Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seçme Metinler

Ahlak Felsefesinin Temel Problemleri

Hümeyra Özturan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çocukta, kendisinde aklın varlığına işaret edip görülmesi gereken ilk şey utanmadır. [Utanma] , [çocuğun] kötüyü hissettiğini gösterir. Hissetmekle beraber ondan sakınır, uzak durur, kendisinden veya kendisinde [kötülük] zuhür etmesinden korkar. Çocuğa bakıldığında, onun yüzsüzlük yapmadan, gözünü sana dikerek bakmadan yere bakarak utandığı görülür. Bu, onun asaletinin ilk delilidir, onun nefsinin iyi ve kötüyü hissettiğinin göstergesidir. Onun utanması, kendisinden bir kötülüğün zuhür etmesinden korkarak nefsin kendini sınırlamasıdır. İşte bu, ayırt etme ve akıl ile iyinin tercih edilmesi ve kötüden uzak durulmasmdan başka bir şey değildir. Ve işte bu nefs, te’dîbe hazırdır ve itina göstermeye uygundur, ihmal etmemek, yakınlık ve karıştırma ile onu bozan karşıtlarıyla bırakmamak gerekir. Erdemi kabule hazır olmak bakımından durum bu ise, çocuğun nefsi, henüz bir süret işlenmemiş şekilde saftır. Kendisine ait bir görüşü, onu bir şeyden başka bir şeye meylettiren bir kararı yoktur. Bir süret nakş olunduğunda ve onu kabul ettiğinde, buna uygun olarak yetişir ve onlara alışır. İbn Miskeveyh
İnsana has mükemmellik iki türdür: Çünkü insanın iki gücü vardır ki birisi: “Bilme” (âlime) , diğeri ise “yapma” (âmile) gücüdür. Bu nedenle [insan] iki gücünden biriyle marifet ve bilgiye; diğeriyle ise işlerin düzen tertibine yönelir. Filozoflar bu iki mükemmellik üzerine metinler kaleme almışlar ve demişlerdir ki: Felsefe iki kısma ayrılır: Teorik kısım (nazarî) ve pratik kısım (amelî).İnsan, pratik ve teorik kısımlarını mükemmelleştirdiğinde, tam bir mutlulukla mutlu olur. İki gücünden ilkiyle yani “bilme” gücüyle elde ettiği mükemmelliğe gelince; bu güçle [kişi] ilimlere yönelir, görüşü doğru, basireti sağlam ve düşüncesi dosdoğru olması bakımından ilimde isabet eder. Böylece inancında hataya düşmez, hakikat karşısında şüphe duymaz. (..) Diğer gücü, yani “yapma” gücüyle elde ettiği ikinci mükemmelliğe gelince; kitabımızda hedeflediğimiz odur. Bu, ahlâkî mükemmelliktir. Onun başlangıcı kişinin, güçlerini ve kendisine has fiillerini, birbiriyle çekişmeyecek ve barış içinde, seçme gücünü kullanması bakımından bütün fiilleri olması gerektiği gibi düzenli ve tertipli olacak şekilde düzene koymasıdır. [Bu mükemmelliğin] son noktası, Fiil ve güçlerin insanlar arasında düzene konduğu bir toplum yönetimidir (tedbîru'l-medenî). [Öyle ki bu toplum yönetimi] , söz konusu düzeni sağlar ve insanlar, tek bir kişideki gibi ortak mutluluğu elde ederler. İbn Miskeveyh
Reklam
Güzel Ahlâk Ancak Nefsin Arındırılmasıyla Elde Edilir Daha önce de belirtildiği gibi, nefsin arıtılması, insandaki üç doğal kuvvetin ıslâhıyla gerçekleşir. Sözgelişi fikrin ıslâhı, itikadda hak ile bâtılın, sözde doğru ile yalanın, fiilde çirkin ile güzelin, iyi ile kötünün arasını ayırdedecek kadar bilgi öğrenmek ve eğitim görmekle olur. ' Şehvetin ıslahı, gücü yettiğince cömertlik hasletini kazanacak ve övgüye değer ahlâkî faziletler arasında bir denge kuracak kadar iffet sahibi olmakla mümkündür. Hamiyet, hilm sıfatım elde edinceye dek yumuşatılmasıyla ıslâh edilir. Bu da nefsi öfke girdabına düşmekten kurtarıp şecaatin kazanılması, nefsin korkudan ve yerilen hırslardan uzaklaştırılması sonucunda tahakkuk eder. Bu üç kuvvetin ıslahıyla nefste adalet ve ihsan hâsıl olur. Bu iyi hasletlerin tamamı, ahlâkî ilkeler (mekârim-i şeriat) mekârim-i şeriat (ahlâkî ilkeler) dediğimiz ilkelerin tümüdür. Ragıb el-lsfahânî,
