28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler

Ömer Lütfi Mete

Öne Çıkan 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler Gönderileri

Öne Çıkan 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler kitaplarını, öne çıkan 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler sözleri ve alıntılarını, öne çıkan 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler yazarlarını, öne çıkan 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onun için 28 Şubat'ın başörtülü kızlara yaptıgı tamamen cezalandırma ve eğitimden caydırma gibi bir sonuç vaat ediyordu. Yoksa hangi başörtülü kız, açılarak okula devam ettiği zaman içindeki görüşleri de terk ediyordu. Devlet simge ile savaşan garip bir zulüm çarkı gibi görünüyordu. Firavun tahtını yıkacak birinin gelecegi yolundaki kehanet yüzünden bütün Mısır'da doğan erkek çocukları öldürüyordu. 28 Şubat da kızlarımızın başörtülerine atfettikleri kutsal anlamı katletmeyi hedef almış gibiydi. Onun için yapılan aslında irtica ile mücadele değildi. Bu, milleti birbirine düşürme, milletle ordunun arasını açma oyunuydu.
Aslında bu kadar sıradan özelliklere sahip, derinlikten yoksun bir şahsiyetin bizde Cumhurbaşkanı olması çok da şaşılacak bir durum değildir. Cemal Gürsel'in, Kenan Evren'in ve nihayet Sezer'in bir şekilde yapabildiği görevi herhalde Çevik Bir de yapabilirdi. Hele Gürsel'i hatırlayan herkes Türkiye'de kendisinin de Cumhurbaşkanlığı'na layık olduğunu düşünmesi doğal değil midir? Tansu Çiller'in başbakan olabildiği bir ülkede kim ne olamaz?
Reklam
C.K- 1983'te Evren başka birini işaret etti, ama halk Özal'ı seçti. Ömer Lütfi Mete - Halkın oy verdiği parti daha doğru gibi geliyor bize. Bu doğru bir şey mi? Yani Özal geldi iyi şeyler oldu diyoruz.
Bir şekilde şunu biliyoruz ki, başörtüsü herkes için bir simgeydi. Sadece karşı taraf için değil. Karşı taraf bunu irtica tehdidinin, gericiliğin simgesi olarak görüyordu. Ellerinden gelen düşmanlığı sergilediler, önlerini kesmeye, eğitim haklarını engellemeye çalıştılar. Simge ile savaştılar. Aynı başörtüsü, muhafazakarlar için de bir simgeydi. Onlar da bu simge sayesinde genç kızların daha iffetli olacağını, daha iffetli yaşayacağını düşünüyorlardı. Bunun bir parça geçerliliği vardı, ama kız veya erkek genç insan doğasının gereklerini sadece bir simge sayesinde bastıramıyordu.
"Ben bölücülere ve dincilere karşı devletin ve rejimin biricik koruyucusuyum. Hiçbir şey benim kadar önemli olamaz. Bu devlette çalışan herkesten daha önemliyim" duygusu içinde olanlar kaçınılmaz biçimde ağır ruhsal bozukluk yaşarlar. Bu küçük adam duygusudur. Bu duygu oyun değil, samimi bir benimseyiş olabilir.
İslam adına kılıç kuşandığını gördüğümüz pek çok insan, İslam'a, Müslümanlığa, dindarlığa ne yazık ki açıktan veya gizlice İslam düşman olanların verebileceklerinden daha fazla zarar vermişlerdir.
Reklam
74 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.