Öne Çıkan Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik Gönderileri
Öne Çıkan Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik kitaplarını, öne çıkan Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik yazarlarını, öne çıkan Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu laik rejimin, o kabus döneminde yaptıkları, sadece İspanya'da müslümanlara yapılan engizisyonu değil, Moğolların Bağdat istilâlarını bile unutturdu. Çünkü İspanya'da engizisyonu uygulayanlarla, Bağdad'ı istilâ edip, İslâm kültürünü Dicle sularında boğanlar, İslam adına hareket etmiyor, bizim laiklerin yaptıkları gibi, müslüman kimliklerin arkasına saklanarak müslümanlara zulümlerini icra etmiyorlardı. Laik zulüm öylesine icra ediliyordu ki, dine karışmayacaklarını söyleyen laikler, her türlü dini eğitimi yasaklamaları şöyle dursun, Kur'an okuyanları bile sürüm sürüm süründürüyor, din adına dini katlediyorlardı. Sonradan anlaşıldı ki; bizim müslüman laiklerin istedikleri din, Hz. Muhammed(s.a.s)'in Allah'tan vahyolunan Kur'an'a göre tebliğini yaptığı İslâm değil, ilhâm(!) ve vahyini(!) CHP tüzüğünden alan çağdaş, laiklerin işine karışmayan, bilakis laiklerin, diledikleri gibi üzerinde tasarruf yapabileceği, onların rejimlerini meşru göstermek için çabalayan bir dindir.
Senelerdir, bu habis laiklerin bizlere biçip ölçtükleri, teslimiyetçi ve de İslâm'la hiç bir ilişkisi bulunmayan ilkesel bir din öğretildi. Bu ilkesel dinin nevzuhur hoş görü ilkelerine göre müslümanlar, kendilerine öğretilegelen bu dayatmacı dine karşı hiç bir şekilde itiraz edemedikleri gibi, ilkelerin korunup kollanmaları için, tekniğin her türlüsü kullanılarak, kendilerine öğretilenleri kabul edip baş tacı ettiler. Müslümanlar böyle olunca da, habis laikler bitkisel hayattan kurtuluyor, kanser hücreleri gibi ürüyor, ve de sonları gelmiyor; bilakis her gün yenileri ortaya çıkıyor. Bu habis laiklerin de şüphesiz her cinsi mevcuttur. Ancak, bunların en büyük, ve de saldırgan temsilcisi, şüphesiz ahbes olanıdır ki, son zamanlarda bu tümör iyice azıttı. Kendi dininin meselelerinde bocaladığı, ve kendi dininde olanların hırsızlıklarını, milleti dolandırıp yurt dışına kaçan mezhebdaşlarının laiksel bunalımlarını çözemediği için habire müslümanlara-saldırıyor, müslümanlar adına onların dininden ahkâm kesiyor. . Bu kişiler müslümanların terminolojisini kullanıp onlar adına hükümler vermekten de geri durmuyorlar. Yeri geldikçe müslümanların dinlerini nasıl yaşayacaklarına karışıyor, aşırı olmamak kaydıyla içki içmenin günah olmayacağını söylüyor, bir müftü gibi fetva veriyorlar.
Biz yine de bu laikleri uyarmayı vazife biliyoruz: Biz sizin dininize karışmadığımız gibi, lütfen siz de birilerinin dinine karışmamayı öğrenin artık! Yoksa bu konudaki rüştünüze hâlâ mı ulaşmadınız?
Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından yapılan îstiklâl Savaşı sonrasında, Ankara'da yeni bir hükümet kurularak, saltanat kaldırıldı, ve yerine yeni bir rejim getirildi. Getirilen rejimin adı Cumhuriyetti... Yâni cumhur'a, yâni halk'a, ve halkın arzularına dayalı bir rejim... Kısaca getirilmiş olan bu rejimin teorideki tarifine
Laiklik, Din'in devlete, devletin de Din'e karışmamasını ilke kabul eder. Laikliğin alaturka versiyonunda ise, gerçekten din devlete karışmaz/karışamaz; bunun aksine devlet hem dine karışır, hem de kendisine maaşla bağlı olan Diyanet İşleri Başkanlığı denen kurumuyla da dini istediği gibi kontrol eder, din görevlilerini kendisi tayin eder; ve Diyanet İşleri Başkanını, laik Devlet Bakanı atar, yâni görevlendirir. Teorideki laiklikte, laik olanlar din işlerine, din adamlarının tatbikatlarına, din anlayışlarına karışmazken; Alaturka laiklik'te din, âdetâ laikler tarafından yönetilir, ve zaman zaman bazı medya kuruluşlarında Diyanet İşleri Başkanının laik gazetecilere dini konularda hesap verdiği görülür.
Mesela üzerinde yaşamakta olduğumuz coğrafyada, birileri çıkıp bize "demokrasi" diye bir şeyin tanımını yaptıktan sonra, "ben de, işte bu tanımını yapmış olduğum demokrasinin bir müntesibiyim, yâni demokratım" diyor. Bu şekilde konuşanı dinleyenler de tabii olarak onu demokrat olarak görmek istiyorlar. Fakat maalesef bunda