Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erbakan Risaleleri 3

Adil Düzen

M. Mustafa Uzun

Adil Düzen Gönderileri

Adil Düzen kitaplarını, Adil Düzen sözleri ve alıntılarını, Adil Düzen yazarlarını, Adil Düzen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erbakan
O, siyasi hayata adımını atarken bir takım mihraklarla pazarlık yaparak, mason mahfillerinden icazet alarak adım atmadı. Tam aksine siyasi mücadeleye başlamadan önce şeyhi ve hocası büyük Mürşid Mehmet Zahid Kotku hazretlerinden izin ve icazet alarak başladı.
Sayfa 14
D8 niye mecburiyettir?
1990'lann başında İskoçya'daki NATO toplantısında "Şimdi NATO'yu fesih mi edeceğiz” sorusuna cevap veren Margaret Teacher "Düşman”ı şöyle tanımlamıştır: "Düşmanı olmayan ideoloji yaşayamaz. Bizim yaşabilmemiz için mutlaka bir düşmanımızın olması lazımdır. Sovyetler Birliği dağıldı ve düşman olmaktan çıktı. Onun yerine yeni bir düşman koymamız gerekiyor. Bu yeni düşman İslam olacaktır.” cevabını vermiştir.
Sayfa 117 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erbakan, Neden Adil Düzen Mücadelesi Verdi?
Yaşadığı dönemin tartışmasız biçimde Müslümanların önderi olan ve bütün İslam dünyasındaki İslami hareketlere bir ağabey ve bir bilen olarak yön veren, onların ufuklarını açan, problemlerini çözen Erbakan Hoca, yarım asırlık mücadelesi boyunca Türkiye ve Dünya tarihine damgasını vurmuştur. Bu nedenle de, küresel güçler tarafından hiçbir zaman
Sayfa 110 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Neden Selem Senedi Kullanılmıyor?
Denilebilir ki madem ucuzluk getiriyor, o halde neden herkes Selem Senedi kullanmıyor? Bu sual safça bir sorudur. Çünkü Faizci Kapitalist Nizam'ı Emperyalizm ve Irkçı Emperyalizm korumakta ve kollamaktadır. Bu nizamdan uzaklaşılmasına müsaade etmez. Hatta topyekûn savaş bile açabilir. Çünkü unutmamak lazım gelir ki, bu faizler toplanıp sonunda dünya sermayesini elinde tutan emperyalizm, Irkçı Emperyalizm ve onların işbirlikçilerine ödenmektedir. Onun için netice itibariyle faiz bir bakıma emperyalizme ve Irkçı Emperyalizm'e ödenen haksız vergi demektir. Mesela Türkiye'de IMF, ekonomik politikayı tanzim ederken piyasaya şu kadar para çıkartacaksınız diyor, bu miktan zaruri ihtiyaçtan az tutuyor ki, herkes mümkün olduğu kadar çok senetle ve faizle iş görsün. Nitekim geçen asırda Fransa'da bir belediye başkanı, belediyenin parası olmadığını görünce özel fiş çıkartıp bu fişle çalışanların zaruri ihtiyaçlarım karşılayarak şehri imar edip genişletilmiş, caddelerdeki dükkânları ve işyerlerini devletin parasıyla yüksek fiyata satarak zengin oldu. Çalışanları zengin etti ve şehri imar etti. Bu durum karşısında Irkçı Emperyalizm Fransa'daki mevzuata "Kimse para yerine kaim olacak evrak tanzim edemez” ilkesini koyarak kendi kontrolü dışında bu kabil faaliyetlerin yapılmasına engel oldu.
Sayfa 76 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Milli Görüş Liderine göre Türkiye modem müstemlekeciliğin, IMF reçetelerinin ve taklitçi zihniyetin bir harabesi haline getirilmiştir. Nitekim 1950 yılında Demokratik Parti işbaşına gelip bazı kalkınma hareketlerini başlattığı zaman dış güçler telaşa düşmüşler ve Amerikasda bazı uzmanlara Türkiye olsa olsa 10 se- nede ne kadar gelişebilir diye tahminler yaptırmışlar ve kitaplar yazdırmışlar. Bu kitaplar ve tahminler bugün incelendiği zaman görülmektedir ki; enerji üretiminde durumları şudur, ulaşımda, iletişimde, tarımda durumları şudur, imkânları, potansiyelleri budur. 10 yılda ilerleseler ilerleseler ancak gelecekleri nokta şu olabilir diye yapılan hesapların hiçbirisi tutmamış Türkiye o dönemdeki bütün menfi şartlara rağmen bu hesapların çok üzerinde bir gelişme göstermiştir.
Sayfa 44 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Adil Düzende İslâm Ortak Pazarı Kurulacaktır
