Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Abdülhamit Devrinde Sansür

Cevdet Kudret

Abdülhamit Devrinde Sansür Gönderileri

Abdülhamit Devrinde Sansür kitaplarını, Abdülhamit Devrinde Sansür sözleri ve alıntılarını, Abdülhamit Devrinde Sansür yazarlarını, Abdülhamit Devrinde Sansür yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Encümen üyelerinin sayısı çoğaldıkça kitap sayısı azalmış, Encümen'e iş kalmamış, üyeler sigara kağıdı ve kibrit kutusu kapaklarındaki resimleri incelemeğe ve sansür etmeğe başla mışlardı (Osman Nuri, a.g.e., s. II, s1130). Müstecabizade İsmet Bey adlı bir ozanın verdiği bir jurnal, bu konuda ilişkisi bakımından dikkate değer: İngiltere'den gelen kibrit kutularının kapakları kan rengini andırdığı ve markası da kılıç şeklinde olduğu gibi, «ittifak» anlamına gelen Fransızca «Union»sözcüğü de yazılı bulunduğuna göre, bunun özel bir düşüneeye dayandığı. .. ( Asaf Tugay, İbret, Abdülhamit'e Verilen Jurnaller ve Jurnalciler, s. 29 ). Abdülhamit devrinde sayısı ve kimlikleri aşağı yukarı bilinen resmi sansür memurlarının yanında, sayısız binleri aştığı anlaşılan ve «jurnalcı diye anılan gönüllü sansürcüler de vardı.
Sayfa 26
Sansür
Özellikle bu tarihlerden (1900, 1901) sonra, kitap bastırmak için ruhsat alma işi öylesine zorlaşmış; alınsa bile, incelenmek üzere Encümen-i Teftiş ve Muayene'ye verilen kitaplar ayrı ayrı dört beş kişinin elinden 'geçerek her birince birtakım yerleri çizilerek öyle delik deşik bir hale getirilmekte idi ki, yazarların çoğu artık yazmamayı yeğlemişti. Halit Ziya Uşaklıgil, tefrika edilmekte olan Kırık Hayatlar adlı romanının en umulmayacak yerleri üzerinde sansür memurunun kırmızı kale­minin delice dolaştığını; yalnız sözcüklere, satırlara değil, uzun paragrafiara kadar şurasını burasını delip onu kalbura çevirdiğini görünce, kalemini kırmızı mürekkeple çizilmiş satırların ortasına saplamış; ta Meşrutiyet'in ilanına kadar, altı yıl, ne basılmak, ne saklanmak için tek bir satır yazmamıştır (Halit Ziya Uşaklıgil, Kırk Yıl, 2.bas1969 s.545-546). Yine aynı yazardan öğrendiğimize göre, günün birinde bütün manzum yazılar yasak edilmiş; ne eski, ne yeni tarzda tek bir manzum satır, bir küçük dize basında yer bulamaz olmuştu.
Sayfa 26
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Seyahatname Sansürü
2. Abdülhamid zamanında sansür sebebiyle boş yayınlanan gazeteler vardı. Sultanahmetteki Basın Müzesi sansürlü gazeteleri ve kitapları yakma merkeziydi. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesi dahi muzır neşriyat yaftasıyla sansüre takılmış ve istibdat devrinde depoya hapsedilmişti.
Abdülhamit Devrinde Sansür
Abdülhamit Devrinde SansürCevdet Kudret · Milliyet · 197719 okunma
Abdülhamit döneminde gazetecilik iyice güç, tehlikeli bir işti... İp üzerinde cambazlık bel- ki bu kadar ustalık gerektirmezdi.
Abdülhamit'i övmek için yazılmış olanlar dışında, Türkiye'den söz eden her kitap gümrükte tutulur ve alıkonurdu
Evleri basmak, kişileri sürmek, gazeteleri kapamak, toplantıları yasaklamak vb. gibi eylemlerle otuz üç yıl sürecek ve gittikçe şiddetlenecek olan baskılı yönetim, Abdülhamit'in tahta çıkışından aşağı yukarı bir yıl sonra işte böyle başlamış, toplumun özellikle aydm kesimini kasıp kavurmuştur.
Reklam
Türkiye'de basınla ilgili ilk "nizamname" (tüzük) Abdülaziz devrinde yayınlanmıştır (Aralık 1864). Fransa'da I-II. Napoleon zamanında hazırlanan (1852) basın kanunundan çevrilen bu nizamname, İkinci Meşrutiyet devrinde çıkarılan (Temmuz 1909) Matbuat Kanunu'na kadar yürürlükte kalmıştır.
Türkiye'de basın üzerinde baskı ve sansür denince akla hemen Abdülhamit devri gelir. Oysa sansür ve benzeri baskılar daha önceki devirde başlamış; Abdülhamit o konuda epey zengin bir birikime mirasçı olmuş, geçmişteki denemeleri gözönünde bulundurarak, sistem üzerinde her yıl biraz daha oynamış, onu bir kuyumcu gibi işlemiş, "geliştirmiş"; kanun ve tüzüklerdeki bütün boşlukları doldur- muş, açık kapıları tıkamış; kurduğu düzeni tam 33 yıl hiç aksatmadan uygulamıştır.
