Antik Mısır Sırları
Ergun CandanEn Eski Antik Mısır Sırları Sözleri ve Alıntıları
En Eski Antik Mısır Sırları sözleri ve alıntılarını, en eski Antik Mısır Sırları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar ölümlü Tanrılar, Tanrılar ise, ölümsüz insanlardır. Tanrıları bilmek istiyorsan önce kendini bilmelisin..
Sayfa 113
Ezoterik prensiplere göre bazı taşlar evrendeki ve yerküredeki birtakım güçleri çekme, biriktirme, dönüştürme ve yayma özelliklerine sahiptir.
Puta tapmanın perde arkası
Eski devre ait insanlar taşlara tapmıyorlardı. Taşların sihirli gücünden yararlanmaya çalışıyorlardı. Bu onları gözleyenlerce yanlış yorumlandığı için onların taşlara taptıkları sonucuna ulaşılmıştır
Keops'un tam olarak tabanından geçen 30. Kuzey Enlemi de Dünya üzerindeki bazı gizemli noktalarla irtibatlıdır.Gize'den ayın uzaklıkta olmak üzere Batı'da Bermuda Üçgeni, Doğu'da ise Japonya açıklarındaki Ejder Üçgeni bu enlemin üzerinde yer alır Merkezi Gize olan bu her iki simetri içinde bulunan bölgelerin geçmişi bugün bile açıklanamayan yaşanılmış bir dizi esrarengiz olaylarla doludur.Üstelik aynı enlem Tibet'in gizemli başkenti Lhasa üzerinden de geçmektedir.
Bermuda Üçgeni, Ejder Üçgeni ve Lhasa
Piramitlerin yapılmasının bir diğer nedeni de buydu...Gizli yeraltı merkezlerini su baskınlarından kurtarabilmek...Böylelikle piramitler, bu gizli yeraltı tünellerinin giriş noktalarına yerleştirildi.
Böylelikle adaya ilk sır aktarılmış olmaktaydı: ''İnsan Tanrısı'na benzemektedir. Bir başka deyişle insanda Tanrısal bir güç gizlidir."
Evet buradan adayın çıkartması gereken birinci ders yaşamın sadece görünenden ve zannedilenden ibaret olmadığıydı..
Sabretmeden, fazlalıklarını terk etmeden ve arınmadan sırlarla karşılaşamayacaktı!...
Sabretmenin basit anlamda köşesine çekilip bekleme olmadığını, tam tersine kendisinin göstereceği çaba ve çalışmayla geçen bir süreci kapsaması gerektiğini fark etmişti...
"Dünyaya kadar gelen bu ruhlara sonra ne oluyor? Bu madde girdabından kurtulamamak diye bir şey söz konusu olabiliyor muydu?"
Bu konuyu biraz açalım...
Maddeye bağlanabilmek için kendi ışığını azaltmak zorunda kalan varlık, dünyada yaşarken astral yapısında da çok büyük bir kabalaşmaya maruz kalmaktadır. İşte varlığın en çok etkilendiği olumsuz koşul da budur. Astral yapısı kabalaşan ve adeta bir kabuk gibi varlığın iç ışığını bedensel yaşamına aktarmasına engel olan bu sonuçla her varlık karşılaşmaktadır. Ve her varlık bu dünyadan ayrılıp asıl vatanına dönerken bu astral kabuktan kurtulmak zorunluluğu ile karşı karşıya gelmektedir.