Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Algı ya da Gerçek: Hz. Peygamber'i Anmak veya Anlamak Üzerine

Namık Kemal Okumuş

Algı ya da Gerçek: Hz. Peygamber'i Anmak veya Anlamak Üzerine Sözleri ve Alıntıları

Algı ya da Gerçek: Hz. Peygamber'i Anmak veya Anlamak Üzerine sözleri ve alıntılarını, Algı ya da Gerçek: Hz. Peygamber'i Anmak veya Anlamak Üzerine kitap alıntılarını, Algı ya da Gerçek: Hz. Peygamber'i Anmak veya Anlamak Üzerine en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamberlik Öncesi Hayatla İlgili Uydurmaların Nedenleri
Kanaatimizce onun herkesin gözü önünde cereyan eden peygamberlik hayatı konusunda olağanüstü şeyleri söyleyemeyenlerin, genel olarak kendilerine peygamberlik öncesi hayatını malzeme olarak almaları da tesadüf değildir. Zira bu algıyı inşa eden kişiler kendileri için gerekli olan malzemeleri ancak vahiyle sağlaması yapılamayan bir alandan devşirebilirlerdi.
Sayfa 79
İslam'ın bazen sadece ilke üzerinden değil de ilkelerin yaşanmış halini ifade eden örneklikler üzerinden anlatılması, evvelemirde sunulan şeylerin dünya ölçeğinde yaşanabilir oluşu itibariyledir.
Sayfa 98
Reklam
Müslüman kültürde anlatıldığı şekliyle Hz. Muhammed'in seçilmesinin tek nedeni, sadece el-emin ya da güvenilir olması değildir. Öyle ki Mekke toplumunda başkaca emin kişiler de bulunmaktaydı. Hatta Hz. Muhammed'in Kabe'nin koruyucu liderliğini yapmış olan Ben-i Haşim'den olması, Mekke'nin kan damarlarını besleyen ticaret ile uğraşması, zayıfların hakkını koruyan bir dernek olan hilfu'l-fudul'a üye olması gibi aktifler, onun belli bir sosyal statüsünün olduğunu göstermekteydi.
Sayfa 68
Mezarlar
Cesedin çürümesi için konulan yerler, cesedin çürümediği mekanlara çevrilerek, büyük bir tazim alanına dönüştürülmüştür.
Sayfa 132
Buna göre peygamberler, kendilerine gelen vahyi öncelikle kendileri yaşar ve akabinde başkanlarına örnek alınabilecek bir aparata dönüştürürler ki muhatabı olan kişiler, "biz, bunu örnek alınabilecek bir şey bulmadık, bu sebeple de yaşantımıza geçiremedik, bu ilkeler yaşanabilir değildir" demesinler.
Sayfa 119
Reklam
Kur'an'da Beşer Peygamber Vurgusu
Kur'an, sıklıkla peygamberlerin yaşantı ve mücadelelerinden bahsetmektedir. Yine Kur'an, peygamberlerin mücadeleleri esnasında yapmış oldukları bazı hatalardan da bahsetmektedir. Kanaatimizce bu yaklaşımın birbirini teyit eden iki ayağı varsa da bize göre en temel ayağı, peygamberlerin de beşer olduğu ve dolayısıyla da hata yapabileceklerine olan vurgunun ön plana alınmış olmasıdır. Binaenaleyh aklı başında olan kişileri ikaz mahiyetinde olan bu çeşit bildirimlerde Yüce Allah'ın doğrudan kontrolünde olan bir peygamberin bile hata yapabiliyor olduğu imajının verilmesi demek, insan peygamber olgusunun yerleştirilmesi amacına yönelik güçlü bir vurgu olarak kabul edilmesini anlamına gelmelidir.
Sayfa 250
Selefe Kutsiyet Atfedilmesi
Dahası, bu amaçla muttasıf olarak Müslüman nesiller için ilk üç asır, diğerleri için ise kutsal kişiliklerin yaşadıkları devirler ve de kişilerin, kendi normalliği dışına çıkarılarak belli bir kutsiyet atfedildiği vakasıyla karşı karşıya bulunmaktayız. Beşerin türlü denaetlerinden birisi olan bu eğilim sayesinde dindarlık denilen olgu, tarihin arkaik değerlendirmelerine mahkum edilmekte ve yaşanılan gerçeklik üzerinden güncelleme şansını yitirmektedir.
Sayfa 185
Kutsama Eğiliminden Vazgeçebilme
İnsanları kutsama eğiliminden vazgeçebildiğimiz oranda onları örnek alabilme şansını yakalamış oluruz. Yüceltmenin sınırı olmadığına göre, süblime edilen her değer ve kişi, yaşanılan hayatın dışına taşırılarak, örnek alınamaz ama taklit edilebilir ya da tapınılabilir bir konuma getirilmektedir. Onun içindir ki, bizlerin örnekliği için sunumu yapılmış olan kişileri mutlak surette bu gibi insanlık sınırları içerisinde değerlendirmeliyiz. Aynı şekilde peygamberlerin de bu sınırlar içerisinde ele alınarak davranışlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Hem onlar da kendilerinin beşer formatı dışında olduklarını asla dile getirmemişlerdir.
