Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akıl Hastalığı ve Psikoloji

Michel Foucault

Akıl Hastalığı ve Psikoloji Gönderileri

Akıl Hastalığı ve Psikoloji kitaplarını, Akıl Hastalığı ve Psikoloji sözleri ve alıntılarını, Akıl Hastalığı ve Psikoloji yazarlarını, Akıl Hastalığı ve Psikoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan, insan için kendi hakikatinin yüzü olduğu kadar ölümünün ihtimalidir de..
Ortaçağ ve Rönesans, deliliği tanrısal bir gücün dışavurumu ve aklın daha üst bir aşaması olarak görüp yüceltilirken (Erasmus), Klasik Çağ’da deliler, diğer suçlularla bir tutulup akıl hastanelerine kapatılmaya başlanır. Böylelikle deliliği “anlama” çabası yerini “zapt etme” çabasına bırakacaktır.
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
kitapta geçen bazı kavramlar
- Patoloji, hastalıklar hakkında bilgi sağlayan bir bilim dalıdır. - Psikoz, gerçeklikle ilişkinin kesilmesi halidir. - Paroksizm, hastalık belritilerinni birdenibre artması - Metamorfoz, yaşamak, sürekli bir değişim hali içinde olmak demek: büyüme, iyileşme, öğrenme, yaşlanma - Yalıtma, kişinin kaygı ve acı verici durumlardan kaçınmak üzere duygularıyla bilişlerini ayırması halidir. Yani bir fikrin veya deneyimin duygusal boyutunun bilişsel boyutundan koparılmasıdır. - Arkaik, anlam itibariyle üzerinden çok zaman geçmiş olan bir dönemi, eskiye ait inanış ve düşünceleri, ilkel toplulukları, kısacası dünyanın ve insanlığın ortak bilincinin oluşumunu anlatmak için kullanılan genel bir kelimedir - İkonografi veya dinî simgebilim, sanat tarihi biliminin bir dalıdır. Bilim insanlarınca "ikonografi" adıyla anılır. İkonografi, dinî bir konunun sanata aktarılması sonucu ortaya çıkarılan sanat eserlerini inceleyen ve dinî simgebilimin tarihsel gelişimini gözlemleyen bir bilim dalıdır.
Akıl Hastalığı ve Psikoloji
Akıl Hastalığı ve PsikolojiMichel Foucault · Ayrıntı Yayınları · 2013384 okunma
Bizi sonsuz aydınlığa götürdüğünü düşündüğümüz bilgi, karanlıklara karışıp yasak dünyaya girer.
danse macabre
Akıl Hastalığı ve Psikoloji
Akıl Hastalığı ve Psikoloji
Bu kitapta ilgimi çeken (aslında o kadar da üzerinde durulmayan) bir kavram vardı: Danse macabre. Danse Macabre (Ölüm Dansı) savaşların, kıtlıkların, hastalıkların -özellikle vebanın- en çok görüldüğü bir zamanda; 15. yüzyılda ortaya çıkmış, ölümün evrenselliğini anlatan bir alegoriymiş. Irkı, cinsiyeti, mesleği, sosyal konumu ne olursa olsun bir gün Ölüm Dansı’nın herkesi bir araya getireceğini anlatıyor. "Yani Danse Macabre, ölümün her şeyi fetheden ve eşitleyen gücünün alegorik karşılığıdır denebilir. " Bu alıntıyı aldığım sitede daha detaylı bilgiler de var: wannart.com/icerik/24194-sa... Ayrıca bu kavram tarihte birçok sanatsal esere, resim, şiir, müzik ilham olmuş. Bunlardan başta gelense Danse Macabre Op.40, 1874 yılında Fransız besteci Camille Saint-Saens tarafından bestelenmiş senfonik bir şiir. youtu.be/71fZhMXlGT4?si=...
Reklam
Benedict’e göre “Ait oldukları toplumu belirleyen davranışa en yakın doğal reflekse sahip olanlar ayrıcalıklı durumdalarken, uygarlıklarında var olmayan davranışa yakın bir doğal refleksi olanlar ise yönlerini şaşırmış durumda olurlar.”
Geçmiş yığılırken, görünebilir tek gelecek de vaat olarak, geçmişin durmadan ağırlaşan yığını altında ezilen şimdiki zamandan başka bir şey ileri süremez.
Bayan Sechehaye tarafından iyileştirilen şizofrenin ağzından;
“Öyle ki, dünyaya ilişkin algım, etrafımdaki şeylerin garipliğini bana çok daha derinden hissettirmekteydi. Sessizliğin ve sonsuz genişliğin içinde, her nesne bıçakla kesilip boşluğun, sınırsızlığın içinde diğer nesnelerden ayrık bir halde salınıp durmaktaydı. Çevreleriyle hiçbir bağları olmadan, tek başlarına kaldıkları oranda, bu nesneler kendi kendilerine var olmaya başlıyorlardı. Kendimi, karşımda sürekli gösterilip duran, içine giremediğim kaotik bir filmin izleyicisi olarak, yaşamın dışında, dünyadan atılmış hissediyordum.” Biraz daha ileride, hasta şunları söylemekteydi: “insanlar, bir rüyanın içindeymiş gibi görünüyor, onların kendilerine has niteliklerini ayırt edemiyordum"
Marazi dünya tarafından ele geçirilen hasta, hasta olduğunun bilincindedir
Reklam
Halüsinasyon gören bir kişi, karşısındaki kişiye, kendisi gibi sesler duyup duymadığını sorduğunda, aslında bu kişinin bu hassas gerçekliğe riayet etmesini istemektedir. Ne var ki, hastanın gerçek olduğunu ileri sürdüğü olaylara karşı olumsuz bir tavır takınılırsa ya da bu olaylar yok sayılırsa; hasta bu duruma kolayca uyum sağlayıp bu şartlarda yalnızca kendisinin bu sesleri duyduğunu söyler. Deneyimin bu benzersizliği, deneyime eşlik eden kesinliği, hasta nezdinde geçersiz kılmaz. Bununla birlikte, hasta bu deneyimi kabul ederek, hatta onaylayarak, dünyasının acı veren yalnızlığım ve yabancılığını kabul eder. Aynı şekilde, iki dünyanın da var olduğunu kabul edip ilkine olduğu gibi İkincisine de uyum sağlayarak, davranışının arka planında, hastalığının belirli bir bilince sahip olduğuna tanıklık etmiş olur.
...ötekinin dünyasına ulaşabilmek için içine hapsolduğu anı yaşamanın imkansızlığı,
508 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.