Herkese merhaba, nasılsınız bakalım?
Beni sorarsanız bu ara yoğun geçiyor günlerim. Bir yandan sezon açıldı yavaş yavaş işler hızlanıyor bir yandan da aylık okuma listemi tamamlamaya çalışıyorum. Elbette kış ayları gibi rahat okumalarım olmuyor, vakit buldukça okumaya çalışıyorum. Sizde durumlar nasıl? Okumalarınız hızlı ilerliyor mu?
Sorularımdan sonra kitabımıza gelecek olursam, biliyorsunuz ki ben Tuna Kiremitçi‘nin hem şarkılarını hem de kitaplarını çok seviyorum. Bu kitabını da alalı iki yıl olmuş kitaplığımda bekliyordu, @okuyan_hemdemler_kulubu #birharfbirkitap etkinliğinde bu ay A harfi çıkınca gözüm hemen bu kitaba gitti.
Deneme tarzında yazılmış, samimi bir anlatıma sahipti kitap. Yazarın düşüncelerini, o zamanlar yeni doğmuş olan oğlu Can’a olan sevgisini, dönemin olaylarını okuyoruz kitapta. Ayrıca kitabı okurken öğrenebileceğiniz filmler, kitaplar ve müzikler de var.
Keyifle okuduğum bir kitap oldu, iki yıl beklettiğim için pişman olduğumu söyleyebilirim. Herkese tavsiye ediyorum.
#alıntı
İlk duyduğumda çocuktum ve çok etkilenmiştim. Ağzımızdan çıkan hiçbir ses kaybolmuyordu aslında. Hepsi dalga dalga uzaya akıyor, o bilinmez sonsuzluğa karışıyordu.
Kalmak zor, gitmek ağır, anlamak imkansızdı artık.
İstiyoruz ki yalnızlık mağaramız olsun. İçeri kimse girmesin. Biz dışarı çıkabilelim ama.
Herkes hüzünlenebilir. Bazıları bunu saklamayı daha güzel becerir. Bazı durumlarda ise onlar bile zorlanabilir.
Herkes üşüyebilir. Kaç kat zırh kuşanmış da olsak, bazen masum görünen bir ses, koku ya da dokunuş iliklerimize işleyip bizi üşütebilir.
