Ne söylersem söyleyeyim, kitaba nasıl iltifat edersem edeyim, hangi kelimeleri kullanırsam kullanayım yanında sönük kalacaktır; son 2 yıldır okuduğum en iyi kitap!?
Kitabın içinde toplamda 9 hikaye bulunuyor ve hepsi kusursuz. Yazarın yazım tekniğine ilk başta garipsesem de sonrasında hipnotize olmuş gibi tek oturuşta bitirdim tabi her hikayenin sonunda içimi çekip birkaç dakika donup kalmamı saymazsak. Eğer sigara kullanıyor olsaydım neredeyse tüm hikayelerin sonunda bir tane yakardım-
O kadar güzel yazmış ki havvakızı, her hikayede diğer bir farkındalığa dikkat çekmiş. Bunu yaparken de muazzam benzetmeler, örnekler, eleştiriler, karakterler kullanmış. Kitap baştan sona queer bireylerle dolu ama sakın piyasaki diğer simli, her şeyin perdelendiği, ışıltılı gökkuşağı kusan unicornlar olan kitaplar aklınıza gelmesin; burdaki unicornların boynuzları kırık, kuyrukları kesilmiş, is kokuyorlar. Hepsi o kadar bizden ki! Belki de bu yüzden böyle sevdim Beril'i, Sibel'i, Şebnem'i, Sevinç'i, Nermin' i Frau Mahler'i, Keramet'i, Ahmet'i... Hepsinin öyküsünde benden bir şeyler vardı, hepsine sarılıp bağrıma basmak istedim-
Burçin Tetik'in daha üstüne yazması gereken, düşüncelerini merak ettiğim binlerce konu var. Yalnızca bu 9 kısa hikaye beni aç bıraktı, bizim için yazmaya, bizi kutsamaya devam et...
