Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 4

Adem Apak

En Eski Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 4 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 4 sözleri ve alıntılarını, en eski Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 4 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emevî halîfelerinin kabile merkezi siyaset takip etmiş olmaları, onların bir devletin idarecisi olmaktan çok, belli bir zümrenin temsilcisi haline gelmeleri sonucunu doğurmuş, bu gelişme ise Emevîler'in, toplumun önemli bir kısmının kamuoyu desteğini yitirmesine sebep teşkil etmiştir.
Sayfa 21
Reklam
[Seffâh: İlk Abbâsî halîfesi Ebu'l Abbâs] Ebû Dulâme, bir gün Seffâh'ın huzuruna çıktığında halîfe ona istediğini sordu. Bunun üzerine muhatabı sadece bir av köpeğine ihtiyacı olduğunu söyledi. Halîfe bunun yerine getirileceğini bildirince Ebû Dulâme, köpeğin yanında üzerinde ava çıkacağı bir hayvanın da verilmesini talep etti. Seffâh bu arzusunun da yerine getirileceği taahhüdünde bulundu. Ebû Dulâme, bu defa kendisine bir köle tahsis edilmesini istedi. Kölenin verileceği söylendiğinde Ebû Dulâme'nin, "Efendimiz, artık bu köpek ve binitle gerçekleştirdiğim avı pişirecek bir cariye bağışlayınız" dediği duyuldu. Halîfe ona cariye sözü verince "Efendimiz bunların barınacakları bir de mesken lâzımdır" ifadesiyle ev talebinde bulundu. Seffâh, kendisine bunun da verileceğini söyledi. Ebû Dulâme, devamla "Efendimiz, bir köyümüz olmazsa bu ailenin geçimini nereden karşılarız?" dediğinde, bu defa Ebu'l Abbâs ona yüz dekar dikili, yüz dekar ekime müsait bir arazi verilmesini emretti. Ebû Dulâme yine "Efendimiz, ben de size Esedoğulları vadilerinden beş yüz bin dekar vereyim". Halîfe bu latifeye gülerek, "Öyle ise arazinin tamamı dikili olsun" diyerek vadini tashih etti.
Sayfa 59
"Adamların bugünkü tavırları seni aldatmasın Zira onların Kaburga kemikleri altında gök gürültüleri saklıdır."
"Onlar benim kanımı içselerdi, kanmazlardı. Gerrçek şu ki onların kanı da benim kinimi dindirmedi."
" Tarihte Ebû Müslim gibi devletlere hizmet etmiş, hükümranların tahtını korumuş olan komutanların sonunun genellikle bu şahsın akıbetinden farklı olmadığı görülür. Bunun sebebini şöyle açıklamak mümkün olur: Bu gibi komutanlar, bizzat savaşlara katılıp askere maaşını verdikleri için bu durum onların asker arasında büyük bir otorite ve saygınlık kazanmalarına sebep oluyordu. Komutanlar şansları yaver gidip zaferler elde ederek devletin kurulması ve korunmasında büyük roller oynadıkları zaman da devlet üzerinde sınırsız bir nüfuz elde ediyorlardı. Onların toplum içindeki güç ve nüfuzunu gören halifeler ise bunun kendi iktidarları için tehlikeli olduğunu düşünerek onlara engel olmak istiyorlardı. Eğer halife güçlü bir siyasetçi olursa bu durumu ortadan kaldırıyor, eğer değilse bir süre tahammül ediyor, fırsatını bulduktan sonra kaçırmıyordu. Tabiî bir komutanın eline geçen bazı fırsatları değerlendirmek istemesi de normal bir olay olmalıdır. " Hudarî, Muhammed, ed-Devletü'l- Abbâsîyye, s. 56.
Reklam
" Bağdat'ın inşa masrafının yaklaşık beş milyon dirheme ulaştığı rivayet edilir. Bu faliyette birçok işçi, mühendis ve usta hizmet vermiştir. Çalışanlar arasında en tanınmış olanları ise şehrin planını çizmekte hissesi olan Haccâc b. Ertât ile İmâm Ebû Hanîfe idi. Ebû Hanîfe'nin inşaat esnasında tuğla ve kerpiç sayımında hizmet gördüğü zikredilir. Rivayete göre o, inşaat malzemesinin miktarının tespitinde tek tek saymak yerine, metre kare ile hesaplamaya benzer yeni bir usul geliştirmiştir. " Taberi, Tarihi, 7, s. 619.
Harun Reşid dönemi israfın boyutu.
