"Kimse sana hiçbir şeyi kulaktan öğretemez. Yaşayarak öğreneceksin. Babamın eyer battaniyesi konusunda bana yaptığı gibi. Babam sürü toplayan devlet görevlisiydi. Ben de ona yardım ediyordum. Bir kezinde eyer battaniyesinde bir kırışık bırakmışım. Atın sırtı cılk yara oldu, eyer yarası. Beni hiç azarlamadı babam. Ama ertesi sabah eyeri benim sırtıma vurup yirmi kilo yük yükledi. Güneşin alnında o eyeri taşıdım; atı da geminden çekerek dağı aşırtmak zorunda kaldım. Neredeyse ölüyordum, ama bir daha da battaniyede buruşuk bırakmadım. O gün bu gündür hayvanın sırtına ne zaman battaniye sersem, o eyeri sırtımda hissederim."