Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdülhamit Devrinde Sansür

Cevdet Kudret

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Encümen üyelerinin sayısı çoğaldıkça kitap sayısı azalmış, Encümen'e iş kalmamış, üyeler sigara kağıdı ve kibrit kutusu kapaklarındaki resimleri incelemeğe ve sansür etmeğe başla mışlardı (Osman Nuri, a.g.e., s. II, s1130). Müstecabizade İsmet Bey adlı bir ozanın verdiği bir jurnal, bu konuda ilişkisi bakımından dikkate değer: İngiltere'den gelen kibrit kutularının kapakları kan rengini andırdığı ve markası da kılıç şeklinde olduğu gibi, «ittifak» anlamına gelen Fransızca «Union»sözcüğü de yazılı bulunduğuna göre, bunun özel bir düşüneeye dayandığı. .. ( Asaf Tugay, İbret, Abdülhamit'e Verilen Jurnaller ve Jurnalciler, s. 29 ). Abdülhamit devrinde sayısı ve kimlikleri aşağı yukarı bilinen resmi sansür memurlarının yanında, sayısız binleri aştığı anlaşılan ve «jurnalcı diye anılan gönüllü sansürcüler de vardı.
Sayfa 26
Abdülhamit'i övmek için yazılmış olanlar dışında, Türkiye'den söz eden her kitap gümrükte tutulur ve alıkonurdu
Reklam
Türkiye'de basınla ilgili ilk "nizamname" (tüzük) Abdülaziz devrinde yayınlanmıştır (Aralık 1864). Fransa'da I-II. Napoleon zamanında hazırlanan (1852) basın kanunundan çevrilen bu nizamname, İkinci Meşrutiyet devrinde çıkarılan (Temmuz 1909) Matbuat Kanunu'na kadar yürürlükte kalmıştır.
Türkiye'de basın üzerinde baskı ve sansür denince akla hemen Abdülhamit devri gelir. Oysa sansür ve benzeri baskılar daha önceki devirde başlamış; Abdülhamit o konuda epey zengin bir birikime mirasçı olmuş, geçmişteki denemeleri gözönünde bulundurarak, sistem üzerinde her yıl biraz daha oynamış, onu bir kuyumcu gibi işlemiş, "geliştirmiş"; kanun ve tüzüklerdeki bütün boşlukları doldur- muş, açık kapıları tıkamış; kurduğu düzeni tam 33 yıl hiç aksatmadan uygulamıştır.
"Tahtakurusu" da sarayın lutfuna uğramış hayvanlardandır; gazetelerde adı geçmezdi, çünkü "tahtı kurusun" dileğini ses bakımdan uzaktan uzağa akla getirir gibiydi.
Sansür
Özellikle bu tarihlerden (1900, 1901) sonra, kitap bastırmak için ruhsat alma işi öylesine zorlaşmış; alınsa bile, incelenmek üzere Encümen-i Teftiş ve Muayene'ye verilen kitaplar ayrı ayrı dört beş kişinin elinden 'geçerek her birince birtakım yerleri çizilerek öyle delik deşik bir hale getirilmekte idi ki, yazarların çoğu artık yazmamayı yeğlemişti. Halit Ziya Uşaklıgil, tefrika edilmekte olan Kırık Hayatlar adlı romanının en umulmayacak yerleri üzerinde sansür memurunun kırmızı kale­minin delice dolaştığını; yalnız sözcüklere, satırlara değil, uzun paragrafiara kadar şurasını burasını delip onu kalbura çevirdiğini görünce, kalemini kırmızı mürekkeple çizilmiş satırların ortasına saplamış; ta Meşrutiyet'in ilanına kadar, altı yıl, ne basılmak, ne saklanmak için tek bir satır yazmamıştır (Halit Ziya Uşaklıgil, Kırk Yıl, 2.bas1969 s.545-546). Yine aynı yazardan öğrendiğimize göre, günün birinde bütün manzum yazılar yasak edilmiş; ne eski, ne yeni tarzda tek bir manzum satır, bir küçük dize basında yer bulamaz olmuştu.
Sayfa 26
Reklam
Abdülhamit döneminde gazetecilik iyice güç, tehlikeli bir işti... İp üzerinde cambazlık bel- ki bu kadar ustalık gerektirmezdi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.