not: inceleme niteliği taşımaz.
kitabı şehir dışına tatile gittiğimde sanal arkadaşımdan hediye olarak aldım. ağustos ayının ortalarına doğru trenin raylarının aşağısında oturarak okudum. evimde bir süre süründü, zaten cep kitap olması aşırı işimi görürdü, tuvalete bile götürür oldum. eylül adındaki kızın salaklığını mı, körlüğünü mü yoksa büyülü ama asla bulaşmak istemeyeceğim dünyasına mı tanıklık ettim bilemiyorum. bir şeylerin canımı fena yaktığını hatırlıyorum. sızladı ve parçalandı bir yerler. çünkü bağımlı olmanın ne demek olduğunu biliyorum. o boktan hisse sahibim ve bunun 'geçmeyecek şeyler' kategorisine girdiğini biliyorum. son nefesinize ya da belki daha fazlasına kadar kalacak bir şey olduğunu. bunu iyi öğretti.
ben bunları öğrendim, bir kez hataya düşünce kurtulmanın bin kat zor olduğunu. ama dümdüz anlat şunu derseniz eroinman bir kızın anılarını, nasıl bu merete bulaştığını, nasıl kurtulamadığını okuyacaksınız. ve bunun nasıl herkesin başına gelebileceğini, zengin-fakir, kız-erkek, küçük-büyük demeden herkesi ağına alabileceğini, herkesin bu potansiyeli içinde bir yerlerde taşıdığını öğreneceksiniz.