A’mak-ı Hayal sözleri ve alıntılarını, A’mak-ı Hayal kitap alıntılarını, A’mak-ı Hayal en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zerdüşt sordu:
-Nereden geldin?
Kalbime ilham edilen şu cevabı verdim:
-Sebep ve hikmetinden sual olunmayan Allah'tan...
-Niçin geldin?
-Allah, aydınlık ile karanlıkları ayırmak, aydınlık ile âdil, karanlıklar ile kahhar olmayı istedi. Aydınlağa "ben", karanlıklara da "benden başkası" dedi.
-Aydınlığı nedir, karanlıkları ne?
-Aydınlığı Hürmüz, karanlıkları Ehrimen'dir.
-Hangisi üstündür?
-Şu anda her ikisi de eşittir. Ne Hürmüz Ehrimen'e, ne de Ehrimen Hürmüz'e üstünlük sağlayabilir.
-Bu keşmekeşlik nedir, sonu ne olacak?
-En sonunda Hürmüz Ehrimen'e üstün gelecek. Böylece âlem
hep aydınlık olacak.
-Sonra ne olacak?
-Allah "hep ben, hep ben" diyecek. "Benden başkası" de-meyecek.
-Sen kimsin, kiminsin?
-Ben aydınlıkçıyım (nurcuyum), Hürmüz'e aitim.
Zerdüşt ellerini kaldırdı:
-Allah seni aydınlık kılsın! dedi.
Bu dünyada her ne varsa benim sıfatımdır.
Ben olmasam bir şey olmazdı.
Her şey benle var olmakta. Ben hep'im ya da hiç'im ya da hep. Zaten hiç ile hep, tek gözlü, tek şeydir. Ancak cahil kalabalıklar bir şeyi iki adla anıyorlar!
Kim bilir şimdiye kadar kaç hayvan yükü kitap okudun. Ne anladın? Hiç, değil mi?
İnsanların bilgisi nedir? Bencillik ve zevklerinin ihtiyacı olan sanatlara ait şeylerdir.
Ancak hak ve gerçek ile ilişkili ne bilirler? Hiç! Akla ait denklem ile hakkı açıklamak mümkündür; fakat bilmek, anlamak mümkün mü?
"Çok ilginç! "Var" ile "yok" denk olur mu? Söz gelişi, ben şimdi "var"ım, yarın "yok" olacağım. Bu iki durum arasında fark yok mu?" dedim.
Deli başını çevirip kahkahayla güldü:
"Vay! Sen varsin ha!" dedi. "Acaba var mısın?.."
Saadet içinde yüzen nice insanlar vardır ki hırsa müptela oldukları için sahip oldukları mutluluğun farkında dahi değillerdir. Kendi kendinerine, bu gelip geçici hayatı cehenneme çevirirler.