Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Allah’sız Ahlak Mümkün mü?

Enis Doko

Allah’sız Ahlak Mümkün mü? Sözleri ve Alıntıları

Allah’sız Ahlak Mümkün mü? sözleri ve alıntılarını, Allah’sız Ahlak Mümkün mü? kitap alıntılarını, Allah’sız Ahlak Mümkün mü? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ateizm, ahlâkî özellikleri temellendirme noktasında bir açıklama sunamamaktadır.
Evrimcilerin Ahlak görüşü . Yok artık !!!
“Ahlak, bizim çoğalmaya yönelik amaçlarımızı güçlendirmek için oluşmuş bir adaptasyondur... Anladığımız haliyle ahlak, iş birliği yapmamız için genlerimiz tarafından oluşturulan bir illüzyondur.
Reklam
Ateistler de teistler de doğru ve yanlışı halk arasında “vicdan” denilen sezgileri ile kavrarlar. Bu sezgiler hem teistlerde hem de ateistlerde vardır.
Temel sezgilerimizle çelişen iddiaları kabul etmemiz için, söz konusu iddia lehinde ciddi kanıtların olması gerekmektedir. İddia lehinde hiç kanıt yoksa, o zaman temel sezgilerimizi kanıt sayip, söz konusu iddiayı reddederiz.
Sayfa 45 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Ünlü alman filozofu Nietzsche, Tanrı’yı öldürmenin ahlakı öldürmekle aynı anlama geldiğini düşünüyordu: Ahlakın, “sadece Tanrı gerçekse gerçekliği vardır. O Tanrı’ya inanıp inanmamakla ayakta kalır ya da yıkılır.
Reklam
Teistlerin kimileri doğrudan kimileri ise evrim yoluyla Tanrı'nın gözümüzü tasarladığını iddia etmişlerdir. Elbette ki bu iddiadan teistlerin, ateistlerden daha iyi gördüğü ya da ateistlerin kör olduğu çıkarılamaz. Aynı şekilde ahlaki algılarımızın Tanrı tarafından verildiği, ahlakın kökeninin Tanrı'nın karakteri ve doğası olduğu iddialarından da, ateistlerin daha az ahlaklı ya da ahlaksız olduğu çıkarılamaz. Nitekim yukarıda belirttiğim gibi ateistler de teistler de doğru ve yanlışı halk arasında "vicdan” denilen sezgileri ile kavrarlar. Bu sezgiler hem teistlerde hem de ateistlerde vardır. Bu argümanda iddia edilen şey, eğer Tanrı yoksa; bu sezgilerin, hem teistlerde hem de ateistlerde nesnel olmadığıdır. Diğer taraftan eğer Tanrı varsa, hem teistlerde hem ateistlerde sezgilerimiz nesnel bilgi sağlarlar. Ahlaklı olmakla ahlaki önermeleri ontolojik olarak temellendirmek farklı şeylerdir.
Ne soru ama. Kürtaj; özgürlük müdür, yaşam hakkının alınması mı?
ontolojik görüşlerimiz, ahlaki yargılarımızı ciddi biçimde etkiler. Örnek olarak kürtaj tartışmasını ele alalım, iki taraf da “yaşama hakkı” ile “özgürlüğün” önemli haklar olduğunun farkındadır.
Toplumların çeşitli adet ve gelenekleri vardır, kimi zaman bu adetler ahlaki gerçeklikler gibi algılanabilir. Örnek olarak günümüz toplumlarında kendisine uzatılan eli sıkma bir adettir. Bir kişinin, hijyen konusundaki aşırı titizliğinden dolayı kendisine uzatılan eli sıkmayı reddettiğini varsayalım. Şüphesiz bu davranış ne ahlaki ne de ahlaksız bir harekettir. Bu kişinin, medeniliğin simgesi olan toplumsal bir âdeti reddettiği için kaba olduğunu söyleyenler olabilir, ancak ahlaksız olduğu söylenemez. Medenilik ya da geleneğe uymakla, ahlaklı olmak iki farklı kavramdır, bunları birbirine karıştırmamak gerekir.
Matematiğin doğasının Allah'ın varlığı lehinde sunduğu argüman
Matematiksel nesneler nasıl bir zihne bağlı kavramlar olabilirler? İnsan zihnine bağlı kavramlar olamayacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz, zira matematiksel nesneler sonsuzken, insan zihni kapasite olarak sonludur. Dolayısıyla matematiksel nesneler sonsuz bir zihne bağlı olarak var olmalıdırlar. Dahası bu zihin bizim evrenden, dolayısıyla zaman-mekândan bağımsız olmalıdır. Zira yukarıda bahsettiğimiz gibi matematiksel cisimler, evrenden bağımsızdırlar, evren var olmasaydı da farklı bir şekilde var olsaydı da matematik aynı olacaktı. Tabi zamanın dışında olan bu varlık ezeli ve ebedi olmalıdır. Son olarak, bu zihnin evrenle ilişkiye giren, hatta onu tasarlayan bir zihin olması gerekmektedir. Çünkü, evrenin matematiğe uygunluğu sadece, bu varlığın, evreni, zihnindeki matematiksel yapılarla tasarlayıp yaratmış olmasıyla açıklanabilir. Ezeli-ebedilik, evreni tasarlama ve sonsuz bir ilme sahip olma sıfatları Allah'ın sıfatları olduğu için, matematiğin doğasının ve evrene uygulanabilirliliğinin bize, Allah'ın varlığı lehinde başka bir gerekçe daha sunduğunu söyleyebiliriz.
Sayfa 113 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Reklam
Medenilik ya da geleneğe uymakla, ahlaklı olmak iki farklı kavramdır., bunları birbirine karıştırmamak gerekir.
Özellikle bize haksızlık yapıldığında, sezgilerimiz bu duruma tepki gösterir. . Bu da göstermektedir ki, görece ahlakı savunan bir kişinin kendisi bile pratikte buna inanmamaktadır.
Ahlaki önermelerin otoritesi biz insanların otoritesinin üstündedir.
Medenilik ya da geleneğe uymakla, ahlaklı olmak iki farklı kavramdır, bunları birbirine karıştırmamak gerekir.
Ahlaklı olmak için Tanrı'ya inanılması gerektiğini iddia etmeyeceğim. Bu bariz bir biçimde yanlış bir iddiadır, ateistler tabii ki ahlaklı insanlar olabilir. Tanrı'ya inanan insanların, ateistlerden daha ahlaklı olduklarını da iddia etmeyeceğim. Tanrı'ya inanmadan, herhangi bir dine mensup olmadan da ahlaki yargıları kavramak elbette ki mümkündür. Ahlaki bir sistem kurulması için Tanrı'ya atıf yapılması gerektiğini de iddia etmeyeceğim, insan hakları beyannamesi gibi karmaşık ahlaki sistemler elbette ki Tanrı'ya hiç atıf yapmadan kurulabilir. Argümandaki odak noktam, ahlakın doğası yani ontolojisi olacaktır.
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.