Korktuğumuz tek şey karanlıktı. İçimizde filizlenen bir din, kafamızda görülmeyen bir dünyaya dair korkularımız yoktu. Korktuğumuz şeyler gerçek şeyler; somut tehlikeler, kanlı canlı yırtıcı hayvanlar. Muhtemelen karanlığın gerçek sakinlerine karşı duyulan bu korkudan, zaman içinde gerçekdışı sakinlere duyulan korku gelişecek, görünmeyen sağlam ve güçlü bir dünyada doruğa çıkacaktı. Hayal gücü geliştikçe ölüm korkusu da artacak, sonunda insanlar bu korkuyu karanlığa yansıtacak ve onu ruhlarla dolduracaktı..
"O kış Kırmızı göz son karısına eziyet edip onu sürekli döverek öldürmüştü. Ona ilkel dedim ama bu ilkellikten çok daha kötüydü çünkü en düşük seviyedeki hayvanlar bile eşlerine eziyet edip onları öldürmüyordu. Bu konuda Kırmızı Göz'ü o korkunç ilkel eğilimlerine rağmen insan basamağında kabul ediyorum çünkü türler içinde eşlerini öldüren tek canlı insan erkeğidir."