Tanrılar ölür. Ve gerçekten öldüklerinde, yasları tutulmaz ve anılmazlar. Fikirleri öldürmek, insanları öldürmekten daha zordur, ama sonunda onlarda öldürülebilir.
Bütün gerçek savaşlar haklı olduklarından kesinlikle emin olan iki taraf arasında verilmiştir. Gerçekten tehlikeli insanlar, yaptıkları şeyi yalnız ve yalnız, şüpheye yer bırakmayacak şekilde doğru şey olduğu için yaptıklarına inananlardır.
Gerçek olan hikayeler vardır ve bu bağlamda her bireyin hikayesi benzersiz ve trajiktir ama trajedilerin en kötüsü bu hikayeyi daha önceden duymuş olmamızdır, öyle ki hikayeyi derinlerde hissetmeye içimiz el vermez. Bir çakıl parçasının verdiği acıyla baş etmek için istiridye gibi üzerimize bir kabuk inşa ederiz, üstesinden gelmek için üstümüzü inci katmanlarla örteriz. Her gün başkalarının acılarına ve kayıplarına bağışıklık sağlamış bir biçimde böyle yürür, böyle konuşur, işlevlerimizi bu şekilde yerine getiririz.
Yaşamlar kar taneleri gibidir; hepsi biriciktir, bir araya gelince daha önce de gördüğümüz desenler oluştururlar, ama birbirlerine bezelye taneleri kadar benzerler.