Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Amerikan Başkanları

Türkkaya Ataöv

Amerikan Başkanları Gönderileri

Amerikan Başkanları kitaplarını, Amerikan Başkanları sözleri ve alıntılarını, Amerikan Başkanları yazarlarını, Amerikan Başkanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu sözlerine bakarak Oğul Bush’un coğrafya bilgisine ne demeli? “Kanada ile Meksika’nın sınırı hiç bu denli iyi olmamıştı.” Arada koca ABD var, Salako! 14 Aralık 2008’de Afganistan’da Bagram hava alanında: “Afganistan’da Taliban iktidardan düştü, el-Kâide barınakları kapandı ve 25 milyon Iraklı artık özgür...” 25 milyon Iraklı Afganistan’da ne arıyor? 12 Mart 2002’de televizyonda: “Osama bin Ladin’le hiç ilgili değilim.” 13 Ekim 2004’de gene televizyonda: “Osama bin Ladin’le ilgili olmadığımı hiç söylemedim.” Anlaşıldı!
Sayfa 225 - İleri YayınlarıKitabı okudu
İran üstüne: “ABD’nin İran’a saldırmak için hazırlık yaptığı kavramı saçmalığın ta kendisidir. Ve bunu söyledikten sonra hemen ekleyebilirim ki, bizim içim tüm seçenekler vardır.” Bu seçeneklerin içinde saldırmak da yer almaz mı?... Bir de şuna ne demeli? “Düşmanlarımız yaratıcı ve kaynaklan bol; biz de öyleyiz. Ülkemize zarar vermek için yeni yöntemler düşünmekten kendilerini alamıyorlar; biz de alamıyoruz.” Kimin ne yöntemler kotardığı anlaşılıyor, Dubya!
Sayfa 225 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Time Wamer ile AOL İnternet’te birleşirken, 29 Ocak 2000’de Concord’da (New Hampshire) sorduğu soru: “Internet yolları artık daha mı çok az olacak?” Los Angeles’te 27 Eylül 2000 günü: “Bulduğum ortak paydalardan biri şu ki, beklentiler beklentilerden yukarıdadır.” Ne dendiğine aklı eren beri gelsin. Başkentte 2 Kasım 2000’de yumurtladığı: “Hiç bir şeyi desteklemiyorsan, hiç bir şeyi desteklemiyorsun.” Aferin sana, Dubya! 18 Ocak 2001’de AP haber ajansı merkezinde: “Washington’da öyle bir tutku var ki...Tutkulu olanlar başarısızlığa karşı başarıyla başarılı oluyorlar.” Başarının ne olduğu çok iyi anlaşıldı sanırım. Gene Washington üstüne 4 Aralık 2002’de New Orleans’da (Louisiana): “Washington keskin dirsekleri olanların en etkili kişiler oldukları kentlerden biridir.”
Sayfa 224 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Nashville’de (Tennessee) 17 Eylül 2002’de şöyle bir tekerleme gevelemiş: “Burada Tennessee’de eski bir atasözü var. Teksas’da da varya. Şöyle: beni bir kez aldat, ayıp, ayıp sana; Aldan, gene aldatılırsın.” Salako, yavrum, Ona öyle demezler. Berbat İngilizcenle Tennessee’yi de, Teksas’ı da batırdın. Ayrıca, o atasözü her yerde çok yaygındır. Doğrusu şu: Beni bir kez aldatırsan, yuh sana; ikinci kez aldatırsan, yuh bana! Aristo’nun ve tüm mantıkçıların tüylerini diken diken edecek (Dallas’ta 18 Temmuz 2003’de söylenmiş) bir söz daha: “Doğru seçimleri yaparak, ilerisi için doğru seçimler yapabiliriz.” Ha, şunu bileydin! Mantık deyince, Boston’da 3 Ekim 2000’de: “Askerin rolü savaşa girmek, kazanmak ve böylece savaşı engellemektir.” Bu önemli konu da, bir mantık başyapıtıyla, aydınlığa kavuştu.
Sayfa 224 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Şimdi, Oğul Bush’un incilerine dönelim. Örneğin: “İnandığımın doğru olduğuna inanıyorum.” Ağzına sağlık, pek güzel anlaşıldı. Talk dergisinden biriyle 1 Eylül 1999’da konuşurken o yayının temsilcisi neyi hiç yapamadığını sorduğunda yanıtı: “Oturup bir kitap okumak; örneğin, kamu siyaseti ya da felsefe üstüne ya da öyle bir şey. Hiç yapamam.”
