Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler

Ömer Lütfi Mete

28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler Sözleri ve Alıntıları

28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler sözleri ve alıntılarını, 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler kitap alıntılarını, 28 Şubat'tan Şemdinliye Derin Çeteler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha önce de açıklamaya çalıştım, pek çok yerde dile getirdim; 28 Şubat gecesi direnen bir başbakan görüntüsü verecek bir
Necmettin Erbakan
Necmettin Erbakan
kahraman olurdu. Sadece halkın, özellikle de toplumun yüzde 70'ine yakın ezici çoğunluğunu oluşturan sağ kesimin gözünde kahramanca bir konuma gelirdi. Daha da önemlisi, kendisine karşı olan, hatta kendisinden nefret eden kesimin bile gözünde derinden derine saygın bir hale gelirdi. Erbakan'ı ülkesi için çok tehlikeli ve zararlı bularak şiddetle nefret eden bir komutan bile başbakanlık makamının haysiyeti adına kararlı bir direniş sergilemesi halinde ona saygı duyardı. Ne var ki Erbakan o geçmişi ile bu tür bir kahramanlığa müstahak değildi. Allah, böyle bir geçmişe böyle bir şan ve izzet nasip etmedi. O gece Erbakan MGK'dan çıkıp basına bir açıklama yapsa ve, "Bu komutanlar siyasete karışıyorlar. Resmen idareye el koymaya kalkışıyorlar. Ben şimdi derhal kararname hazırlatıyorum. Doğruca köşke götüreceğim ve bu komutanların hepsini görevden alması üzerine cumhurbaşkanından onayını alacağım. Eğer Süleyman Demirel bunları imzalamazsa istifa edeceğim" deseydi, Türkiye'nin kaderi değişirdi. Türkiye de siyaset anlam kazanırdı. Şimdi siyasetçi zurnanın son deliği olmaya mahkûm. AB sürecinde bu biraz değişti, ama yine de Türkiye'de başbakan aslında devletin baş muhasebe müdürü konumunda.
Necmettin Erbakan o gece imzayı atmasa ne olurdu? Senaryo nasıl işlerdi? Çok şey değişirdi, ama bu beklenemez bir şeydi. Bazıları küçük bir ihtimal tanıyarak Erbakan'ın rest çekmesini ummuşlardı. Fakat şahsen böyle bir ihtimale hiç pay tanımamıştım. Zira Erbakan'ı 1970'li yıllardan beri dikkatle takip etmeye çalışıyor, siyaset çizgisini ve mizacını biliyordum. Tanıdığım bu kişilikten asla kararlı bir tepki beklemiyordum. Gerçi Erbakan'ın çok önemli ve hatta kutsal bir zat olduğuna inananlar buradaki teslimiyetçi tavrını dahi hayra yorup kerametle açıklayabilirler.
Reklam
Türkiye'nin önde gelen holdinglerine haraç kesebilen mafya lideri hiç işitilmiş bir şey midir? Asla böyle bir şey olmaz. Neden olmaz? Bu holdinglerin sahipleri dünyanın en cesur insanları oldukları için mi mafya oniara yaklaşamaz? Hayır, bunlar devlet çarkını herkesten hızlı şekilde harekete geçirebilir ve kendilerine sataşan mafyacıyı anında derdest ettirir de ondan! Kısacası mafyanın dişi bunlara geçmez! Neden geçmez? Çünkü mafya daima devletin içinden birilerinin desteği ile ayakta durur, yol alır. Oysa bu devlerden birine, mesela Koç'lara diklenmeye alkışan, mesela, "Şu büyük ihaleye girme, bizim adamımız alacak" demeye yeltenen bir mafya adamına devletin içinden hangi babayiğit yol verebilir?
Ya ortaksındır, yani mahsus mağdur karakteri oynuyorsundur, ya da benimsemişsindir darbe rolünü. Eğer asla darbeyi benimsemiş değilsen, dünyadan habersiz, gafil, aciz, hukuksuz, dirayetsiz, yetersiz, hasılı Başbakan olamayacak kadar çapsız yahut yüreksiz bir adamdır.