Tarihçi Mes'ûdî bu hususta dönemin devlet ricalinden Mehdî'nin oğlu İbrahim'den ilginç bir rivayet zikreder: " Rakka'da Reşîd bana misafir olmuştu. Adeti üzerine sofrada soğuk yemeklerden önce sıcak yemekler yerdi. Sıcak yemeklerden sonra soğuk yiyecekler konunca, bunların içerisinde küçük parçalar halinde balık etleri gördü. Ardından bu balık etlerinin niçin bu kadar küçük doğrandığını sordu. Bende bunların balık değil, her birinin balık dili olduğunu bu sebeple küçük göründüğünü söyledim. Bunun üzerine aşçı başı yemeğin içinde yüz elliden fazla balık dili olduğunu söyledi. Halîfe yemekte kullanılan balıkların fiyatlarını sorduğunda aşçı ona maliyetin bin dirhemden fazla olduğu cevabını verdi. Ayrıca sofrada yemeğin ikram edildiği altın tabağın fiyatı da iki yüz yetmiş dinardı. " Mes'ûdî, Mürûcü'z-Zeheb, 3, 373
Sayfa 132Kitabı okudu
“Bizans tarihçi Theophanes’e göre İslam Devleti’nin iç karışıklıklarından faydalanmak isteyen imparator V.Konstantinos 751 yılında Malatya’yı muhasara etmiştir. Bu esnada şehrin boşaltılmasını isteyen imparatorun teklifi Malatya halkı tarafından reddedilmiştir .Ancak tehlikenin artması üzerine halk ,yanlarına alabildikleri eşyalarla birlikte Malatya’dan ayrılmak zorunda kalmış ve şehri Rumlar’a terk etmiştir.”
Sayfa 61 - Kesinlikle memleketçilik olsun diye paylaşmadım (!)️Kitabı okudu
Reklam
Halife Mansur , Ebu ‘l Abbas ‘ın veliaht ilan ettiği İsa ‘nın veliahtlıktan vazgeçmesi için ve kendi oğlu Mehdi’nin veliahtlığını ilan etmek için elinden geleni yapıyor. “Öyle ki halife, İsa kendisi ile görüşmek istediği zamanlar onu dışarda bekletiyor ,bu esnada bulunduğu yerin üstünde tamir yaptırarak onun üzerine toz toprak dökülmesini ve böylece rahatsız edilmesini emrediyordu. Daha sonra da üzerindeki toprakları silmeye fırsat vermeden huzuruna alıyordu onu bu şekilde görünce de ,” Ey İsa! bu ne hal ?Senden başka kimse böyle toprak ve toz içinde huzuruma gelmiyor .Sen bu tozların hepsini yollarda mı topluyorsun ?”diye alay ediyordu.”
Sayfa 109Kitabı okudu
“Mehdi memurların icraatlarından dolayı yargılanabilmeleri maksadıyla özel yetkili yüksek mahkemeler ihdas eden ilk Abbasi halifesi olmuştur bu dairenin başına İbni Sevban’ı tayin etmiştir.”
Sayfa 112Kitabı okudu
“İslam kaynakları, Mu’tasım’dan musemmen ( sekizli) halife olarak bahsetmektedirler. Buna göre sekiz rakamı onun hayatının büyük safhasında görülmektedir. Abbas b.Abdülmuttalib‘in sekizinci kuşaktan torunu, sekizinci abbas halifesi olması ,halifeliğinin sekiz yıl sekiz ay sürmesi, hicretin 218 yılında halife olması sekiz erkek sekiz kız çocuğunun olması ve 48 yaşında ölmesi bu cümledendir.”
Sayfa 244Kitabı okudu
Selçuklu Hakimiyetinde Abbasiler
“ Abbasi Halifeliği ile Büyük Selçuklu Devleti arasındaki ilk resmi irtibat ,Nişabur‘un 1038 yılında Selçuklular tarafından ele geçirilmesi ile başladı. Nitekim bu gelişmeyi haber alan Abbasi halifesi Kaim-Biemrillah , Tuğrul ve Çağrı Beyler’den yağma,katil ve tahripten kaçınarak ele geçirdikleri şehirlerde imar faaliyetlerine girişmelerini istedi. Görüldüğü gibi Selçuklular ile ilişki kurma girişimi ilk olarak halifeden gelmiştir . Tuğrul Bey de, halifenin eltisine saygı göstermiş. Müslüman memleketleri koruma konusunda halifenin hizmetinde olduklarını bildirmiştir.”
Sayfa 645Kitabı okudu
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.