Sayfa 223 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Oysa, Hillary için siyaset kişinin kendi için yürüttüğü bir uğraştır. Vali ve başkan eşiyken topladığı özel armağanlar da az bilinen bu yanını aydınlatıyor. Siyasette “armağan” denilen şeyden daha tehlikeli bir şey yoktur. Bir yere erişeni armağana boğarlar, oradan düşenin yanından da ilk önce onlar kaçarlar. Siyasette armağan gerçekte rüşvettir ve tümüyle yasaklanmalıdır.
Sayfa 197 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Neden mi birden sarışın oldu? Britanya Başbakanı Thatcher ona “her kadın bir gün olmalı!” demiş de ondan. Kızı Chelsea neden babası bir başkan gibi değil de, sıradan yurttaş gibi davranıyormuş? Kennedy’nin eşi Jacqueline ona kızı öyle yetiştirmesini özel olarak öğütlemiş. Monica olayına nasıl dayanabilmiş? Birçok ünlü ona hiçbirimizin kusursuz olmadığını söylemiş. Kocasını görevden almak için yapılan oylama sırasında, Dalai Lama ona demiş ki: “Adaletsizlikle karşılaşınca kızma, güçlü ol.” Başkentteki tartışmaların içinden sıyrılmasını nasıl bilmiş? Güney Afrika’nın ünlü siyah başkanı Nelson Mandela ona örnek olmuş da ondan. Ya ikide bir Camp David’e çekilmelerinin nedeni? Gene Jacqueline ailece orada toplanıp birbirilerine sımsıkı sarılmalarını söylemiş.
Sayfa 196 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Örneğin, Hillary’nin Today süreli yayınına söylediğine bakılırsa, 11 Eylül 2001’de New York’ta ikiz Kulelere uçak saldırıları olduğunda kızı Chelsea de hemen oracıktaymış ve zor kurtulmuş! Oysa, kızı da Talk dergisine bir açıklama yapıp üç mil daha aşağıda New York Üniversitesine yakın bir yerde bir arkadaşının evinde olduğunu açıkladı.
Sayfa 195 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Benim de Filistin sorunu üstüne birkaç yıl önce konuşma yaptığım New York Üniversitesine bağlı “Purchase” yerleş kesinde adaylık duvar duyuruları her yana asıldığında altında yalnız bir tek ad vardı: Hillary. Hep rüzgâra uymuş, kılıktan kılığa girmiştir. Saçı bile yerine göre, aşağıda, yukarıda, kısa, uzun, düz, kıvırcık, örgülü ya da kuyruklu. Gerçekte koyu kahverengi olan saçı şu sırada sarı. Öteki kadınlardan Golda Meir, Indira Gandhi, Margaret Thatcher, Condoleezza Rice ya da Nancy Pelosi hemen hemen hiç değişmediler. Doğumundan bu yana uydurulmuş yaşam deneyimleriyle olaylar içinde kendine büyük paylar çıkaran ve esen rüzgârla sık değişen Hillary!
Sayfa 194 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Baştan alalım: Ün meraklısı bu kişinin kendinin söylediğine ve yazdığına göre, anası adını dünyanın en yüksek dağı Everest’in tepesine tırmanmayı başaran Sir Edmund Hillary’den etkilenerek koymuş! Oysa, Hillary bu kişiyi Katmandu hava alanında görmüş, aklına böyle bir bağlantı kurmak gelmişti. Ancak, Sir Edmund Everest’e 29 Mayıs 1953’de tırmandı, yani Hillary doğduktan beş-buçuk yıl sonra. Hillary 1948’de dünyaya geldiğinde sonradan ünlenen bu kişi kimsenin tanımadığı sıradan bir Yeni Zelanda balcısıydı.
Sayfa 194 - İleri YayınlarıKitabı okudu
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.