Eylemlerdeki ortayı bilmek, o eylemi çevreleyen durumlar mukayese edildiği ve değerlendirildiği zaman mümkündür.Nasıl bir doktor sağlığa iyi gelecek mütedil miktara karar verirken öncelikle iyileştirmek istediği kişinin bedeninin mizacını, zamanı, insanın mesleğini ve tıbbî müdahalesini yönlendirecek diğer şeylerin bilgisini değerlendiriyorsa, sağlığa iyi gelecek şeyin miktarını bedenin mizacının dayanabileceği ve zamana, ilaca uygun şekilde takdir ediyorsa, biz de eylemlerde orta olanın miktarını takdir etmek istediğimizde, öncelikle eylemin zamanını, eylemin vuku bulacağı mekanı, failini,kime karşı eyleneceğini, nerede, neyle ve ne için ne eyleneceğini değerlendirir, eylemi bunlardan her birine göre takdir ederek eyleriz. Böylelikle orta olan eyleme isabet ettirmiş oluruz. Eylem, bütün bunların hepsi değerlendirilirse orta olur, bütün bunlar değerlendirilmediğinde daha fazla veya daha eksiktir. Bu şeylerin çokluk, azlık bakmundan ölçüleri daima aynı şekilde olmadığı için, orta eylemlerin ölçüsü de her zaman aynı şekilde olmayacaktır. Fârâbi
Mutlak surette dış ve görünüş güzelliği âzâlardan yalnız birinin güzel olması ile tamamlanmadığı gibi -mesela yalnız göz, kaş güzel fakat burun, ağız ve yanaklar güzel olmazsa insan güzel olmadığı ve güzel demek için bütün âzâların hepsinin güzel olması gerektiği gibi-bâtında da dört köşe vardır. Güzel denmek için bunların hepsinin güzel olması
Ahlâk diye isimlendirdiğimiz bu âdâbı insanların elde etmek hususundaki mertebelerine gelince, onu elde etmeye can atan ve hırslanan kişiler çoktur. Bunu aynıyla müşahede etmekteyiz, bilhassa da çocuklarda. Çocukların ahlâkları, yetişmelerinin daha başından itibaren, reviyye ve düşünme ile gizlenmeksizin ortaya çıkar. Gelişimini ve yetkinleşmesini tamamlamış yetişkin bir adamda ise [gizleme] söz konusudur çünkü o kötü iş yaptığında kendini bilir, türlü hileler ve tabiatını tersi fiiller yaparak onu gizler. Çocukların ahlâkı ve onların edebi kabule yatkınlıkları yahut ondan hoşlanmamaları, yahut onların bazılarında edepsizliğin bazılarında hayânın tezahür ettiği üzerine düşünürsün. Böylece onlarda cömertlik, cimrilik, merhamet, katılık, kıskançlık ve tersini görürsün. Onların eşit olmayan durumlarından, erdemli ahlâkı kabul etme konusunda insanların mertebelerim' anlarsın Bununla beraber öğrenirsin ki insanlar tek bir mertebede değildirler. İnsanlar arasında ihmalkâr olanı, geçimli olanı, uysal olanı, kaba olanı, katı olam vardır. İyisi kötüsü ve bu ikisi arasında sayılamayacak kadar çok mertebede bulunanlar vardır.Mizaçları ihmal edip te’dîb ve doğrultmaya da razı olmayınca, her insan tabiatının donanımına göre yetişir ve ömrü boyunca çocukluğundaki hali üzere kalır, tabiatına muvâfık halde bir tabiatta bulunur: Ya öfke ya haz ya alçaklık ya kötülük ya da bunlardan başka yerilen tabiatlardan birinde. İbn Miskeveyh
Reklam
Gazabi nefse gelince, onu kontrol edip boyun eğdirmenin yolu, insanın saldırgan kişileri anlamaya çalışmasından geçer. Zira onlar hiddetli ve panik oldukları anlarında öfkenin kendilerine çabuk sirayet ettiği kimselerdir. Ayrıca insan bu kişilerin, hasımlarına karşı yaptıkları küstahlıkları ve kendi hizmetçi ve kölelerine karşı uyguladıkları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.