Olayların nasıl sonuçlanacağını önceden bilebilse yanlış kararlar almayacağını düşünüyor, oysa hayat düşünmeden yapılan aptallıkların tekdüze bir tekrarından oluşuyor.
‘… dünyanın asıl derdi yaşanan büyük sevgi krizi, ne de olsa hassas insanlar için zor zamanlar bunlar.’
.
Geçtiğimiz ay Kurtarma Mesafesi ile tanışıp ‘diğer kitabını da çok bekletmeden okumalı’ diye düşündüğüm Schweblin, bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu kanıtladı. Çok sevdim bu absürt görünüp bir yanıyla korkutucu olabilen öyküleri. On sekiz öyküde de şunu dedim ‘zihninizin odaları ne kalabalık Sevgili Schweblin, hiçbir odanın kapısı da birbirine bakmıyor üstelik!’ Bol çeşni, bol lezzet. Çok sevdim. (Bilhassa şu öykü diyemeyecek kadar hem de)
Öykü seviyor musunuz? Öyleyse Ağızdaki Kuşlar’a bir bakın derim
.
Emrah İmre çevirisi, Utku Lomlu kapak tasarımıyla.
Ağızdaki KuşlarSamanta Schweblin · Can Yayınları · 2018255 okunma
Neden böyle oldu?
Bir senedir beklettiğim bir kitaptı Ağızdaki Kuşlar. Bu sıralar çok karşıma çıktığı için okuyayım dedim ama yok, olmadı.
Herkes çok beğenmiş, herkes öykülerin 'tekinsiz' oluşuna bayılmış, özellikle bu kelime kullanılmış. Bana geçmedi, 18 öykünün 3-4 hikayesini beğendim ki onlar da muhteşem öyküler değildi.
Kafka ve Poe ile karşılaştırılmış yazar, belki doğru bir söylem ama daha kırk fırın ekmek yemesi lazım. Deneysel bir kitap olmuş, cesur hikayeler var gerçekten ama belli belirsiz, hiçbir yere bağlanmıyorlar. Senenin hayal kırıklığı kitaplarından biri oldu malesef.
Ağızdaki KuşlarSamanta Schweblin · Can Yayınları · 2018255 okunma
"Bak," diyor Nené, "lafı fazla uzatmayacağım, çünkü değmez. Beklemekten yorulunca çekip giderler, bekledikçe tükenirler adeta. Bu yüzden kadınlar gözyaşı dökerek erkekleri beklerler..."