Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin Siyasi Otorite Karşısındaki Tutumu

Alim ve Muhalif

Cem Zorlu

En Eski Alim ve Muhalif Gönderileri

En Eski Alim ve Muhalif kitaplarını, en eski Alim ve Muhalif sözleri ve alıntılarını, en eski Alim ve Muhalif yazarlarını, en eski Alim ve Muhalif yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
352 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Sünni dünyada mezhep mevcudiyeti incelense hiç şüphesiz en kalabalık nüfus Hanifelerdir. Ancak bu mezhebin geldiği şahsiyet İmam Hanife'yi tanıyan bilen çok azdır. Onun nerede ne zaman yaşadığı, atalarının kim olduğu, kiminle mücadele ettiği vs. Bu bilgi eksikliği ayrıca Hanife mezhebinin farklı yorumlanmasına neden olmaktadır. Örneğin bugün Ehl-i Rey'den bir haber bir sürü müslümanın aklı göz ardı ettiği, hatta mümkünse susturduğu dünyada İmam Hanife aklı Kur'an ve Hadisin ardında çok sık kullandığı görülmektedir. Kitap genel hatları ile İmam Hanife'nin mücadelesini anlatmaktadır. Özellikle bu mücadelede desteklediği isimleri öğrenmek benim için çok şaşırtıcı oldu. Davası nedeniyle daha doğrusu kendi doğrusu nedeniyle çektiği çileler gerçekten ibretlik. Kitap için tek bir eleştirim var ciddi bir yekünü dönemdeki siyasi kavgalara ayırmış, konu bu bölgede kopmuş ve artık İmam Hanife'den bahsetmez olmuştur.
Alim ve Muhalif
Alim ve MuhalifCem Zorlu · İz Yayıncılık · 201316 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabın muhtevası başlığı tam manasıyla karşılıyor ve adının hakkını veriyor. Hem Emevi hem Abbasi döneminde yaşananları; isyanların dini, siyasi ve ekonomik arka planını detaylarıyla anlatarak İmam'ın, dönemin siyasi gücüne karşı duruşunu nedenleriyle anlamamız için muazzam bir katkı sağlamış oluyor. Bu sebeple İmam'la alakalı bölümler dışında da
Alim ve Muhalif
Alim ve MuhalifCem Zorlu · İz Yayıncılık · 201316 okunma
Reklam
Ebu Hanife'nin Emevi Devleti'nin son dönemlerinde kadılık görevini reddetmesi üzerine vali İbn Hübeyre ona sopa vurulmasının emredince; Ebu Hanife: Anamın üzülmesi bana dayaktan daha çok dokunur ve ağır gelir, demişti.
Sayfa 21 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Ebu Hanife'nin Ticari Ahlâkı:
Ebu Hanife kumaş ticareti ile uğraşırken sıradan bir esnaf gibi tamahkâr olmamış, vurgunculuk yapmamış, alıcıya doğru yolu göstermeye ve kendisini alıcı yerine koyarak mallarını satmaya çalışmıştır. Bu konuyla ilgili şöyle bir olay anlatılır: Bir kadın ona satmak üzere bir ipek elbise getirdi. Ebu Hanife fiyatını sordu. Kadın da 100 dirhem istediğini söyledi. Ebu Hanife: -Bunun değeri yüzden daha fazladır kaça vereceğinizi söyleyin, dedi. Kadın yüzer yüzer arttırarak 400'e çıktı. Ebu Hanife: -Daha fazla yapar, deyince; Kadın: -Benimle eğleniyor musun, dedi. Ebu Hanife: -Ne münasebet, diye cevap verdi. -Bir adam getirin de fiyat takdir ettirelim. Kadın, bir adam çağırdı fiyat takdir ettirdi. Ebu Hanife elbiseyi 500'e satın aldı.
Sayfa 23 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Ebu Hanife'nin Ticari Ahlâkı:
Ebu Hanife, kazancına kesinlikle haram ve haksız kazancın bulaşmasını istememiştir; en ufak bir şüphede bunu telafi etmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bir seferinde ortağı Hals bin Abdurrahman'ı mal satmak üzere gönderdi ve içlerinde kusurlu bir elbise olduğunu da ona söyledi. Bunu satarken müşteriye, o malın kusurlu olduğunu söylemesini tembih etti. Hafs malı sattı fakat müşteriye malın kusurunu söylemeyi unuttu. Onu satın alanın kim olduğunu da bilemedi. Ebu Hanife bunu öğrenince bütün o mallardan alınan paranın hepsini sadaka olarak dağıttı.
Sayfa 24 - İz YayıneviKitabı okudu
