Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler

Demirtaş Ceyhun

Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler Sözleri ve Alıntıları

Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler sözleri ve alıntılarını, Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler kitap alıntılarını, Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anadolu'da ortaya çıkmış Mehdi'lerin en önemlilerinden biri Baba İshak'tır... 1237'de Sultan 1. Alaaddin Keykubad'ın ölüvermesinin yarattığı kargaşadan yararlanıp Selçukluların üzerine yürümüştür.
Ermeni Tarihçi İgnatius D'ohsson'a göre:
İmparatorluğun bütün halkı Osmanlı ismiyle çağırılır ve bunlar Avrupalıların kendilerine neden Türk dediğini de bir türlü anlayamazlardı. Bu kelimeyi (Türk) en ağır bir hakaret olarak saydıkları için, imparatorlukdaki yabancılarda kimseye Türk diye hitap edemezlerdi diye yazmıştır.
Sayfa 99 - E YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Karahanlılar döneminin ünlü Türk bilgini Kaşgarlı Mahmut bile, yüzyıl sonra, 11. yüzyılda hala bu göçebe Türklerden ''kafir'' diye söz etmektedir. Divan-ı Lügat-it Türk'te, onlar için, 'Yok olası kafirler, göğe de Tanrı derler. Büyük bir dağ, büyük bir ağaç gibi görünen her nesneye Tanrı derler. Bunların sapıklıklarından Tanrıya sığınırız.' demektedir.
Türk vatandaşlığına geçince Alman profesörün başına gelenler
Hasan Ali Bey, hiç beklemediği için profesörü görünce şaşırır. "Hayrola Hocam" der, şaşkın şaşkın. Sabah sabah... Hayırdır inşallah?" Aman sayın Bakanım..." der Profesör, üfkeli öfkeli. "Beni hoş görün, sizi sabah sabah rahatsız ettiğim için. Bu nasıl iştir, anlayamadım. Şimdiye kadar üniversiteden 600 lira maaş alıyordum. Şimdi Türk vatandaşı oldum diye maaşımı bu ay dörtte bire düşürdüler. Bu nasıl iş? Türk vatandaşı oldum diye cezalandırılıyor muyum yoksa?“ Bir kahkaha atar Hasan Ali Bey. "Yahu, sen Türk olmayı kolay mı sanıyorsun?" der.
Sayfa 97 - E YayınlarıKitabı okudu
13.yy'da Anadolu'ya gelen Türklerin değişik mezheplerden oldukları ve gene 13. yy. dan itibaren Anadolu'da çok sayıda tarikatın kurulduğu bilinmektedir. Kadirilik, Kübrevilik, Melamilik, Mevlevilik, Yesevilik, Bektaşilik.. gibi.
Bu göçebe Oğuz boylarından 'Türkmenler' diye söz edilmeye başlanılmış ve 'Türkmen' sözcüğü bilinçli bir şekilde göçebe kavramının karşılığı olarak ve aşağılayıcı bir anlamda kullanılmıştır. Hatta giderek bu 'Türkmenlerin' kullandığı dil olan ''Türkçe''nin Selçuklu saraylarında konuşulması bile yasaklanmıştır.
Reklam
Özel toprak mülkiyeti hakkı, ilk kez 1858 yılında çıkarılan 'Arazi Kanunname-i Hümayun-u' ile tanınmıştır.
Göçebelerin yerleşiklere taktığı adlar.
Göçebeler, hor gördükleri, küçümsedikleri yerleşikleri aşağılayıcı bir anlamda "oturak, yatuk, tembel sart" ve benzeri sözcüklerle adlandırmaktadırlar. Hatta, 'sart" sözcüğünün "sarı it" (veya sarı köpek) anlamına geldiği bile iddia edilmektedir. Yerleşikler ise göçebelere "kafir" demektedirler. Onlara Çinliler veya Bizanslılara baktıkları gibi bakmaktadırlar.
Sayfa 98 - E YayınlarıKitabı okudu
Fatih'in fethinden 500 yıl sonra İstanbul'un işgali...
1950'lerde Menderes önce Rumeli'den gelen göçmen Türklerin İstanbul'a Taşlıtarlaya, Yenibosna'ya, Sefaköy'e yerleşmelerine izin verince, Anadolu'da tetikte bekleyen göçebe kökenli Türkler hurra deyip akın akın İstanbul'a hücum etmişler ve bir anda işgal edip gecekondularla kenti çepeçevre kuşatmışlardır. Ucuz politikalar peşinde koşan Menderes oy uğruna, bu işgale engel olmak şöyle dursun, dolaylı destek bile vermiştir.
Sayfa 182 - E YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türk, Türkmen, Rum...
Bilindiği gibi XII. Yüzyıldan sonra Anadolu'daki Türklerin neredeyse tamamı Müslüman olunca bu "Türkmen" sözcüğü de kendiliğinden anlam değiştirmiş ve özellikle Anadolu'da yerleşikliğe geçmiş türklerce "göçebe Türk" anlamına kullanılmaya başlanmıştır. Yerleşik Türkler ise kendilerine "Rumi" veya "İslam-Müslüman" demektedir.
Sayfa 98 - E YayınlarıKitabı okudu
Hitler faşizminin güçlenmesi üzerine, Musevi kökenli çok sayıda Alman bilim adamı ülkesinden kaçmak zorunda kalmıştır. Bunlara Türkiye'yi daha çekici kılmak için, bütün taşınma giderlerinin devletçe üstlenilmesinin yanı sıra, aylık olarak Türk meslektaşlarının 3-4 katı para ödenmiştir.
Batılılar, Osmanlılardan ve imparatorluktan sürekli Türkler diye söz ettiği halde, Osmanlılar bu sözcükleri kullanmaktan özenle kaçınmışlardır.
Tuğrul Bey, 1055'te Bağdat'ta, Halife tarafından karşılanır. Bağdat, şiilerin elinden kurtarılmıştır. Halife, Tuğrul Bey adına hutbe okutur ve bütün yetkilerini ona devreder. Artık, Selçuklu Sultanları, bütün müslümanların sultanı olmuştur.
Göçebe toplumlar kaba ve kültürsüz sürüler midir?
Göçebe toplumlar ne kültürsüz topluluklardır, ne de uygarlıktan nasipsiz insan sürüleri... Elbette göçebelerin de kendinlerine özgü bir kültürleri, bir uygarlıkları vardır, bu nasıl inkar edilebilir? Üstelik toplumların en dinamik aşaması da göçebelik dönemidir. Çünkü, hep tetikte yaşamak zorundadır göçebe insan. Çünkü, tek yasa doğadır onun için...
Sayfa 216 - E YayınlarıKitabı okudu
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.