Sayfa 84
Daha nereye kadar, kişisel ve toplumsal sorumluluğun tek şartı olan aklımızı başkasına kiraya verip de kaliteli mümin olduğumuzu söylemeye devam edeceğiz! Bu tür absürt ve saçma kutsallıkların sorgulanmasının zaman gelmedi mi?
Sayfa 177
Reklam
Şirk ve tapınma algısının temelinde bulunan Aşırı sevgi unsuru normal olanı anlamı iptal eder ve sevgiyi aklın sorgulama alanından çıkararak tutkuya dönüştürür Oysaki sevginin aklın sorgulama alanında bulunup o şekilde kalbin inmesi gerekmektedir kalbin işlevleri akıl ve iradeden yoksun kalırsa bu sevgi aşka dönüşür ve olan üzerinde aklın kontrolünü kaybeder Belki de bu sebeple asıl olan aşk değil sevgidir Zira biri aklın ve iradenin gözlemi dışında gelişirken diğeri aklın ve iradenin sınırları içerisinde gerçekleşmektedir bu anlamda sevginin zararı olmasa da Aşkın büyük bir zarar hesabı açtığı ortadadır Hatta kontrol edilemeyen sevgi ile Aşkın aynı şey olduğunu bile söyleyebiliriz tutkuya dönüşmüş hiçbir Duygu önerilemez Çünkü o zaman insaniden sadece tutkuları olmaktadır
Sayfa 233Kitabı okudu
Peygamberin Yöreselliğini Örnek Alma Gudubeti
Bütünüyle yöresel mahiyette olan elbisesi, sarığı, sakalı ve saçı örnek alınması gereken unsurlar haline getirilir. Yine aynı şekilde, bütünüyle kişisel tercihlerinden olan uyuması, kalkması, oturması ve gezmesi de bağlayıcı dindarlığa çevrilerek sunulur. Daha iyi bir dindar kişilik olmak için yapmış olduğu ancak arkadaş, dost ve ümmetine tavsiye etmemiş olduğu ibadetleri Sünnet adı altında bağlayıcı hale getirilir. Fakat onun toplumsal ve kişisel Müslümanlığın doruğunu teşkil edecek olan ahlaki yaptırımları, ne hikmetse sıklıkla kulak ardı edilir. Herkese karşı adil olma, insanlara yumuşak davranma, eşlerini koruyup kollama, onlara karşı nazik olma, kendi işini kendi görme, kimse için ayağa kalkılmasına izin vermeme, kimse için kurban kesilmesine müsaade etmeme, kazandığını bölüşme, herkese eşit muamele etme, kız ve erkek çocukların şahsiyetli yetiştirme, herkese eğitim fırsatı sunma, çarşı pazarı denetleyerek insanları aldatmayı önleme, dindarlığı, sade yalaması vb. gibi daha bir evrensel örneklik bağlamında olan uygulamaları ise, onu takip ettiğini söyleyen kişiler nezdinde sürekli olarak görmezden gelinir olmuştur. Zira bunları yapmak, hem daha zor ve hem de daha maliyetli işlerdendir. Binaenaleyh Peygamberin sarığına önem veren kişilerin onun fakir fukara ile aşını paylaştığını gündeme getirmemeleri, doğaldır ki oturdukları malikanelerin de sorgulanmasına vesile olması endişesi yüzündendir. Takvalı bir Müslümanın telkini başkasına verip salkımı kendisinin yemesi, sorumlu olduğu davet görevi gereği hiçbir durumda uygun bir davranış değildir.
Sayfa 240
Peygamberi Çağa Nasıl Aktarmalı?
Buna mukabil, peygamberlerin vahyin ilk taşıyıcıları ve uygulayıcıları olarak, sonraki süreçlerde de ifa edilebilecek olan tebliğ faaliyetlerinde dikkate alınması gereken örneklik vasıfları da bulunmaktadır. Ancak birebir adı geçen elçilerin kendi dönemlerine ait olumlu bir tercih olan bu örneklik önerileri, ilk örneklik babında kabul edilmeli, her zaman ve her yerde aynen uygulaması yapılacak olan tek örneklik babında görülmemelidir. Diğer bir anlatımla, tebliğ süreci dahil olmak üzere, peygamberlerin seçkin davranışlarını yaşanılan çağa taşırken birebir değil, ilke ve yaklaşım birliği üzerinden taşımak durumu hasıl olmalıdır.
Sayfa 93
Peygamberin Yaptığı Her Şey Sünnet Değildir
Bugün Peygamberin yaptığı her şeyi ayırtetmeden Müslümanların geneli için öneren zihniyet, dinsel hayatı çekilmez hale getirerek geçmişte olanları hayat dışı bir örneklik olarak sunmaktadır.
Sayfa 119
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.