görevinden azledilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıktığında Giresunlu Topal Osman Ağa Giresun'da belediye başkanıydı. Balkan Savaşlarından itibaren cephelerde bulunmuş, Mondros Mütarekesi'nden sonra içine düşülen vahim durumu kabullenmemiş, etrafına topladığı gönüllü birliklerle tüm çetelere ve işgalci güçlere karşı "gerilla savaşı" vermek üzere dağlara çıkmıştı. Topal Osman'ın Pontusçu çetelere karşı savaşması, yöre halkı tarafından kahraman olarak tanınmasına yol açmıştı. Giresun Belediye Başkanı Hacı Bey istifa edince de, bu durumdan yararlanarak kendini Giresun Belediye Başkanı ilan etti. Müslümanlar bu duruma sevinirken, Rumlar ve Ermeniler endişeye düşmüşlerdi.
Samsun'a çıkan İngilizler, birliklerinin bir kısmını 30 Mart 1919'da sözde asayişi sağlamak maksadıyla Merzifon'a kaydırmıştı. Bu durumu bölgedeki Ermeni ve Rumlar büyük bir sevinçle karşılamışlardı. İngiliz subayı Solter'in komutasındaki birlik, Merzifon yakınlarında Rum ve Ermenilerce törenle karşılanmıştı. Kaymakam Vekili Kadı Mehmet Efendi'nin çekingen tavrı yüzünden hükümet binası önündeki Türk bayrağını indirmişler, yerine İngiliz bayrağını çekmişlerdi. Galeyana gelen Türk halkı İngilizlerle çatışmış, protestolar yoğunlaşmış, İngilizler kaymakamlığa yeniden Türk bayrağını çekmek zorunda kalmışlardır.
Mustafa Kemal Paşa 25 Mayıs-12 Haziran 1919 tarihleri arasında Havza'da kaldı. Bu süre içinde, emri altındaki tüm birliklerle ve sivil yönetimlerle temaslar kurarak onları bir ulusal savaş için hazırlamaya çalıştı. 28-29 Mayıs'ta gönderdiği bir genelgede, ülkenin her tarafın da işgalleri protesto mitingleri düzenlenmesini, ulusal dernekler kurup köylere kadar gidilerek halka felaketin büyüklüğünün anlatılmasını istedi. Buna bağlı olarak pek çok yerde büyük mitingler düzenlendi.
Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'daki tüm hareketleri ingilizler tarafından yakın takibe alınmıştı. Askerin elindeki silahı alıp İstanbul'a göndermesi beklenirken, silah sevkiyatını durdurup, bunları taşıyan katırları da hayvan pazarında sattırarak bedelini Kuvayı Milliye'nin ilk geliri olarak kaydettirmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. istanbul'a dönmesi için baskılar artırılırken O, İstanbul yerine Amasya'ya gidiyordu. Güvenli, kararlı ve azimli olarak.
Mustafa Kemal ile Bâb-ı Ali arasındaki ilişkilerin resmen bozulması ise İzmir'deki Reddi İlhak Cemiyeti'nin faaliyetleri dolayısıyla oldu. Bu cemiyet dört bir yana gönderdiği telgraflarla direnmeyi teşvik edici haberler yaymaya devam ediyordu. Bu eylemin geniş çapta çarpışmalara yol açabileceğini, bu durumda da Paris görüşmeleri esnasında kötü etki yapacağını düşünen Dahiliye Nazırı Ali Kemal, bu tür telgrafların kabul edilmemesini, zorla kabul ettirilse dahi çekilmemesini Refik Halit'e (Karay) 16 Haziran'da tamim ettirdi. Ali Kemal, 18 Haziran' da bir genelge daha yayımlıyordu. Buna göre Osmanlı Hükümeti, "her türlü hukuk hilafına ve zalimane bir şiddetle" yapılan işgallerden ne denli üzülürse üzülsün, şu dakikalarda savaşacak halde değildi. Tek savunması siyasal yoldandı. Şükür ki konferansta yurdun bütünlüğünün sağlanabileceği umutları günden güne artmaktaydı.
İzmir'in işgali nedeniyle Sivas'ta bir protesto mitingi yapılmıştır (23 Mayıs 1919). Bundan telaşlanan Ermeni Patrikhanesi İngiliz Yüksek Komiserliği'ne şikayette bulunur. Bunun üzerine İngilizler de Sadaret'e başvurarak, Harbiye Nezareti'nin Sivas'taki askeri komutana doğrudan talimat gönderip, Sivas'taki Ermenilere bir kötülük gelirse, bundan doğrudan kendisinin sorumlu tutulacağının bildirilmesini isterler. Bu notanın metni Sadaret'ten Harbiye Nezareti'ne, oradan da Mustafa Kemal'e 31 Mayıs'ta ulaşır ve Mustafa Kemal o tarihte Havza'dadır. Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa şikayet edilen hususta soruşturma yapılmasını ve sonucunun ivedilikle bildirilmesini istemektedir. Yapılan soruşturmadan, azınlıklar için tehlikeli bir durum olmadığı anlaşılmıştır. Fakat bu arada aynı şikayette bulunan Adana'daki Fransız makamları Sivas vali vekilini, vilayeti işgal etmekle tehdit ederler
Rumlar bir Pontus devleti kurma gayreti içinde, karşı kıyıdan Rusya'daki Rumları bölgeye çekmeye çalışmaktadırlar. Türklere karşı bir bezdirme politikası izleyerek çete faaliyetlerini de yoğunlaştırmışlardır. 40 dolayında Rum çetesi, açıktan faaliyette bulunmaktadırlar. Türk halkı, hükümet kuvvetleri tarafından yeterince korunamadığı için, bazı Türk çetelerini desteklemek, hatta Trabzon'dan getirtmek zorunda kalmıştır. 13 Türk çetesinin var olduğu anlaşılmaktadır. İngilizlerin iddia ettiği gibi Türklerin Rumları katıetmeleri gibi bir risk maddeten imkansızdır ve bu iddia İngiliz oyunundan başka bir şey değildir.
Osmanlı heyeti, Damat Ferit Paşa Hükümeti'nin bu emri üzerine, 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalamıştır. Ne var ki Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde kurulmuş bulunan Ankara hükümeti çok daha öncesinde, 18 Haziran 1920'de başta İtilaf Devletleri olmak üzere tüm devletlere, istanbul hükümetiyle yapılacak anlaşmaların ve alınacak kararların Türk ulusunca ve onun tek ve gerçek temsilcisi Ankara hükümetince tanınmayacağını duyurmuştur. O nedenle Sevr ölü doğmuştur ve hiçbir zaman uygulanamamıştır.
"Vakit ister geçmiş olsun veya olmasın adalet ve hak her yerde top ve tüfekten daha evvel gelir, top ve tüfek bir noktaya kadar gider, bununla beraber bir noktada hak ve adalete dayanır."
İzmir'in beklenmedik şekilde işgal edilmesi Damat Ferit'i çok müşkül durumda bıraktı. İtilaf Devletleri'nin her dediğini yapan Damat Ferit, bu sürpriz gelişme karşısında olayı protesto etti ve istifasını verdi. Fakat Vahdettin yeni kabineyi kurma görevini yine ona verdi. Böylece yeni kabine Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı gün olan 19 Mayıs 1919'da kuruldu. İzmir'de oynanan oyunun bir benzeri de Samsun'da oynanmak isteniyordu. Bu oyunu bozmak gerekti. Ve bu maksatla Mustafa Kemal Paşa Samsun'a gönderilmişti.