A Silent Voice: Volume 7 kitaplarını, A Silent Voice: Volume 7 sözleri ve alıntılarını, A Silent Voice: Volume 7 yazarlarını, A Silent Voice: Volume 7 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her manga okuduğum zaman, televizyonda seyrettiğim "Yüz Numaralı Adam" filmi ve orada Kemal Sunal'ın çizgi roman okuduğu sahne gelir aklıma. Mangalar; tembel, işsiz, erkeklerin ilgi alanı gibi gelirdi ve uzun süre çizgi romanlara karşı önyargılı kaldım.( Gerçi şu an durumum cinsiyet dışında belirttiğim ile aynı olsa da...) Yıllar
Genel itibariyle güzel bir seri kısa da zaten 7 ciltlik bunu yeni mangaya başlayan arkadaşlara da öneririm konusu güzel sadece bazı arkadaşlar daha iyi gelişebilirdi diyorum ama cidden ne zaman gelişmemiz gerektiğini anlamak bizim görmemiz ve anlamamız gereken bir şey dıştan müdahale ile o etkiyi o kırılma anını olması gerektiği gibi yaşatamazsınız.bu açıdan çok da rahatsız etmedi diyebilirim bu durum.sosyal anksiyete kısmının cidden çok iyi işlenildiğini düşünüyorum. 10/10 olmasa da güzel bir hikaye.
Sonunda bitti... Baya kötüydü. Çok tatlı bir manga olabilecekken baya baya kötü olmuş. Hikayesi özellikle serinin sonlarına doğru çok sıkıcılaştı. Karakterler sinir bozucuydu ve gerçekten suçlu olan kimse layığını bulmadı hatta tam tersi sanki onlar başından beri haklı ve madurmuş gibi gösterildi. Hatta ve hatta hikaye öyle bir noktaya geldi ki ana karaktere vursalar "bana vurmana sebep olduğun için suç bende, elinin incinmesine sebep olduğum için iğrenç biriyim nolur beni affet" falan diyecek. Hem Şooka hem Şooya bütün seri herkesten her dakika özür diledi ama bir kere bile karşı taraftan özür almadılar. Zaten ne okuduğumuz da belli değildi paneller birbirinden çok kopuktu. Mangaka "ya ben bir heves bir şeye başladım ama neyse yarım kalmasın sallayayım öylesine bişiler" havasında bitirmiş seriyi. Keşke okumasaydım, asla da kimseye tavsiye etmem, türünde çok daha güzel eserler var. Bu da ne akla hizmet bu kadar meşhur olmuş anlamadım. Çöp.
1/10
Serinin etkileyici bir başlangıcı olsa da son aşamaya kadar bu kadar yüzeysel olması ve ortaya atılan tüm soru ve sorunların ucu açık demeye bile şahit gerekecek kadar havada bırakılması maalesef tekrar okumayı düşünmeyeceğim seriler arasına katmaya yetti. Bir de beni rahatsız eden bir gerçekliği var kurgunun: Dikkatli okursanız göreceksiniz ama bu kurguda çağa uyum sağlama çabasındaki sıradan insan ve kötü insan örneği mevcut ama gerçek anlamda, temsili olarak bile gösterebileceğimiz bir iyi insan örneği yok. Bu beni bir hayli düşündürüp rahatsız etti. Tabii bu yaşantı ve kültür farklılığı da olabilir ama hoşuma gitmediğini belirtmek istedim. Maalesef pek de tavsiye ettiğim söylenemez.
Ortaokuldayken beni sıkıcı bir geleceğin beklediğini düşünürdüm. Ama şu anda o gelecek bile gözüme ışıl ışıl görünüyor. İnsanı hasta edecek kadar güzel ve umutla dolu. Eskiden Nişimiya'dan nefret etmem gibi. Bu kapının arkasındaki şey büyük ihtimalle acı dolu geçmişim. Ama bir şey daha var. Olasılıklar. Ve bu kapıyı istediğim zaman açabilirim. Hayatta olduğum sürece.
"Bence sen olduğun gibi kalmalısın. Ne zaman değişmen gerektiğini zamanı gelince anlayacaksın. Her şey sevmek ya da sevmemek değil. Önümüzde zamandan bol başka bir şey yok. Ben de elimden gelenin en iyisini yapacağım."