Delikanlım İyi Bak Yıldızlara

Adı Deniz

Esen Rüzgar

Adı Deniz Gönderileri

Adı Deniz kitaplarını, Adı Deniz sözleri ve alıntılarını, Adı Deniz yazarlarını, Adı Deniz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emperyalist Kültür:
Emperyalizm bir beynin dolar olarak, zengin bir maden ocağından daha çok kar getireceğini bilmektedir. Emperyalist Amerika bütün dünya dilerine çevrilen burjuva edebiyatıyla, bütün dünya perdelerinde gösterilen beyin yıkayıcı filmleriyle, bütün dünya basın ajanslarıyla geniş ölçüde yayınlanan haberleriyle, dünyayı baştan başa dolaşan konferansçılarıyla, barış gönüllüleri ve kültür elçileriyle kendini şirin gösterme çabasındadır. Emperyalizm, şüphesiz iş adamlarına, mühendislere, bankacılara, askerlere ihtiyacı vardır. Ama beyni yıkanmış yazarlara ve sanatkârlara en az onlar kadar ihtiyacı vardır. Yabancı ülkelerde kültür merkezi en az askeri üsler kadar önemlidir. Filmlerin dış pazarlara sürülmesi, silah satışı kadar gereklidir. Başka alanlarda olduğu gibi, emperyalizm kültür alanında da kendi gücüne katkıda bulunan değişim akımını destekleyip kolaylaştırmıştır.
Sayfa 234 - HERDEMKitabı okudu
Amerikan Emperyalizmi:
Tarihin bir gerçeği olarak kavramak gerekir ki, Amerika dünya üzerinde sistemli bir şekilde yayılmayı kararlaştırdığı zaman ne Sovyetler Birliği vardı ne de Doğu Blok’u. Sosyalizm ya da komünizme karşı durmak Amerika için söz konusu değildi. Deniz aşırı yayılması, başka bir devletten tamamen bağımsız, kendi içinde doğan bir ihtiyaçtı.
Sayfa 233 - HERDEMKitabı okudu
Reklam
İkinci Emperyalist Dünya Savaşı:
İkinci emperyalist dünya savasının patlak vermesiyle Türkiye'de savaş ekonomisi dönemine gidilmiştir. Savaş ekonomisinin özel teşebbüs tarafından önemi büyüktür. Bu ekonomi devlet müdahalelerini artırmıştır. Ve bu politika iki üzerinde yürütülmüştür 1) İç ve ticarette fiyat kontrollerine gidilmiş, sanayi mamullerinden bir kısmına devlet el
Sayfa 231 - HERDEMKitabı okudu
Devletçilik Dönemi (1931-1945)
Devletçilik politikasının ciddi girişimi 1930-37 ilk beş yılplan dönemidir. Bu plan bugünkü gibi karma ekonomiye ik geniş bir plan değildir, dar anlamda sanayi yatırımmi kapsar... Bu dönemin belirgin özelliği yabancı şirketleri millileştirilmesidir. 1930 yılından 1939'a kadar devam den bu millileştirmeler, Osmanlı devleti zamanında verilis imtiyaz ve imkânların tasfiyesidir. Bu millileştirmeler kurken muhalefet sesleri yükseliyordu. Politika ve iş çevreerinde yabancı sermaye olmadan kalkınmanın sağlanamaacağı yolundaki görüş hâkim durumdaydı. Devletçilik poſtikasının en hızlı yılı 1935 yılıdır. Bu hız1937'ye kadar devam etmiş, ondan sonra da yavaşlamış.
Sayfa 231 - HERDEMKitabı okudu
Liberal Dönem:
Türkiye1923-1931 dönemini liberal dönem olarak tanımlayabiliriz. Bu dönemde temel iktisadi politikanın esası şudur. Devlet, ekonomik girişimler sağlayacak, tüccar ve sanayici takımına her türlü imkânı verecek ve yardım edecektir.. Cumhuriyet hükümetinin desteğiyle özel sanayici yaratma politikası, zenginler, şeker kralları yaratmış, ama büyük sə nayiciler yaratamamıştır. Tüccarlarda kolay ve garantili yolu seçmişler ve sanayi yatırımı yerine ithalatçılığı tercih etmişlerdir. Rum ve Ermenilerin yerini alan bu tüccar çevresi geniş ortam bulmuştur... Tekel bir Amerikan şirketine verilmiş, sonra da devletleştirilmiştir. Böylece devlet desteği ile sanayi kalkınmasını yürütmek mümkün olmamıştır. Eski Levantenler, Rum ve Ermeni yabancı uyruklular yerine kolay kar peşinde koşan ve yabancı komisyonculuğunu tercih eden Türk tüccarları almıştır. Yabancı firmalar da mevcudiyetleri için Türk tüccarlarıyla ilişkiye girmeyi uygun bulmuşlar. Sonuçta liberal politika başarıya ulaşamamıştır. Bir taraftan iç şartlar, diğer taraftan 1931 dünya buhranının yarattığı durum dolayısıyla devletçilik politikasına geçilmiştir.
Sayfa 230 - HERDEMKitabı okudu
Cumhuriyet Dönemi:
Türkiye, emperyalizme karşı mücadele ederek bağımsızlığını kazanan ilk ülkedir. Fakat bu bağımsızlık askeri alanda oldu ve düşmanlar yurttan atıldı. Buna teorik anlamda, Türkiye bağımsız oldu diyebileniz. Sonrası askeri alanda kazanılan bağımsızlığın iktisadi reformlar ve girişimlerle devam ettirilmesiydi. Cumhuriyet başlangıcındaki ekonomik yapı, Osmanlı devletinden arta kalan Türkiye'nin bozulmuş ve dejenere olmuş iktisadi durumudur. 1) Tarım. Tarımda kapitalizm öncesi üretim ilişkisi hâkimdir. Toprakların büyük bir kısmı ağaların elindedir. Ekilmeyen devlet arazisi büyük orandadır. 14 milyon nüfusun %70'i topraksız ve az topraklı köylüdür. Üretime katılan aletler ilkel olup verim düşüktür. 2) Sanayi. Sanayi kesimi, küçük sanayi ve büyük sanayi olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Büyük sanayi başlıca dört kolda gelişmişti. a) madencilik. b) elektrik. c) tütün ve tekel. d) imalat sanayi. Bu dört sanayi kolu da yabancı şirketlerin kontrolündeydi.
Sayfa 229 - HERDEMKitabı okudu
Reklam
223 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.