Ebu Hanife, çok şık ve kaliteli giyinirdi; giydiği elbisenin değerinin 30 dinar olduğu söylenmektedir. Şık giyinmesinin yanı sıra parfüm kullanması ile de meşhurdu. Torunu Ömer, dedesinin evden çıkınca, daha gideceği yere varmadan güzel kokuların çevreyi sardığını söylemektedir. Ebu Hanife, kendisi çok şık ve kaliteli giyindiği gibi başkalarının pejmürde giyinmelerinden de son derece rahatsız olur ve hemen bu tür kişilere ya giysi temin etmeye çalışır ya da yeni giysi almaları için onlara para verirdi. Bir gün yanına gelip oturan bir adamın üzerindeki eski elbise Ebu Hanife'nin gözüne ilişti. Adam kalkıp gideceği zaman Ebu Hanife ona, biraz beklemesini söyledi. Meclis dağılıp herkes gittikten sonra ikisi yalnız kalınca adama: -Seccadeyi kaldır, altında olanları al, dedi. Adam seccadeyi kaldırdı altında 1000 dirhem vardı, durakladı. Ebu Hanife: -Al bu dirhemleri, dedi. -Onunla kılığını kıyafetini değiştir. Adam: -Benim halim vaktim yerinde, buna itiyacım yok, cevabını verdi. Bunun üzerine Ebu Hanife: -Sen Hz peygamberin şu hadisini duymadın mı? "Allah kulunun üzerinde ona verdiği nimetin eserini görmeyi sever." -Sen şu halini değiştirmelisin ta ki dostların senin için kederlenmesin.
Sayfa 26 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Ebu Hanife'nin Kelamdan Fıkha Yönelişi:
Yahya bin Şeyban rivayet ediyor, Ebu Hanife şöyle demiştir: Ben kelami konularda güçlü idim ve çok iyi tartışırdım. Bir müddet bununla uğraştım. Münakaşalar yapıyor, kelamı müdafaa ediyordum. Kelami problemlerle uğraşan ve bu konularda tartışmalar yapanların çoğu Basra'da bulunuyordu. Yirmi defadan fazla Basra'ya gidip geldim. Orada bir sene
Sayfa 31 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Emeviler Döneminde Şiilik:
Şii partiler, şu sebeplerden dolayı Emevi hilafeti için en tehlikeli partiler olmuşlardır: 1. Her konuda Emevilere karşı oluşan genel hoşnutsuzluğu teşvik etmişler ve özellikle onları Ehl-i Beyt'e zulmeden kâfirler olarak takdim etmişlerdir; 2. Emevilere muhalif siyasi hareketlerin fikri temellerini kurmuşlardır; 3. iranlılara ve mevaliye, İslami bir kisve içerisinde önceki dini fikirlerini ortaya koyma fırsatı vermişlerdir.
Sayfa 58 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Haricilerin Siyasi ve Dini Görüşleri:
Haricilerin bazı siyasi ve dini görüşlerini genel olarak şöyle özetleyebiliriz: a) Hariciler karşı çıkarak hedefleri haline getirdikleri Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Ayşe, Muaviye ve taraftarlarını tekfir ederler. b) Ancak şartların uygunluğu halinde zalim imama isyanı caiz gören İbadiye fırkası dışında genellikle Hariciler zalim yöneticiye isyanı vacip görürler. Onlar, Müslümanların maslahatına uygun hareket etmezse imamın azlinin veya katlinin vacip olduğu görüşündedirler. c) İmametin sadece Kureyş'e ait bir hak olmadığını, imamın diğer kabilelerden hatta Arap olmayanlardan dahi olabileceği görüşündedirler. İmamete ait bu görüşlerinden dolayı Van Vloten onları "cumhuriyetçiler" olarak nitelendirir. Bazı araştırmacılar da Haricileri İslam'ın demokrat fırkası olarak değerlendirir. d) Emri bil maruf ve nehyi anil münker'in vacip olduğunu ve cihadın imanın esaslarından biri olduğunu kabul ederler. e) Büyük günah işleyenin kafir olduğu ve ebediyen cehennemde kalacağı inancını taşırlar.
Sayfa 60 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Mutezile'nin Siyasi Fikirleri:
Her ne kadar, Mutezilenin fikri alanda faaliyet gösterdiği, siyasetten uzak durduğu kanaati hâkim olsa da, gerçekte Emeviler devrinde siyasi alanda da faaliyet göstermişlerdir. Mutezile'nin siyasi fikirlerini şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Hilafet konusunda idarecinin adil olması gerektiğini ifade ediyorlar; bunun ötesinde belirli aileden veya soydan gelme gibi herhangi bir özellik aramıyorlardı. 2.Zulmü bertaraf etmek için yeterli güç ve hazırlık olmadıkça zalim idareciye isyanı kabul etmiyorlardı. Onlara göre isyan ancak adil bir imamın rehberliğinde caizdi.
Sayfa 61 - İz YayıncılıkKitabı okudu
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.