Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Antik Felsefenin İslam Dünyasına Girişi

Mehmed Şemsettin Günaltay

Antik Felsefenin İslam Dünyasına Girişi Hakkında

Antik Felsefenin İslam Dünyasına Girişi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
10/10
2 Kişi
3
Okunma
1
Beğeni
375
Görüntülenme

Hakkında

Ülkemizdeki felsefe çevrelerinin genel olarak Batı felsefesinin tesiri altında bulunmasına ve bu çevrelerin islam felsefesine karşı ilgisiz kalmalarına rağmen, günümüzde İslam felsefesine karşı bigane kalınamayacağı anlaşılmış ve İslam Felsefesi Tarihi önem kazanmaya başlamıştır. Felsefesi ne ilgi gösterilmesinin sevindirici bir gelişme olması Antik Felsefenin İslam dünyasına giriş sürecini, İslam Düşüncesi Geleneği çerçevesinde oluşan felsefi akımların arka-planını ve hazırlayıcı nedenlerini de bilmenin gereğine ortaya koymuştur. Ancak bu hususta yapılan çalışmaların yetersizliği de bilinen bir gerçektir. Bu eksikliğin giderilebilmesi ve daha kapsamlı çalışmalar ortaya konulabilmesi için, öncelikle elimizde bulunan bilgi birikiminin yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Antik Felsefenin İslam dünyasına ne şekilde ve hangi yollardan girdiğini, İslam Felsefesi olarak adlandırılan felsefi akımların kaynağını, arkaplanını ve bu akımların hem Kelamla, hem de birbiriyle mukayesesini içeren hcmi küçük olmasına rağmen içeriği büyük bir önem arz eden bu çalışma İslam felsefesine ilgi duyanlar ve özellikle İlahiyat Fakülteleri dışından İslam Felsefesi merkezli araştırmalar yapmak isteyen için Îslam Felsefesi ne Giriş niteliği taşımaktadır. M. Şemseddin Günaltay tarafından kaleme alınan ve irfan Bayın ın, Osmanlıca dan sadeleştirip içeriğini genişlettiği Antik Felsefe nin İslam Dünyasına Girişi adlı bu kitap, İslam Felsefesi Tarihi araştırmalarına yeni başlayan okurlar için önemli bir başlangıç noktasıdır.
Çevirmen:
İrfan Bayın
İrfan Bayın
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 43 dk.Sayfa Sayısı: 96Basım Tarihi: 2001Yayınevi: Kaknüs Yayınları
ISBN: 9789756698268Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Mehmed Şemsettin Günaltay
Mehmed Şemsettin GünaltayYazar · 15 kitap
Mehmet Şemsettin Günaltay (1883, Kemaliye, Erzincan - 19 Ekim 1961, İstanbul), Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. başbakanı, tarihçi ve eski Türk Tarih Kurumu başkanı. Bugünkü adı Kemaliye olan Eğin'de 1883 yılında doğdu. Babası, müderris İbrahim Edhem Efendi, annesi ise Sâliha Hanım idi. Küçük yaşta İstanbul'a gelerek önce Üsküdar'da Ravza-i Terakki Mektebi'nde, sonra Vefa İdâdîsi'nde okuyarak[1] Cumhuriyet devrinde adı Yüksek Öğretmen Okulu olarak değiştirilecek Dârülmuallimîn-i Âliye'ye devam etti. 1905 yılında bu okulun Fen Şubesi'nden birincilikle mezun oldu. Bu arada, özel olarak Arapça ve Farsça derslerine devam ederek dini ilimlerde kendisini yetiştirdi. Ayrıca Fransızca öğrendi. Meslek hayatına İstanbul Dârüşşafaka'da Hendese Muallimliği (geometri öğretmenliği) ile başlayan Mehmet Şemsettin, daha sonra Kıbrıs İdâdîsi'nde müdür muavinliği ve müdürlük yaptı. Başarılı bir öğretmen ve iyi bir idareci olan Şemsettin, tabii ilimler okumak üzere Maarif Nezâreti tarafından 1909 yılında İsviçre'nin Lozan Üniversitesi'ne gönderildi. Bir yıl sonra yurda döndükten sonra, bu defa Midilli İdâdisi'nde ve İstanbul Gelenbevi İdâdîsi'nde müdürlük yaptı. İstanbul Dârülfünunu'nda yapılan 1915 reformu sırasında Edebiyat Fakültesi'nde Türk Tarih ve Medeniyet Tarihi müderrisi olan Mehmet Şemsettin aynı zamanda dönemin en yüksek medresesi sayılan Süleymaniye Medresesi'nde de Dinler Tarihi müderrisi idi. 1919 yılında ise Edebiyat Fakültesi İslâm Kavimleri Tarihi ve Süleymaniye Medresesi İslâm Felsefesi müderrisliklerine tayin olundu. 1924 yılında Dârülfünun İlahiyat Fakültesi'nde İslâm Tarihi ve Fıkıh Tarihi müderrisi ve aynı zamanda Fakülte Sekreteri olmuştu. Ertesi yıl bu fakültede Dekanlık görevine getirildi. 1933 Üniversite Reformu'ndan önce İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi ile İlâhiyat Fakültesi'nde Türk Tarihi, İslâm Tarihi ve Medeniyet Tarihi dersleri vermekteydi. Milletvekilliği devam etmek suretiyle Dârülfünun'un İstanbul Üniversitesi'ne dönüşmesinden sonra da Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde Ortaçağ Tarihi dersleri vermek üzere Ordinaryüs Profesör olarak atandı. Bu sırada Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kuruldu ve orada da dersler verdi. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, Hasan Âli Yücel'in Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı döneminde (1938-1941) ya milletvekilliği ya da hocalığı tercih etmesi istenmiş; bunun üzerine Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü (1890-1966) ve Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1888-1977) ile birlikte hocalıktan ayrıldı ve yalnız siyasetle meşgul oldu. Bununla birlikte tarihî konulardaki araştırmalarına aralıksız devam ettirdi. Mustafa Kemal'in isteği ile, 1931 yılında Türk Tarih Kurumu adını alan kurumun kuruluşundan itibaren kurucu üyesi oldu ve 1941 yılında bu kurumun başkanlığına seçilerek bu görevini vefat ettiği 1961 yılına kadar 20 yıl sürdürdü.