Afrika Devriminin Figürleri sözleri ve alıntılarını, Afrika Devriminin Figürleri kitap alıntılarını, Afrika Devriminin Figürleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cesaire'nin Afrika'daki bağımsızlıklara yol açacak sürece ilk katkısı,
kültürel asimilasyondan kopma çağrısı oldu. Ona göre zencilik, hem
sömürge şiddetinin ürettiği aşağılık duygusundan kopuştu, hem de
otantik bir evrenselciliği kurma çağrısıydı.
Bir kere şunun bilinmesini istiyoruz: Biz, Beyaz, Siyah ya da San
olsunlar, sömürgecilere ve onların işbirlikçilerine karşıyız... Ulus ve
halkların renk ayrımı olmadan kendilerini yönetme hakkından yana
olan herkesle müttefikiz.
1954'de, dönemin Dışişleri Bakanı olan John Foster Dulles Birleşik Devletler'in sömürgeciliğe karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin tarihini yazdı: "Biz modern dönemin, bağımsızlığını kazanan ilk sömürgesiyiz. Bizim örneğimizi izleyenlere doğal bir yakınlık duyuyoruz: Ama Birleşik Devletler, Afrika ve Asya'ya yerleşmek ve buralardaki ekonomik ve jeo-stratejik çıkarlarını savunmak için Avrupalı sömürgeci güçlerin zayıflamasından yararlanmaya çalışacaktı.
Kongo'nun sınırsız zenginliği, herkesten önce büyük Avrupa finans gruplannın ilgisini çekmişti. Ama "pasta"nın paylaşılması mümkün
görünmüyordu: "Fransa, İngiltere ve Almanya arasındaki emperyalist
rekabet, paylaşımda uzlaşmaya varmalarını engelliyor
Yabancı misyonlara ait bazı sömürge okullarının giriştiği ehlileştirmenin karşısına, Kuran okullarının kuşatması dikildi. Örneğin bugün Burkina Faso adıyla tanıdığımız ülkede Islam pratiğinin hızlı ilerlemesi, İslam'ın nasıl olupta "Avrupalı galibe ve geleneksel şeflere karşı bir direniş dini haline geldiğini gösterdi. Tarihçi Jean-Louis Triaud, Fildişi Sahili'ndeki Ahua Köyü yerlilerinin hep birlikte İslam'a geçmesine ilişkin analizinde aynı sonuca varıyordu. Mesihçi hareketler, ortak bir karakteristik olarak "atalardan kalma değerlere geri dönüş talepleriyle birlikte görüldü.
Belçikalı etnolog Daniel Vangroenweghe'nin 2010'da basılan "Sarmaşıklardaki Kan" (Du sang sur les lianes) adlı kitabının başlığı, bu
şiddeti anlatmaya yetiyordu. Amerikalı gazeteci ve yazar Adam Hochschild da bu dönemi anlatmak için "unutulmuş holokost"tan söz
etti. Fransız tarihçi Yves Temon'a gelince, "1880-1926 yıllan arasında Kongo nüfusunun yan yarıya düştüğünü" vurguladı.
Ekonomik sömürünün büyük ölçekte geçerli olması için Afrikalı kimlikler toptan inkar edilmeliydi: Kıta'nın tarihi, inançları, gelenekleri ve yöntem bilgileri saldırıya uğradı, aşağılandı, alay konusu oldu, kurumsallaştırıldı,
silindi.
Kongo XIX. yüzyılın sonlarından itibaren yalnızca kauçuk ve fildişi bakımından Afrika'nın en zengin ülkesi olarak tanınıyordu. Ama ülkenin işgali; onun aynı zamanda çok değerli maden kaynaklarına da sahip olduğunu açığa çıkardı. Coğrafi olarak Kıta'nın merkezinde bulunan Kongo, topraklarının genişliğiyle Orta Afrika'nın deviydi. İnanılmaz hammadde zenginliği ve jeostratejik konumu Kongo'yu, hiçbir gücün rakiplerine bırakamayacağı bir ülke haline getirmişti
"Sömürgecilik sonrası" Fanon, 1960'lı yılların "devrimci" Fanon'unun pek çok açıdan ters yüz edilmiş halidir. "Üçüncü Dünyacı" okumalar, "Siyah Deri, Beyaz Maskeler"i (Peau noire, masques blancs) yazan Fanon'u hiç anlamadı, sömürgecilik sonrası okumalar ise neredeyse yalnızca bu kitapla ilgilendi ve şiddet sorununa özellikle değinmedi. Üçüncü Dünyacı Fanon feci bir yaratıktı; ama sömürgecilik sonrası Fanon, kimlik politikasıyla, genellikle de kendi cinsel kimliğiyle ilgileniyor, üstelik artık öfkeli de değil.