Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doğuşu
Türkkaya AtaövSözler ve Alıntılar
Meksika'da Amerikan ekonomik egemenliği en çok petrolde göze çarpıyordu. Üretimin %70'i Amerikan şirketlerinin elindeydi, geri kalanı da İngiltere ve Hollanda'nın. Meksika diktatörü Diaz Amerika ile yapageldiği işbirliğine günün birinde bir yarışma ögesi katmak isteyip İngiltere'ye kapıyı biraz daha açınca Amerika ihtilâlci Madero'yu para ile desteklemiş ve Diaz'ı düşürmüştü.
Sayfa 141 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Başkan James Monroe (1758-1831) 2 Aralık 1823'de daha güneyde kalan bütün Lâtin Amerika toprakları için Monroe Doktrini diye anılan bir bildiri yayınlamıştı. Amerika, Avrupa devletlerinin Lâtin Amerikan kıt'asını sömürgecilik konusu yapmalarına göz yummayacağı gibi, kendinin Avrupa devletlerinin işlerine karışmamasına karşılık, onların da Amerika kıt'alarına karışmamalarını istiyordu. Fakat Monroe Doktrininin türlü anlamlarda kullanıldığı ve bu arada Amerika'nın Amerikan kıt'asındaki bütün toprakları şu ya da bu yoldan kendine bağlamağa hakkı olduğu anlamına getirildiği bilinmektedir.
Sayfa 7 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
Bu adaları kendi iradeleri dışında yönetmeyi kabul etmeyeceğiz... İspanya’nın Filipin Adaları üstünde egemenlik kurmağa hakkı yoktu. [Bu yüzden] bize satma hakkı da yoktur. Biz de onları satın almağa yetkili değiliz... Büyük ölçüde kendi çıkarlarımızla ilgili olan Monroe Doktrini uzak bir Asya toprağına lâfzen ya da ruhen uygulanamaz... Bunun altında yatana emperyalizm derler ki, bu doktrin kabul edilecek olursa, dünyayı despotizm yararına değiştirmek gerekecektir. [Emperyalizm] kendi ihtilâlimizin oturduğu doktrinle çatışır ve onunla taban tabana zıttır.
Sayfa 94 - Senatör George Frisbie HoarKitabı okudu
Okyanus ötesinde potansiyeli büyük bir dev kıpırdamaya başlamıştı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Dış İşleri Bakanı Kont Goluçovski’nin Kasım 1897’de «ortak tehlikeye karşı» Avrupa devletleri arasında siyasal ve ekonomik dayanışma istemesi bir raslantı değil, bir uzağı görüştü.
Sayfa 138Kitabı okudu
Amerika genişleme siyasetine yöneldikçe George Washington'un Ayrılış Söylevinde yer alan Avrupa siyasetine katılmama öğüdünün bütün geleceğe uygulanamayacağı belirtilmeğe çalışılıyordu. Örneğin, Cleveland'ın başkanlığı sırasında Dış İşleri Bakam olmuş olan Richard Olney'e göre, Washington'un öğüdünü haklı çıkaracak koşullar değişmişti; ona kalırsa, Washington'un başkanlığı sırasında Avrupa politikasına katılmak ne kadar tehlikeliyse, 1890'larda da bir inziva politikası gütmek aynı derecede yersizdir.
Sayfa 27 - Doğan YayınlarıKitabı okudu
" Bağımsızlığın ne zaman tehlikeye girdiğini ve böylece onu korumak için ne zaman müdahale etmek gerektiği kararını Birleşik Devletlere bırakmak, gece ya da gündüz, diledikleri zaman, iyi ya da kötü niyetle girebilmeleri için evimizin anahtarını teslim etmek demektir. "
Sayfa 114
1890'ların bu sömürgeci patlamasıyla ilgili olarak A.B.D. Ulusal Endüstri Konferansı Başkanı Dr. Virgil Jordan'ın 10 Aralık 1940 tarihli konuşmasındaki şu sözlerini dinleyelim:
«Savaşın [İkinci Cihan Savaşının] sonucu ne olursa olsun, [Amerika] hem dünya sorunlar, hem hayatının her veçhesinde bütün fırsat, sorumluluk ve tehlikeleriyle birlikte, bir emperyalizm siyaseti sürdürecektir…İngiltere bu çatışmadan [İkinci Cihan Savaşından] yardımımız sayesinde yenilmeden çıksa bile, ekonomik bakımdan o kadar sıkıntıya uğrayacak ve prestiji o kadar sarsılacak ki, dünya politikasında uzun süredir kurduğu üstünlüğü koruyamayacaktır. İngiltere, olsa olsa, Amerika'nın ekonomik kaynaklarıyla askeri ve deniz gücünün ağırlık merkezini teşkil ettiği yeni bir Anglo-Saxon emperyalizminin küçük bir ortağı olabilir. Aslında, Küba ve Filipinler'i işgâlimiz ve geçen [Birinci] Cihan Savaşına katılmamızla son çeyrek yüzyıldır çizdiğimiz yönden ayrılmamız mümkün değil.»
Sayfa 147 - Doğan YayınlarıKitabı okudu