128 syf.
·
Puan vermedi
Yasaklı kelimeler, konular.. Saray hakkındaki haberleri geçtim başka milletler hakkındaki gelişmeleri dahi görmek istemeyen, körleşmiş bir istibdat rejimi. Köhnemiş bir imparatorluğun son bir can çekişmeyle varını yoğunu nasıl da toplumdaki her ilerici hamleyi engellemeye harcadığını belgeleriyle gösteren bir kitap. Sansür uğruna istihdam edilen onlarca insan bir yana, yurt dışında basılmış bazı sakıncalı kitapların, başkası görmesin diye saray tarafından toptan satın alınması gibi akla zarar uygulamaları okuyunca, 2.abdülhamit ya da Mahmut Şevket Paşa'nın deyimiyle ''baykuş''un aslında psikolojik olarak ne kadar acınası bir halde olduğunu bir kez daha fark ediyorsunuz. Meraklıları var ya hani, baykuşun mirası budur işte: Hastalıklı bir idare ve hastalıklı bir toplum. 1908 sonrası kartpostallardan: i.hizliresim.com/QVX3kk.jpg Teodor Kasap'ın üç yıl hapis cezasına mahkum olmasına yol açan ünlü karikatür: i.hizliresim.com/G9nMnZ.jpg Altındaki yazı: - Nedir bu hal Karagöz? - Kanun dairesinde serbestî Hacivat!
Abdülhamit Devrinde Sansür
Abdülhamit Devrinde SansürCevdet Kudret · Milliyet · 197719 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Abdülhamit döneminde gazetecilik iyice güç, iyice tehlikeli bir işti. İp üzerinde cambazlık belki bu kadar ustalık gerektirmezdi." diyor Hüseyin Cahit Yalçın... Kitabı okuduğumuzda görüyoruz ki yazıda noktalı yerler bırakılması, ya da yazı içinde büyük bir boşluk bırakılması dahi yasakmış. Oralara uygunsuz yazılar eklemek ihtimali olduğundan böyle bir tasarrufta bulunulmuş. Aradan bir asır geçti pek değişen bir şey yok gibi... Neyse...
Abdülhamit Devrinde Sansür
Abdülhamit Devrinde SansürCevdet Kudret · Milliyet · 197719 okunma
Reklam
"Tahtakurusu" da sarayın lutfuna uğramış hayvanlardandır; gazetelerde adı geçmezdi, çünkü "tahtı kurusun" dileğini ses bakımdan uzaktan uzağa akla getirir gibiydi.
128 syf.
·
Puan vermedi
Abdülhamit dönemindeki sansürü resmi belgelerle ortaya koyan bir kitap yaratmış Cevdet Kudret. İçinde hem yerli hem yabancı dilde yazılmış kitaplara; gazete ve dergilere; tiyatro oyunlarına vb uygulanan sansür yer alıyor. Zaman içinde sansürün arttığını görüyorsunuz. Öyle ki, birçok yasaklı kelime mevcut ve bunlar bile sansüre uğruyor. "Burun" örneğin. Ne kadar komik değil mi? Daha doğrusu trajikomik...Hürriyet, vatan, millet vb kavramlara hiç değinmiyorum bile... Sansürde curnalcilerin etkisini de uzun uzun anlatmış yazar. Şaşılacak seviyede olaylar... Bulabilirseniz okumalısınız. Bulamazsanız da, Abdülaziz ve Abdülhamit döneminde basın ve matbaa ile ilgili çıkartılan kanun ve nizamnameler ile Kanun-i Esasi'yi incelemenizi tavsiye ederim.
Abdülhamit Devrinde Sansür
Abdülhamit Devrinde SansürCevdet Kudret · Milliyet · 197719 okunma
Abdülhamit tahta geçtikten dört ay sonra yayınlanan (23 Aralık 1876) Kanun-i Esasi’nin (Anayasa) 12. maddesinde “matbuat, kanun dairesinde serbesttir” denmekte ise de, padişah, yine Kanun-i Esasi çerçevesi içinde bunu işlemez hale getirmeği başarmıştır: Söz konusu kanuna göre meclisi toplamak, kapatmak, yeniden seçim yaptırmak yetkisine sahip olan padişah, Rus savaşının açılmasına sebep olduğu bahanesiyle Meclis'i kapatmış (Haziran 1877), yine aynı kanunun bir başka maddesinin: "Genel Meclis toplantı halinde olmadığı zamanlarda devleti muhataradan ya da genel güvenliğin bozulmasından korumak için...Vekiller Heyeti'nin vereceği kararlar kanun hükmü ve kuvvetindedir." hükmüne dayanarak da Vekiller Heyeti'ne bir sıkıyönetim kararnamesi yayınlatmıştır (2 Ocak 1877). Bu kararnamede şöyle bir madde vardır: "Askeri hükümet, gerekli görünen kişilerin gece ve gündüz evlerini aramağa; şüpheli ve sabıkalı güruhundan olup hükümetçe tutuklananları, sıkıyönetim altına alınan yerde konutları olmayan kişileri başka bir yere uzaklaştırmağa;...zihinleri karıştıracak yayın yapan gazeteleri hemen kapamağa ve her türlü cemiyetleri (toplantılar, kurullar, dernekler) yasaklamağa yetkilidir." (m. 6)