Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahlaki Duygular Kuramı

Adam Smith

En Eski Ahlaki Duygular Kuramı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ahlaki Duygular Kuramı sözleri ve alıntılarını, en eski Ahlaki Duygular Kuramı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın karakterinde taşıdığı lekeleri düşünce yüzünde taşıdığı çizgiler o kadar da derin sayılmaz.
İnsan hayatındaki bozuklukların yarısı insanlığın en tehlikeli zayıflığı olan bu kendini kandırma hali yüzünden yaşanmaktadır.
Sayfa 229
Reklam
Başkaları için bu kadar çok, kendimiz içinse bu kadar az şey hissetmek ve bencilliğimizi baskılamak insan doğasının kusursuz tarafıdır...
Erdem mükemmeliyettir, olağandışı büyüklükte ve güzelliktedir, sıradan ve basit olan da bulunmaz. İyi olan erdemler öyle bir seviyede duyarlık içerirler ki sıradışı ve beklenmedik incelikte ve hassasiyetle olurlar ve bizi şaşırtırlar. Yüce ve saygıdeğer olan bu tür bir özdenetimle insan doğasının en zapt edilemez tutkularını bile alt edip insanı hayrete düşürebilirler.
Reklam
Her bir tavır ya takdir edilir ya da ayıplanır ve böyle durumlarda takdirin ya da ayıplanmanın derecesine karar verirken çoğunlukla iki farklı standart uygularız: İlk olarak zor durumlarda hiçbir insanın başaramadığı hatta yaklaşamadığı en uygun ve en kusursuz olanı standart olarak alabiliriz. Böyle yapınca insanların bütün davranışlarını bu standarda göre mukayese edince herkes ayıplanan kusurlu kimseler oluverir. İkinci olarak da kişinin kusursuzluğa ne kadar yaklaştığına yada kusursuzluğun ne kadar uzağında kaldığına bakılabilir ve esasında insanlığın büyük bir çoğunluğunun davranışlarında yaklaşabildiği seviye de budur. Bu seviyeye yaklaşabilen kişi her ne kadar bütünüyle kusursuz olmaktan uzağa düşüyor olsa da takdiri hak etmektedir, yaklaşamayan biri ise ayıplanmayı hak eder.
İnsan ne denli bencil sanılırsa sanılsın yaratılışı gereği sahip olduğu bazı ilkeler vardır.(...)Toplumsal kuralları yıkıp geçen azılı bir suçlu bile başkası için üzülebilir.
Uzun gelmesi durumunda son paragrafı okumanız yeterli.
Başkasının ne hissettiğini bire bir tecrübe edemediğimizden karşımızdaki kişinin içinde bulunduğu durumdan ne şekilde etkilendiğini bütünüyle kestiremeyiz. Kendimizi o kişinin yerine koyduğumuzda ne hissedeceğimizi düşünüp bir tahminde bulunabiliriz. Dostumuz ıstırap çekerken biz rahatsak onun ne hissettiğini algılamamız mümkün olmayacaktır. Algılarımız o kişinin ne hissettiğini anlamamız konusunda hiçbir zaman bize yardımcı olmamış ve olmayacaktır da. Karşımızdakinin hissettiği acıyı ancak tahayyül edebiliriz. Sağduyumuz ancak kendimizi o kişinin yerine koyduğumuzda bir şeyleri anlamamıza yardımcı olacaktır. Hayal etmemizi sağlayan ise acı çeken kişinin hisleri değil onun hissettiklerini kendi duyularımız üzerinde yarattığı etkidir.
Empati-Sempati
İnsan başkasının duyularını değerlendirirken kendininkileri esas alır. Karşımdakinin görme yetisini, duyma yetisini, zekasını, öfkesini, sevgisini kendiminki ile karşılaştırıp bir yargıya varırım. Başka bir yöntemle yargıya varabilmem ne mümkündür ne de mümkün olabilir.
Reklam
İnsanlık, tabiatı dolayısıyla başkalarına sempati duyar, ancak hiçbir zaman olaydan birincil olarak etkilenen kişinin hissettiği tutkuları bütünüyle idrak edemez.
Hiç zarafet içermeyen, iç çekişleriyle, gözyaşlarıyla ve bezdirici inlemeleriyle merhamet dilenen kişinin yaygara dolu istirabı bizi tiksindirir. Fakat vakur, sessiz, heybetli kederini şişmiş gözleriyle, titreyen dudaklarıyla ve çenesiyle ele veren uzakta duran fakat mesafeli tavrıyla bizi etkileyen kişiye saygı duyarız.
"Erdem mükemmeliyettir, olağandışı büyüklükte ve güzelliktedir, sıradan ve basit olanda bulunmaz."
342 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.