Akıl Aşk ve Ötesi
Ahmet TurgutEn Beğenilen Akıl Aşk ve Ötesi Gönderileri
En Beğenilen Akıl Aşk ve Ötesi kitaplarını, en beğenilen Akıl Aşk ve Ötesi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Akıl Aşk ve Ötesi yazarlarını, en beğenilen Akıl Aşk ve Ötesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Muhabbet:
"Hubb" kökünden türetilmiştir.Bu kök, suyun kaynaması esnasında oluşan kabarcıkları anlatır...
...kaynatılmak suretiyle suyun saflaştırılmasından kinaye, gönlü arındıran sevgiye "muhabbet" denmiştir...
Sayfa 141Kitabı okudu
Sufi muhitlerde sıklıkla dillendirilen bir menkıbede Şems-i Tebrizi(ks),Mevlâna Celâlettin-i Rûmî’nin(ks) tüm kitaplarını tek tek havuza atar.
Mevlâna şaşkındır,bunu neden yaptığını sorar...Şems gerekçesini izah eder...
“Bırak bu sayfaları ! Artık beni oku,bendekini oku!..”
Sayfa 17Kitabı okuyor
Beynimiz algılama ve anlamlandırma sürecinde kullanageldiğimiz en önemli “ara yüz” konumundadır. Bu pek kıymetli ara yüz, bilgi ve anlama çevrilecek tüm verileri göz,kulak gibi organlar vesilesiyle toplar, ardı sıra onları işlemeye başlar.
Duyusal algılardan beslenilerek beyinde idraka vesile donelere evrilen, ardı sıra başlı başına bilgiye dönüşüp depolanabilen her şey, kalpte tekallup (dönüşüm) ederek anlam ve hikmet haline gelir.
Hâliyle akledişin kalbiliği, bu faaliyete bağlı tüm evrelerin kalpte cereyan ettiğini anlatmaz. Bilakis ilgili tüm faaliyetin nihai tescilinin kalpte gerçekleştiğini ve etkin-derûnî-sağlıklı akledişin kalbe muhtaç olduğunu bildirir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Gözü ısrarla farklılıkları arayan Batı medeniyeti, sevgi ikliminden uzaklaştıkça ötekileştirir. "ağzınla kuş tutsan, benimle eşit olamazsın!" der. Uyum arayan ama bunun bilgi/sistem altyapısını oluşturmadığı için aynı olmayı uyum zanneden Doğu ise "ancak benim gibi olursan, bir oluruz!.." dayatmasına girişir.
Sayfa 127 - kapıKitabı okudu
Cebrail-Gabriel
Cebrail:Vahiy meleği olarak bilinir. "İlah" mânâsındaki "il" kelimesi ile "güçlü" olmayı anlatan "geber" sıfatından oluşan Süryanice "Gabriel" sözcüğünün Arapçalaşmış şeklidir...
insan; ancak aşkın nefesi üflenince ölümsüz olanın derdine düşer.
Sayfa 166Kitabı okudu
Burada kalp için zikredilen "huşû" duygusu, birçok mealde tek kelimeyle "korku" olarak tercüme edilir, lakin "huşû" alelade bir korku vazetmez. Allah'ın azametine karşı hissedilen derin bir kavrayışı, O'nun (cc) rahmetine dair ince bir duyuşu ve her an ilâhî huzurdaymışçasına ihsan parıltılarıyla hakikate teslim oluşu anlatır.
Sayfa 106Kitabı okudu
Tefekkür geleneğimiz yeme-içme, barınma, üreme, korunma gibi dürtüler üzerinden akleden, özetle; maişetini dert edinen akıl mertebesine "akl-ı meâş" der.
Varoluşun, hayatın ve insan olmanın sırlarını arayan, yaratılmışlığının idrakiyle Yaratıcısını tanımaya çalışan, ahiret gününe iman etmenin gereği olarak işinde, sözünde, düşüncelerinde ve hissiyatında sebep-sonuç ilişkilerini önemseyen akıl mertebesini ise "akl-ı meâd" tabiriyle anlatır.
[...]
Misal; akl-ı meâşın yemek-içmek konusunda yegâne muradı, açlığını gidermenin yolunu bulmaktır.
Akl-ı meâd ise helalinden kazanarak temiz rızkla doymanın ve rızkını başkalarıyla paylaşmanın yolunu arar. Zira bilir ki: hikmet kuşu ancak helal lokma ile avlanır. Rızkın nasıl kazanıldığı kadar nerede, kimlerle, nasıl harcandığı da mühimdir.