Şöyle söyleyeyim: küresel sermaye, şimdilik küresel çetelerin en zengin ve en güçlü olanıdır. Kimdir bu çetenin reisleri, birtakım gizli örgütlerin iplerini ellerinde tutarak dünyanın her yanındaki yönetici seçkinlere hükmeden çok büyük finans kuruluşlarının vatansız patronları... Bunlar belli büyüklüklere kadar herkesin serbest piyasa şartlarında kendi küçük krallığını kurmasını, şirketini veya şirketler topluluğunu geliştirmesini izlerler.
Reklam
Küresel sermaye, imparatorluklar gibi kaba kuvvet de kullandırır. Onun vurucu gücü şu veya bu gizli servis olabilir. Bazen sıradan kiralık katilleri ve mafyayı da kullanabilir...
28 Şubat vakası tarihimizdeki pek çok benzeri süreç gibi arkasında karanlık ellerin bulunduğu, yabancı parmakların kendi lehlerine çevirdigi bir fitnedir. 12 Eylül de öyledir, 12 Mart da, 27 Mayıs da....
Türkiye'de sağ iktidar mısın? Öyleyse senin bir şekilde irtica ile aran iyidir. Çünkü onların oylarını alıyorsun ya, yeter. Ben de devletin efendisi ve hakiki sahibi olarak bu bağlantıyı istismar edeceğim, medyayı da kullanarak seni sürekli "irtica getiriyorsun" diye suçlattırıp eteklerinden çekiştireceğim. Bu oyun böyle gelmiş, böyle gidiyor. Atatürk'ün en samimi dostlarından biri olan Fethi Bey'e kurdurduğu parti bile irtica kaygısı ile kapatılmadı mı?
C.K.- 28 Şubat sürecinde en çok zarar görenlerden biri başörtülü kızlar oldu. Ama mesela İmam Hatip liseli erkeklere hiç dokunulmadı. Kızlar sanki günah keçisi gibi kurban edildiler... Ömer Lütfi Mete - Neticede büyük bir irtica tehdidinin var olduğunu kanıtlamak için simge bulmak gerekiyordu. Gerçekten de başörtülü kızlar çoğalmaktaydı. Muhafazakâr aileler kızlarının başını örtmelerini istiyorlardı... Zannediyorlardı ki, başları örtülünce kızlar daha edepli, daha iffetli olurlar. En azından örtülü bir genç kız, flörte, özgür sekse açık olmaz. Ne var ki bu genel geçer bir beklentiydi, sık sık delindi.
Reklam
Türkiye, kendisi istemediği sürece bölünemez, bu mümkün değil. Ya ne olur? Türkiye terörle sıkıştırılarak şu veya bu küresel güce birtakım ağır tavizler vermek zorunda kalabilir. Terörün kullanılış sebebi de budur zaten. Elbette bazı ülkeler Türkiye'nin bölünmesini hayal edebilirler. Ama çakallar dua etti diye atlar ölmezler.
Türkiye cumhuriyeti zaten İsmet Paşa'nın döneminden başlamak kaydıyla adım adım devlet olmaktan çıkmış. Her birim, her kurum, kendi başına bürokratik birer kale gibi. Ordu böyle, istihbarat boyle, maliye böyle... Her kurum birbiriyle çekişme içinde. Diyelim ki ordu insanın yumruğudur. Bu yumruk insanın kendi suratına iner mi? Türkiye Cumhuriyeti bu yüzden devlet kıvamını yitirmiştir. Kurumlar bir bütünün parçaları değil. Birbirleri ile çatışma halinde, birbirlerine karşı nifak içindeler. En masum durumda birbirleri ile yarışma halindeler.
Aslan ava giderken zayıf anından yararlanılarak avlanırmış. Aslanın zayıf anı, avına kilitlendiği andır.
insanların bir kısmı para ile satın alınabilir, bir kısmı da ortaya çıkmasını asla göze alamayacakları bir ayıplarından ötürü herhangi bir siyasi karar almaya mecbur edilebilirler.
Sistem çürümüşse sadece sistemin kilit kurum ve görevlileri değil bütün toplum çürür.
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.