Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Antik İnançlar ve Modern Hurafeler

Martin Lings

Antik İnançlar ve Modern Hurafeler Gönderileri

Antik İnançlar ve Modern Hurafeler kitaplarını, Antik İnançlar ve Modern Hurafeler sözleri ve alıntılarını, Antik İnançlar ve Modern Hurafeler yazarlarını, Antik İnançlar ve Modern Hurafeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern felsefe, açıkçası kâinatın yüksek menzillerine kayıtsızdır. Genel itibarıyla akıl ve metafizik gibi kelimelerin, tıpkı bir krallıktan cumhuriyete dönüşen bir devletteki saray mücevherleri gibi geçmişten kalan yadigârlarmışçasına rafa kaldırılmaları daha isabetli olacaktır.Fakat böylesi bir titizlik, oldukça nahoştur ve ihanet kabilindedir.
Reklam
Tüm dinlerde üç âlemden yani Ruh, nefs ve beden âlemlerinden mürekkep bir fikir mevcuttur. Nefs ile beden yani ruhanî ile cismanî genellikle "bu âlem" denilen şeyi teşkil ederler. Girişi Kalp olan Ruh âlemi, bütünüyle bu dünyayı aşıp herhangi bir beşerî melekenin ulaşabileceğinden ötededir. Kalpte taht kuran ve nefs ile Ruh arasındaki irtibat vasıtası olan beşerüstü meleke, gördüğümüz üzere atalarımızın Akıl olarak isimlendirdiği şeydir.
Zerdüştlüğe göre insanın bozulmasındaki bir safha, yiyeceklerden yalnızca yiyecek olmaları hasebiyle zevk alma ile onların güzelliğini Yaratıcıya hasredememekte ortaya konur.
"Ay'ın ikiye ayrılışı"; kalp ile zihnin, Akıl ile Mantığın ve neticede insandaki doğrudan, birleştirici bilginin kaybı ve dolaylı bilgi düalizmine yani iyi ve kötünün bilgisine tâbi oluşunu ifade eder.
"Güneşle evlenen Ay", beşerî ve ilahî olmak üzere iki tabiatı haiz Fitrî İnsan'dır; tıpkı Ay'ın güneşi yansıtması gibi, insan nefsi de tüm melekeleri ve faziletleriyle ilahî sıfatları yansıtır. Bu yüzden beşerî tabiatın bir remzi olarak ay, insanın "Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olduğu şeklindeki evrensel doktrini tarif eder.
Reklam
Güneş, evrensel açıdan Ruh'un remzidir ve güneş ışığı manevî hakikatlerin doğrudan bilgisini temsil eder; ay ise beşerî olan her şeyi, özellikle de zihnî yani ay ışığı gibi dolaylı ve yansıtılan zihnî bilgiyi temsil eder. "Ayrımların yapılması" ve "hükümlerin verilmesi" zihin yoluyla gerçekleşir.
Sonra eşyanın varlığından haberdar oldular, fakat onlann arasında ayrımda bulunamadılar. Daha sonra eşya arasında ayrımda bulundular, lâkin onlar üzerinde hüküm veremiyorlardı. Hükümler verildiğinde, Tao (nun bilgisi) yok edildi.
Yüksek seviyede bir sanat misâlini vermek gerekirse, Hz. Süleyman'ın Mabedi'ni Hz. Davud'a vahyedilmiş planlara göre inşa edişine kadar, Yahudilerin kutlu bir mimarileri olmamıştır.
Uzak geçmişe ait miraslardan biri de istisnai bir tamlıkla şu ana dâhil olup dolayısıyla pekâlâ bir "mihenk taşı" işlevi görme vasfına sahip olan Arapçadır. Arapçanın kaderi hayli acayip olmuştur. Araplar ilk defa tarih sahnesine çıktıklarında, neredeyse yegâne nesirleri gündelik konuşmaları olup geniş ve farklı bir nazım biçimi yelpazesiyle şairlerden mürekkep bir nesildirler. Sadece bir bölümünün kullanılabildiği bir tür temel yazıya sahip olmuşlardır, fakat her hâlükârda şiirlerini canlı bir şekilde sözlü olarak aktarmayı tercih etmişler ve İslâm'ın zuhuruna kadar tüm Sami halkları arasında muhtemelen en ümmî olanlarıdırlar.
101 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.