Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doğuşu

Türkkaya Ataöv

Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doğuşu Sözleri ve Alıntıları

Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doğuşu sözleri ve alıntılarını, Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doğuşu kitap alıntılarını, Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doğuşu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1890'ların bu sömürgeci patlamasıyla ilgili olarak A.B.D. Ulusal Endüstri Konferansı Başkanı Dr. Virgil Jordan'ın 10 Aralık 1940 tarihli konuşmasındaki şu sözlerini dinleyelim: «Savaşın [İkinci Cihan Savaşının] sonucu ne olursa olsun, [Amerika] hem dünya sorunlar, hem hayatının her veçhesinde bütün fırsat, sorumluluk ve tehlikeleriyle birlikte, bir emperyalizm siyaseti sürdürecektir…İngiltere bu çatışmadan [İkinci Cihan Savaşından] yardımımız sayesinde yenilmeden çıksa bile, ekonomik bakımdan o kadar sıkıntıya uğrayacak ve prestiji o kadar sarsılacak ki, dünya politikasında uzun süredir kurduğu üstünlüğü koruyamayacaktır. İngiltere, olsa olsa, Amerika'nın ekonomik kaynaklarıyla askeri ve deniz gücünün ağırlık merkezini teşkil ettiği yeni bir Anglo-Saxon emperyalizminin küçük bir ortağı olabilir. Aslında, Küba ve Filipinler'i işgâlimiz ve geçen [Birinci] Cihan Savaşına katılmamızla son çeyrek yüzyıldır çizdiğimiz yönden ayrılmamız mümkün değil.»
Sayfa 147 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Almanya'da tarih ve siyasal bilgiler okumuş olan Prof. John W. Burgess'in bazı sözleri ise, Üçüncü Reich önderlerinin savlarını andırmaktaydı. Bu bey Göttingen, Leipzig ve Berlin'de bulunmuş ve sonra New York'da Colombia Üniversitesine gelerek 1880'de orada bir Siyasal Bilgiler Okulu kurulmasında rol oynamıştı. 1890 yılında yayınlanan Siyasal Bilgiler ve Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku adlı kitabındaki «Ulusal Siyasal Nitelik» başlıklı bölümde Almanlara ve Anglo-Saxonlara dünya egemenliğini teslim etmektedir." Burgess'e göre, üstün uluslar kendileri kadar gelişmemiş olanlara müdahale etmekte serbesttiler; zayıfların barbar olmaları da gerekli değildi. Bu müdahale hem bir hak, hem de bir sorumluluktu.
Sayfa 37 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Genişleme teorisi jeopolitik bir öz de kazandı. Kaptan Alfred Thayer Mahan dünya egemenliğini denizlere egemenlik teorisine oturtarak Amerikan halkını büyüme, genişleme ve sömürgelere sahip olma yönünde eğitmek için sonsuz çaba gösterdi. Amerika’nın genişleyen bir dünya devleti oluşu ile ilgili her araştırma Mahan’ın da üstünde durmak zorundadır.
Yöneltilen eleştiriler ne olursa olsun, tekeli kurup Amerikan ekonomik ve siyasal hayatını ellerinde tutanlar çözüm yolu olarak genişleme, yayılma, deniz-aşırı topraklara ulaşma yanlısıydı. İş adamlarında genellikle şu inanç yaygındı: depresyondan kurtulmak denizaşırı ekonomik yayılma ile mümkündür.
Sayfa 26 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yeni felsefeye katkıda bulunan akımlar içinde en önemlisi Darwin'den geliştirilmiş olan «Toplumsal Darwincilik»ti. Düşünce tarihine «Pragmatizm»den başka hiçbir katkıda bulunmamış olan Amerikan düşünce sahnesinde Darwinci görüşün insan toplumuna uygulanışı ve bu görüşün tutunması, tabii, bir rastlantı olamazdı. Darwinci sosyologlar uzun
Sayfa 30 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Amerika Låtin Amerika ülkelerine yeni bir Avrupa devleti sokmadığı gibi, kendi de bu ülkelere türlü yollardan girmeğe çalıştı. Örneğin, ta 1850'lerden beri Karayip Denizinde ve Haiti'nin komşusu olan Dominik'e (Santo Domingo) egemen olmağa çalışıyor, Samana Körfezinde üs istiyordu. (Melvin M. Knight, The Americans in Santo Domingo, (Santo Domingo'da Amerikalılar) New York, Vanguard Press, 1928). Gene Karayip bölgesinde 1870'den sonra, Minor Keith ve Daniel Guggenheim gibi iş adamları özel Amerikan imparatorluklarının temelini atıyordu. Keith, Kosta Rika'ya demiryolu döşemiş ve navlundan süreli olarak taşıma kazancı alabilsin diye bu küçük ülkenin ekonomisini yalnızca muz üretimine oturtmuştu. Bu, 1899'da kurulan ve Kosta Rika'dan başka Kolombiya, Panama, Jamaika, Küba ve Santo Domingo'yu da ele geçiren Birleşmiş Meyva Kumpanyasının (United Fruit Company) başlangıcıdır. Guggenheim da Meksika, Bolivya ve öbür Lâtin Amerikan ülkelerinin kalay, gümüş, bakır ve kurşununa el koymuştu. Amerika gibi kapitalist ülkelerin gelişmemiş ülkeleri böylesine tek tip üretime mahkûm etmeleri gene bu yıllara rastlamakta olup, birçok gelişmemiş ülkenin bugün de çözmekte zorluk çektiği büyük sorunlarındandır.
Sayfa 8 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Amerika, Theodore Roosevelt'in önderliği altında hem Lâtin Amerika'da, hem de Uzak Doğu'da müdahalelere hazırlanıyordu. Önce Batı küresine bakalım. Başkan Roosevelt Monroe Doktrininden bir «netice-i lâzime» (corollary) çıkardı. Bu, Monroe Doktrininin bir parçası olmamakla birlikte, Orta ve Güney Amerika'da herhangi bir devlet toplumsal ve siyasal yapı bakımından Amerika'nın güvenini kazanmayacak olursa, Amerika gibi «uygar bir ulus»un müdahale edeceği inancını yaymağa çalıştı ve siyasetini bu yönde uyguladı.
Sayfa 139 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
71 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.