Emperyalizm bir beynin dolar olarak, zengin bir maden ocağından daha çok kar getireceğini bilmektedir.
Emperyalist Amerika bütün dünya dilerine çevrilen burjuva edebiyatıyla, bütün dünya perdelerinde gösterilen beyin yıkayıcı filmleriyle, bütün dünya basın ajanslarıyla geniş ölçüde yayınlanan haberleriyle, dünyayı baştan başa dolaşan konferansçılarıyla, barış gönüllüleri ve kültür elçileriyle kendini şirin gösterme çabasındadır.
Emperyalizm, şüphesiz iş adamlarına, mühendislere, bankacılara, askerlere ihtiyacı vardır. Ama beyni yıkanmış yazarlara ve sanatkârlara en az onlar kadar ihtiyacı vardır. Yabancı ülkelerde kültür merkezi en az askeri üsler kadar önemlidir. Filmlerin dış pazarlara sürülmesi, silah satışı kadar gereklidir. Başka alanlarda olduğu gibi, emperyalizm kültür alanında da kendi gücüne katkıda bulunan değişim akımını destekleyip kolaylaştırmıştır.