Kahvemden bir yudum alıp, "Kimi kaybettin?" diye sordum. Söyledikleri umurumda bile değildi.
"Bilsen ne olacak ki? Üzülecek misin?" "Hayır," diyerek gülümsedim. "Ama şunu bilmeni isterim ki beni haksız yere suçluyorsun. Bir bara gittiğinde sana içki veren barmeni suçluyor musun? Hayır, çünkü onun yaptığı tek şey bir talebi karşılamak. Hiç kimse kimseyi o içkiyi içmeye zorlamıyor. Her kim uyuşturucudan ölüyorsa bu onların ve ailelerinin sorunu. Kendilerine hâkim olmayı, yanlışı doğrudan ayırmayı bilmemeleri benim suçum değil. Ailelerinin görevi de onların yanında olup bu batağa saplandıklarını fark etmeleri ve çıkmaları için yardımcı olmaları. Görevlerini yerine getirmiyorlarsa bana ne. Asıl suçlular gözlerinin önünde dururken sen suçlayacak adam arıyorsun."
Aile her şeydi ve dünya, bir mafya babasının çocuğu olmanın ne demek olduğunu bilmeyen çılgınlarla doluydu ki bu da babamın beynimize kazıdığı şeylerden sadece birisiydi.