Kendimize iyi gelen şeyleri keşfedebiliyoruz. İnsanlık olarak bunun çaresine bakıyoruz, bunu beceriyoruz. Ama dipte hiç kıpırdamayan bir tabaka var. Bir oturuşta roman bitirilebilen günlere, kağıt helvalara, mangallı pikniklere, on beş dakika daha fazla uyuyabilmelere rağmen iyi olamıyoruz.