‘’Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hala şaşarım. Kötü bir çocukluktu; mutlu bir çocuğun pek kayda değer yanı yoktur zaten. Sadece mutsuz bir çocukluk geçirmiş olmak da, mutsuz bir İrlandalı çocuk olmak kadar kötü değildir. Bundan da kötüsü, mutsuz bir İrlandalı Katolik çocuk olmaktır.’’
Frank McCourt kitabına bu sözler ile başlıyor. Angela’nın Külleri, ekonomik buhran sebebiyle İrlanda’dan Amerikaya oradan da çektikleri sıkıntılar sebebiyle tekrar İrlanda’ya yerleşen Frank’in ve ailesinin hayatını, çektikleri sıkıntıları ve hatta çoğu zaman yemeye ekmek bile bulamayışlarını anlatan biyografik bir kitap.
Kitapta McCourt ailesinin yaşadığı sıkıntıları okurken gerçekten kitabın beni içine çektiğini hissettim. Son derece akıcı, sürükleyici ve aşırı etkileyici bir kitaptı. O zamanlarda yaşamış insanların çektiği sıkıntıları biraz da olsun anlayabilmek benim için oldukça önemli. Devam kitabı olan ‘’Umuda Doğru’’ adlı eseri okumak için sabırsızlanıyorum.