Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Altın Çağ

William Saroyan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Anadolu coğrafyası varken Amerika dediğin ne ki?
Yeni bir ev yaptırdı, elektrik getirtti, bir gramofon aldı, bir de otomobil: Karısını, çocuklarını içine doldurduğu gibi şehre dondurma yemeğe, soğuk bir şey içmeye, ya da sinemaya gidiyorlardı. Yıllar akıp gitti böylece. Büyük oğlu liseyi bitirdi, diploma töreninde bulundu Serkis, yaşlı gözlerle oğlunu seyretti. Her şey iyiydi, güzeldi, hoştu. Yine büyük oğlu California'da doğmuş bir Ermeni kızıyla evlendi, düğünde Ermeni, Türk, Kürt havaları çalındı, şarkılar söylendi, danslar edildi; oğlu bir küçük bağ edindi, çiftine çubuğuna dört elle sarıldı. Bu da güzeldi, hoştu, iyiydi. İkinci oğlan birinciden daha yaman çıktı, liseyi bitirmekle kalmadı, Berkeley'e gitti, ordan da diploma aldı. Bu da çok iyiydi tabii. Her şey, her şey olağanüstüydü. Dünya, gözleri önünde durmaksızın değişiyor, yenileniyordu. Telefon. Otomobil. Traktör. Biçerdöver. Aspiratör. Buzdolabı. Radyo. Oğulları, kızları çatır çatır İngilizce konuşuyorlar, İngilizce yazıp çiziyorlardı, daha da bir yığın şey öğrenmişlerdi. Zamanlar değişmişti artık, çağ başka bir çağdı. Hâlâ yaslıydı Serkis, üzgündü. Niye, bunu bilmi yordu. Gultik'te de burdaki gibi her şey iyiydi, güzeldi, hoştu. Tek tek insanları tanırdı, ayrı ayrı dillerini konuşurdu onlarla. Arapla Arapça, Türkle Türkçe, Kürtle Kürtçe. Her birini yüzüyle gözüyle kaşıyla, huyuyla suyuyla bilirdi. Babaocağıydı orası, herkes lâfını anlardı; o onların dediğinden, onlar onun dediğinden. Amerika neydi ki? Amerika, dünya bir araya gelse Gultik'i unutturamazdı ona, hiç bir şeyi unutturamazlardı.
Sayfa 127
Serkis içkiye verdi kendini, bir gece dut gibi olmuşken caddenin birinde bir Ermeni papazına yakalandı. Papaz, Serkis'i aldığı gibi evine götürdü. Oğlum, dedi. Söyle bakalım derdin nedir senin? Gultik'li köylücük homur homur: Çok yalnızım, dedi. Çok. Tanrı seninledir, dedi papaz. Serkis: iyi, hoş ya, dedi. Ben yine yalnızım işte. Konuşacak görüşecek bir insanım yok. Gultik'te hıristiyan müslüman herkesi tanırdım. Ah, ah küçük babacı'm, bilsen Gultik'te yaşamak ne güzeldi!... Sana bir kadın eş gerek, dedi papaz. İşte böyle hali keyfiyet babacı'm, dedi köylücük. İşte böyle böyle. N'olur bul bir kadın bana; güzel olsun, elinden yemek pişirmek gelsin, Ermenice bilsin, az buçuk Kürtçe, Türkçe ya da Arapça konuşabilsin. Hemen bul, hemen evleneyim.
Reklam
Birinci günü konuşmadım onunla, bir parçacık çekinmiştim, yaşıtımız görünmüyordu, neyin nesi kimin fesiydi: Olsa olsa dünyamızda bir kurbandı o, başka bir şey değildi. Yolsuz yordamsız, suçsuz, çağ­lar boyu bitmez tükenmez çileler dolduran biri.
Sayfa 52
Nerden bakılsa sen masumsum , kılına bile dokunamazlar , seni suçlu sayacak bir yar­gı kurulu daha ülkemizde nerde! Ama insanoğlu bu, napacağı , nedeceği hiç belli olmaz , ummadığın bir yerde kapan kurarlar sana, perişan ediverirler.
Kardeşim Krikor, Karadeniz kıyılarındaki Trabzon şehrinde doğdu, daha doğrusu Amerika yolunda: Eşşekle at arası, eski dünya ile yeni dünya arasında denizler aşan bir gemide. Çocukluğu boyunca hiç bir yerde uzun bir süre kalamadı, kalmadı. Babamın doğduğu o küçük dağ şehrinden Trabzon'a ordan Marsilya'ya, Marsilya'dan Havre'a, Havre'dan New York'a, New York'tan da California'ya sürttü, taşındı durdu. Tabiî, iki gözü iki çeşme, ordan oraya kırk bin parçaya bölündü hep. Babam, 1874 yılında doğduğu şehirden kalkmış, California'ya gelmişti; 1908 yılında da ben doğmuşum. Babam, Ermeniceden Ingilizceye, eskiden yeniye, dağlardan ovalara inmiş çıkmış: çıkmış inmiş, dursuz duraksız. Bu bitmek tükenmek bilmeyen yokuşlara düzlere, düzlerden yeniden yokuşlara ancak ölümüyle bir doğru çizgi çekebilmişti. Bütün ömrünce düşlediklerine vardığını; aradığını bulduğunu hiç sanmıyorum.
Adını sanını sordular Serkis'e. Serkis Haçaduryan, dedi. Gultik’liyim. Ah, ah Gultik, andıkça burnumun direği sızlıyor hep. Amerikaya geleli on beş ay oldu henüz, şaşkına döndüm. Esir gibiyim adeta. Boynum bükük, yalnızım. Beni bağışlayın babacı'm, dünyada bundan daha büyük düşkünlük sanmam ki, olsun. Yoktur.
Reklam
Bir git gel, bir hay huy içinde, bildik bilmedik bir sürü adamın arasında in­san pestile dönüyor.
içinde 16 öykü bulunmakta (pdf)Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.