Adil Düzende maliyetler içerisinde hiçbir faiz ve vergi bulunmadığı için bütün dünyada en ucuz üretim bizde olacak, böylece herkes ihtiyacını bizden karşılamak isteyecek ve bu yüzden hakiki ihracat patlaması olacaktır. Erbakan Hoca, iktidara geldiklerinde Müslüman Ülkelerle Ortak Pazar kuracağım ve böylece 1.5 milyarlık İslâm Âleminin ihtiyaçlarının öncelikle Türkiye'den karşılanacağını ifade etmiştir. Bu hayalini gerçekleştirmek için 1996 yılında başbakan olduğunda kollan sıvamış ve gerek nufus ve gerekse ekonomik büyüklük açısından İslam dünyasının %60'ına tekabül eden 8 Müslüman ülkeyle 1997 Haziran ayında D-8'i kurmuştur. İslam Ortak Pazarı'nın ilk nüvesini oluşturan bu oluşum dünya ekonomisini ellerinde tutan Siyonistleri oldukça fazla telaşlandırmıştır ve maalesef aynı ay içerisinde hükumet düşürülmüştür. Daha sonra gelen iktidarlar bu hayati projeye gerekli desteği vermedikleri için beklenen ekonomik canlılık oluşmamıştır. Ancak proje gelecekte yeni Erbakanların ortaya çıkmasıyla İslam dünyasını birleştirecek ve son iki yüzyıldır tam bağımsızlığın asla gerçekleşmediği İslam dünyasını Ekonomik ve siyasi anlamda tam bağımsız ve başı dik bir hale getirecektir. Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın? Hey gidi küheylan koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Sayfa 40 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İnsanlık üç asırdan beri 'Hakkı” değil "Kuvveti” üstün tutan batı medeniyetinin zulmü altında inlemektedir. Bu medeniyet iki koldan insanlan ezmekte ve zulmetmektedir. Bunlardan biri "Komünizm” diğeri de "Kapitalizm"dir. Komünizm ile kapitalizm iki ikiz kardeşür. Çünkü bunların ikisi de "Kuvveti üstün tutan” zihniyete dayanmaktadır. Bunun için ikisi de "Ezen, ezilen” düzenidirler. Aralarındaki tek fark komünizmde ezen güç "Siyasi güç”tür. Kapitalizmde ise ezen güç "Semıaye gücü”dür. Komünizm insanlığa 70 yıl zulmettikten sonra yıkılmıştır. Kapitalizm ise zulmüne devam etmektedir. Bu durum kapitalizmin insanlara saadet getirmesi yüzünden değildir. Tam tersine kapitalizm sadece emperyalizmin ve siyonizmin bütün insanlığı sömürmek için kullandığı bir araç olduğundan, adeta bir bardaktaki meşrubatı emmek için kullanılan kamış gibi, emperyalizmin ve siyonizmin bir aleti olmasından dolayı onların koruması ve desteği ile sun'i olarak yaşatılmaktadır. Yoksa o da çökmeye ve yok olmaya mahkûmdur. Biz liberaliz, sağcıyız diyenler faizci kapitalist modeli en koyu, en acımasız faizle ve diğer sömürü araçlarıyla yürütmek isteyenlerdir. Biz solcuyuz, sosyal demokratız diyenler de aynı modeli sözde bazı Pansuman tedbirleriyle yürütmek isteyenlerdir. Bunun için hepsi birbirinin aynıdır ve bunların hiçbiri Türkiye'yi geliştiremezler. Bu çalışkan milletin bu zengin ülkede halen çekmekte olduğu ızdırapların sorumlusudurlar. Bizim ekonomik modelimiz Adil Düzen'in Adil Ekonomik Düzen'idir.
Sayfa 22 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Kim diyebilir ki; milyonlarca zavallı modern derebeylerin çiftliklerinde hizmetçilik yaparken "İnsan” dır. Kim diyebilir ki; beli bükük, çöp tenekelerinden artık toplayan çıplak bedenli, yalınayak, soluk yüzlü, ürkek bakışlı binlerce ihtiyar insandır. Kim diyebilir ki; evlerde hizmetçilik ve kapıcılık, dairelerde odacılık yapan insanlar gerçekten insandır. Mevcut düzeni, ahlak ve vicdanı bozmak, devlet ve toplumu alt-üst etmek, ferdi ve sosyal yıkılışı hazırlamak suçuyla itham ediyorum. Bir yanda vurguncu seçkinler yığını, bir yanda yoksullar kalabalığı... Bunlar kapitalizmin eseridir. Onun başlıca özelliği sırf eğlenen, alabildiğine gezen, dilediği kadar mal, dilediği kadar vakit ve sarfedeceği bedeni enerjiyi bulan mutlu bir azınlık beslemesi olmasıdır. Bir yanda muhtaçlık ve perişanlık öte yanda bolluk ve şımarıklık.” (Seyyid Kutub İslam-Kapitolizm Çatışması, s, 18-21'den özetle)
Sayfa 18 - Ravza yayınlarıKitabı okudu
Resulullah (sav) Efendimiz: "Diğer milletler, insanların birbirlerini sofraya davet etmeleri gibi birbirlerini sizin üzerinize davet edecek ve üzerinize üşüşecekler.” Buyurdu. Bunun üzerine sahabeler şaşkınlıkla sordular: - Ey Allah'ın Resulü! O gün sayımız çok mu az olacak?” Resulullah (sav) "Efendimiz: "Hayır! Bilakis, o gün sayınız çok olacak. Fakat siz (çokluğunuz) bir akıntıya taşınan çer-çöp gibi olacaksınız. Allah, düşmanlannızın kalbinden sizin korkunuzu silecek, sizin kalbinize de "vehn” atacak. Bunun üzerine sahabelerden biri sordu - Vehn nedir ey Allah'ın Resulü? Resulullah (sav) buyurdu ki: - "Dünya sevgisi ve ölümü sevmemek, ondan nefret etmektir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim) Müslümanların ideallerine bağlılıkları uzun ya- şama arzusu ve dünya malına olan tamahlarının önüne geçmediği, dinin emirleri dünyevi endişelerden geriye itildiği sürece hiçbir itibarları olmayacak; kâfirlerin kapısında beyhude olarak izzet aramaya, onlardan adalet beklemeye devam edeceklerdir. Ama şeytan aldatmaktan başka bir şey vaad etmez.
Sayfa 12 - Ravza yayınlarıKitabı okudu