All About History Türkiye - Sayı 3 (Mart-Nisan 2021)

All About History Türkiye

En Eski All About History Türkiye - Sayı 3 (Mart-Nisan 2021) Sözleri ve Alıntıları

En Eski All About History Türkiye - Sayı 3 (Mart-Nisan 2021) sözleri ve alıntılarını, en eski All About History Türkiye - Sayı 3 (Mart-Nisan 2021) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roma hükümeti M.Ö. 71’de, bir grup kaçağın elebaşı olduğuna inandığı Spartacus adındaki firari bir köleyi çarmıha gererek öldürmüştü. Spartacus ve arkadaşları iki yıl süren ve ortalığı kırıp geçiren Üçüncü Köle Savaşları’nı başlatmışlardı. Savaş, Roma’nın firari kölelere çok daha sert cezalar uygulamaya başlamasına neden olmuştu. Yakalanmak istemeyen köleler, şehirden bir an önce kaçmak için çıktıkları yolda bu yer altı katakomplarını geçici bir saklanma yeri olarak kullanıyorlardı.
Katakompların yer altı dünyasında kalmaya meyilli olanlar genelde dini tarikatlardı. Romalılar, başka inançların tanrılarına karşı genelde açık fikirlilerdi. Fakat Yahudilik, Hristiyanlık ve Bacchanalia gibi bazı dinler, tehlikeli ideolojilere inanıyorlardı. Bacchanalia, Roma’ya Antik Yunan’dan miras kalan bir inançtı. Müritleri, aşırılıkların olduğu içkili eğlence etkinlikleriyle tanrıları Bacchus’a ibadet ediyordu. Bu etkinliklere katılmayı reddedenlerin öldürüldüğüne dair söylentiler vardı. M.Ö. 186’da Bacchanalia inancına karşı kanunlar çıkarıldı. Yahudiler ve Hristiyanlar tek bir tanrı olduğunu iddia ettiklerinden, antik Roma’da suçlu muamelesi görüyorlardı. Roma Cumhuriyeti ve cumhuriyetin tanrılar panteonu döneminde tek tanrı inancı sadece onaylanmayan bir durumdu. Fakat Roma bir imparatorluğa dönüştüğünde tek tanrı inancı ulusal güvenliğe karşı doğrudan bir tehdit olarak görülmeye başlandı. Roma’nın diktatörü Jül Sezar, öldüğünde tanrısal bir konuma yükselmişti. Varisi Augustus, “Divi Filius” yani “Tanrının oğlu” sıfatını devraldı. Hristiyanlık ve Yahudilik bu kutsal imparator fikrini tehdit ettiğinden, müritleri yer altında saklanıyordu.
Reklam
Özgür bir Roma yurttaşı hırsızlık veya düzenbazlık yaparken yakalanırsa, mahkemeye çıkarılır ve çaldığı şeyin iki ila dört katı büyüklüğünde bir para cezası ödemeye mahkum edilirdi. Zina, rüşvet, kalpazanlık ya da belgede sahtecilik gibi ciddi bir suça karışmışsa, ömür boyu toplumdan sürgün edilirdi. Yalnızca cinayet veya vatana ihanet gibi çok ciddi bir suç işlemesi durumunda ölüme mahkum edilir ve kendisine halka açık idam edilmek yerine gözlerden uzak bir idam seçeneği sunulurdu. Mahkemedeki yasal hamisi kendisiyle aynı sosyal sınıftan biri olmak zorundaydı.
Yoksul, Roma yurttaşı sayılmayan, “plebyen” bir alt sınıf üyesi, özgür bir yurttaşa göre daha sert cezalar alırdı. Gece vakti birini soyarken suçüstü yakalanırsa, kimi zaman olay yerinde öldürülürdü. Fakat suçu işledikten bir süre sonra yakalanır ya da cinayet ve gece soygunu dışında herhangi bir suçtan ötürü tutuklanırsa mesele mahkemede ele alınırdı. Mahkemedeki yasal hamisi ‘onu umursayan herhangi biri’ olabilirdi.
Antik Roma'da verilen cezalar
Baba katillerine verilen bu özgün cezada, suçlu bir çuvala konulur ve çuvalın ağzı dikilerek denize ya da ırmağa bırakılırdı. Cezanın daha sonraki biçimlerinde çuvalın içerisine canlı bir köpek veya tavuk konulduğu da oluyordu. Hatta bazı anlatılarda maymun ve yılan dahi konulduğu söyleniyor.
Antik Roma'da verilen cezalar
En ağır suçları işleyenler, halka açık bir alanda bir grup aslanın arasında bırakılıyor ve onlara yem ediliyordu.
166 öğeden 171 ile 166 arasındakiler gösteriliyor.