Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ada ya da Arzu

Vladimir Nabokov

Ada ya da Arzu Gönderileri

Ada ya da Arzu kitaplarını, Ada ya da Arzu sözleri ve alıntılarını, Ada ya da Arzu yazarlarını, Ada ya da Arzu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözler. Ada'nın koyu kahverengi gözleri. Nedir ki (diye soruyor Ada) gözler zaten? Hayatın maskesinde iki delik. Başka bir yuvarda ya da bir süt köpüğünde yaşayan ve görme organı (diyelim ki) 'tanrısallaşmış kelimesinin yazılı biçimine benzeyen bir iç parazit olan bir yaratık için ne ifade eder ki (diye soruyor) gözler? Bir taksi koltuğu üzerinde bulunacak olsa eğer, bir çift güzel göz (insan, lemur, baykuş gözü) kime ne ifade eder ki?
"Kimin umurunda," dedi Van, "kimin umurunda bu bayat efsaneler, ne fark eder ki- Jüpiter ya da Yehova, kule ya da kubbe, Moskova'da mescit, bronz çanlar ya da bozalaşmış dinler, dini mabetler ya da dini emanetler ya da güneşte ağarmış deve kemikleri dolu çöller? Ortak bir zihnin tozundan, dumanından ibaret bunlar."
Reklam
"Bir türlü alışamıyorum (m'y faire)" dedi Matmazel 'Laparure', "doğanın bereketi ile insanın sefaleti arasındaki tezada. Ne kadar mutlu tabiat, ne bedbaht beşer!"
Proustvari bir pasaj.
Her şey ayrıntıdadır: bir mezarlık selvisindeki Toskana ya da Kaliforniya çalıkuşunun ötüşü; eğimli bir sahildeki nanemsi koku ya da bir Yerba Buena kokusu; bir mavi çalının ya da mavi ekonun dans eder gibi oynaşması- yanı sıra başka kuşlar, çiçekler ve kelebekler: ölümün ve arzuyla yanan güzelliğin saydamlığının ardında duyulması, koklanması ve görülmesi gereken bunlardır. En zor olanı da: yaşanan anın içinden süzülüp çekilmesi gereken güzellik.
Van, aradan seksen yıl geçtikten sonra bile ada'ya aşık olduğunda duyduğu mutluluğun genç yüreğini nasıl cız ettirdiğini dün gibi hatırlıyor. Bellek ve düşgücü, yarı yolda, delikanlılığa ayak bastığı yılların şafaklarındaki hamaklarda buluşuyor. Doksan dört yaşında, aşkla dolu o ilk yaz mevsiminin izlerini, az önce uyandığı bir rüya gibi değil, belleği rüyasız bir uykuyla günün ilk hapı aasında kısa bir özet geçiyormuş gibi hatırlıyor.
Gülümsedi, ortadan kalkışının insanları ancak yıllardır aldığınız bir pazar gazetesindeki bir çizgi romanın başına gelen ani, esrarengiz ve hiçbir zaman açıklanmayan felaket kadar derinden etkileyeceğini düşünerek (oldukça Kareninvari bir düşünce) hülyaya dalıp mutlu oldu. Bu onun son gülümsemesiydi.
Reklam
Çözülüşü var evre evre, başaşağı gelişti, her bir evre onu öncekinden daha çok hırpaladı; çünkü insan beyni milyonlarca yıldır kendi icat ettiği, tedavüle soktuğu ve milyonlarca yıldır milyonlarca ülkede, acıyla uluyan milyonlarca yaratık üzerinde kullandığı işkence aletlerinden çok daha iyi bir işkencehanedir.
Orhan Pamuk'un Önsözü.
Hatırlama denen şey, -Nabokov'a göre yaratıcı yazarın ve hayal gücünün en büyük silahı şimdiyi geçmişin halesiyle kuşatarak yaşamamızı sağlar. Ama Proust'taki gibi geleceği olmayan, hayat yolculuğu tamamlanmış bir anlatıcının geçmişi hatırlaması değildir bu. Hafıza ve zaman konusundaki ısrarlarından anlayacağımız gibi, şimdinin ve geleceğin, anıların oyunları ve zamanın dalgalanmalarıyla yapıldığını bilen bir yazarın kararlığıdır.
Sayfa 14 - Acımasızlık, Güzellik, Zaman / ÖnsözKitabı okuyor
Orhan Pamuk'un Önsözü.
Nabokov'un sürekli takılmaktan, alaycılıkla iğnelemekten hoşlandığı Freud ile çatışmanın ardında, en derinde çocukluğun altın çağını suçluluk duygularından, ödipal karmaşalardan, yasak ve günah söylemlerden koruma gayreti olmalı, Nabokov'un ileri sürdüğü gibi Freud'un saçmalıkları değil. Çünkü "zaman", "hafıza", "ölümsüzlük" gibi konularda yazmaya başladığı zaman -kimi zaman en parlak sayfaları- Nabokov'da Freud tarzı bir "büyücülük" yapmaya girişiyor.
Sayfa 13 - Acımasızlık, Güzellik, Zaman / ÖnsözKitabı okuyor
Orhan Pamuk'un Önsözü.
Nabokov'u okumanın derin zevki, hayatlarımızın dünyanın kendi iç mantığına hiç mi hiç uymadığı yolundaki acımasız gerçeği, güzelliğin kendisi olarak fark etmemizdir. Ancak iyi edebiyatın bize sevdirebileceği dünyanın bu derin mantığını keşfettiğimizde elimizde güzelliğin tesellisi kalır yalnızca: Nabokov'un nesrinin kelebek kanatlarını hatırlatan parlaklığı, simetrisi, yaptığı işin her zaman fazlasıyla bilincinde olan bir yazarın sezgiyle kendisinin "prizmatik Babil" dediği ışık, zeka ve ayna oyunları dünyanın ve hayatın acımasızlığına karşı sarılabileceğimiz tek şeydir belki.
Sayfa 12 - Acımasızlık, Güzellik, Zaman / ÖnsözKitabı okuyor
163 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.